Danıştay Kararı 8. Daire 2005/1425 E. 2005/5059 K. 09.12.2005 T.

8. Daire         2005/1425 E.  ,  2005/5059 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2005/1425
Karar No: 2005/5059
Temyiz İsteminde Bulunan : …
Karşı Taraf : Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacının şikayetçi olduğu … Üniversitesi eski Rektörü … hakkında soruşturma açılmamasına ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 28.8.2002 günlü kararının iptali istemiyle açılan davada; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa tabi kamu görevlileri için ayrı bir soruşturma usulünün öngörüldüğü, yetkili kurullarca verilen kararların hangi mercilerce inceleneceğinin ayrı ayrı belirtildiği, bu bakımdan davacının şikayeti üzerine verilen kararın idare mahkemesi tarafından yargısal incelemesi yapılabilecek icrai bir karar olarak nitelendirilebilmesinin hukuken mümkün olmadığı, verilen karar üzerine yargı yerince yapılan incelemelerin ise yargısal bir incelemeyi içermediğinin tartışmasız olduğu, bu durumda, dava konusu edilen “soruşturma izni verilmemesine” ilişkin işlemin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 14/3-d maddesinde belirtilen “idari davaya konu olabilecek nitelikte” işlem olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar veren … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘nin Düşüncesi : Davaya konu işlem, idari davaya konu olabilecek nitelikte olduğundan, istemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : … Üniversitesi Eski Rektörü hakkında soruşturma açılmamasına ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının kararının iptali istemiyle açılan davayı idari davaya konu olabilecek bir işlem olmadığından bahisle incelemeksizin reddeden Mahkeme kararı temyiz edilmektedir.
Anayasanın 125. maddesinin ilk fıkrasında, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu kuralı yer almaktadır.
Yükseköğretim personelinin görevlerini yaptıkları sırada veya görevlerinden dolayı işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında, Yükseköğretim Kanununun 53. maddesinin (c) bendinde belirtilen yetkili idari amirlerce soruşturma emri verilerek ceza kovuşturması başlatılmaktadır. Bu suretle yargılama süreci işletilmekte, ceza hukukundan beklenen kamu düzeninin sağlanması amacına ulaşılabilmektedir.
Soruşturma izni verilmediği takdirde, yargılama süreci başlatılamayacağı için, idarenin takdir yetkisini kullanmasına dayalı idari işlemle, işlendiği iddia olunan suçun kovuşturulması yolu kapatılmaktadır.
İdarenin takdir yetkisini kullanmasına dayalı, tek taraflı ve kamu gücüne dayanan, kamu düzenine ve suçtan zarar görene ilişkin olarak hukuki sonuç doğuran ve bu nedenle kesin ve yürütülmesi zorunlu niteliği bulunan soruşturma izni verilmemesi işleminin, idari yargı denetimine tabi bir idari işlemin unsurlarını taşıdığının kabulü zorunludur.
Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacının şikayetçi olduğu … Üniversitesi eski Rektörü … hakkında soruşturma açılmamasına ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işleminin iptali isteminden doğmuştur.
Anayasamızın 129. maddesinin son fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılmasının, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlı olduğu hükmüne yer verilmiş, idari bağımsızlığın korunması, Devlet işlerinin sağlıklı yürütülmesi, memur suçlarının anlaşılmasının uzmanlık gerektirdiği yolundaki Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanunu Muvakkatin gerekçesi gibi, Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Kurumları görevlilerinin de yaptıkları işin niteliği, tabi oldukları hizmet rejimi ve taşıdıkları sıfatlar sebebiyle özel koğuşturma usulü getirilmesinin zorunlu olduğu gerekçesiyle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53. maddesinin (c) fıkrası, 20.4.1982 gün ve 17670 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2653 sayılı Yasa ile değiştirilmiştir.
2547 sayılı Yasanın 53. maddesinin değişik (c) fıkrasında aynen;
“c-Ceza soruşturması usulü:
Yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
(1) ilk soruşturma
Yükseköğretim Kurulu Başkanı için kendisinin katılmadığı, Milli Eğitim Bakanının başkanlığındaki bir toplantıda, Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek en az üç kişilik bir kurulca, diğerleri için, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri uygun sayıda soruşturmacı tarafından yapılır.
Öğretim elemanlarından soruşturmacı tayin edilmesi halinde, bunların, hakkında soruşturma yapılacak öğretim elemanının akademik unvanına veya daha üst akademik unvana sahip olmaları şarttır.
(2) Son soruşturmanın açılıp açılmamasına;
a-Yükseköğretim Kurulu Başkanı ve üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanı ve üyeleri hakkında Danıştayın 2 nci Dairesi,
b-Üniversite rektörleri, rektör yardımcıları ile üst kuruluş genel sekreterleri hakkında, Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek üç kişilik kurul, c-Üniversite, fakülte, enstitü ve yüksekokul yönetim kurulu üyeleri, fakülte dekanları ve dekan yardımcıları, enstitü ve yüksekokul müdürleri ve yardımcıları ile üniversite genel sekreterleri hakkında, rektörün başkanlığında rektörce görevlendirilen rektör yardımcılarından oluşacak üç kişilik kurul,
d-Öğretim elemanları, fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterleri hakkında üniversite yönetim kurulu üyeleri arasından oluşturulacak üç kişilik kurul,
e-657 sayılı Devlet memurları Kanununa tabi memurlar hakkında, mahal itibariyle yetkili il idare kurulu, karar verir.
f-Yükseköğretim Kurulu ile üniversite yönetim kurullarınca oluşturulacak kurullarda görevlendirilecek asıl ve yedek üyeler bir yıl için seçilirler. Süresi sona erenlerin tekrar seçilmeleri mümkündür.
(3) Son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullar üye tamsayısı ile toplanır. Kurullara ilk soruşturmayı yapmış olan üyeler ile haklarında karar verilecek üyeler katılamazlar. Noksanlar yedek üyelerle tamamlanır. Diğer hususlarda bu Kanunun 61 nci maddesi hükümleri uygulanır.
(4) Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri hakkında Danıştayın 2 nci Dairesinde verilen lüzum-u muhakeme kararına itiraz ile men-i muhakeme kararlarının kendiliğinden incelenmesi Danıştayın İdari İşler Kuruluna aittir. Diğer kurullarca verilen lüzum-u muhakeme kararına ilgililerce yapılacak itiraz ile men-i muhakeme kararları kendiliğinden Danıştay 2 nci Dairesince incelenerek karara bağlanır. Lüzum-u muhakemesi kesinleşen Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyelerinin yargılanması Yargıtay ilgili ceza dairesine, temyiz incelemesi Ceza Genel Kuruluna, diğer görevlilerin yargılanmaları suçun işlendiği yer adliye mahkemelerine aittir.
(5) Değişik statüdeki kişilerin birlikte suç işlemeleri halinde soruşturma usulü ve yetkili yargılama mercii görev itibariyle üst dereceliye göre tayin olunur.
(6) Yükseköğretim Kurulu Başkanı ve rektörlerin 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun kapsamına giren suçlarından dolayı yapılacak ceza soruşturmasında yukarıda belirtilen ceza kovuşturması usulü tatbik edilir. Bunlar dışında kalan tüm görevliler için 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun hükümleri uygulanır. 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun kapsamına giren suçlarından dolayı kanuni kovuşturma için gereken izin, Yükseköğretim Kurulu üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri ve bu kuruluşların memurları (Üniversitelerarası Kurul memurları dahil) hakkında Yükseköğretim Kurulu Başkanından, üniversite yöneticileri ve öğretim elemanları ile memurlar hakkında üniversite rektörlerinden alınır.
(7) İdeolojik amaçlarla Anayasada yer alan temel hak ve hürriyetleri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü veya dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayrılığına dayanılarak nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyeti ortadan kaldırmak maksadıyla işlenen suçlarla bunlara irtibatlı suçlar, öğrenme ve öğretme hürriyetini doğrudan veya dolaylı olarak kısıtlayan, kurumların sükûn, huzur ve çalışma düzenini bozan, boykot, işgal, engelleme, bunları teşvik ve tahrik, anarşik ve ideolojik olaylara ilişkin suçlar ile ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinde, yukarıda yazılı usuller uygulanmaz; bu hallerde kovuşturmayı Cumhuriyet Savcısı doğrudan yapar.
(8) Bu kanunda yer almamış hususlarda 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanun hükümleri uygulanır” hükümlerine yer verilmiş, 4.12.1999 gün ve 23896 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 16. maddesinde, kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen hallerde bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür.
Davaya konu işlem, 2547 sayılı Yasanın 53/c maddesinin 1. bendi kapsamında “soruşturma açılmamasına” ilişkindir ve bu işlemin iptali istemiyle açılan dava, Mahkemece, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa tabi kamu görevleri için ayrı bir soruşturma usulünün öngörüldüğü, yetkili kurullarca verilen kararların hangi mercilerce inceleneceğinin ayrı ayrı belirtildiği, bu bakımdan davacının şikayeti üzerine verilen kararın idare mahkemesi tarafından yargısal incelemesi yapılabilecek icrai bir karar olarak nitelendirilebilmesinin hukuken mümkün olmadığı, verilen karar üzerine yargı yerince yapılan incelemelerin ise yargısal bir incelemeyi içermediğinin tartışmasız olduğu, bu durumda, dava konusu edilen “soruşturma izni verilmemesine” ilişkin işlemin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 14/3-d maddesinde belirtilen “idari davaya konu olabilecek nitelikte” işlem olmadığı gerekçesiyle işin esasına girilmeksizin dava reddedilmiştir.
Temyize konu kararda belirtilenin aksine, henüz ortada itiraza konu edilebilecek, yetkili kurulca verilmiş bir lüzum ya da men-i muhakeme kararı bulunmamaktadır. “Soruşturma açılmamasına” ilişkin davaya konu işlem, yasada ve temyize konu kararda öngörülen sürece engeldir ve bu işleme karşı herhangi bir başvuru yolu öngörülmemiştir. Bu hale göre kesindir, kamu gücüne dayanmaktadır, doğrudan uygulanmakta ve hukuki sonuç doğurmaktadır. Bir diğer ifadeyle, her yönüyle idari davaya konu olabilecek işlem niteliğindedir.
Öte yandan Anayasamızın, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkında sahip olduğu, yolundaki 36. ve idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunu açık tutan 125. maddeleri uyarınca, işin esasının incelenmesi gerekir.
Bu durumda, aksi yöndeki temyize konu kararda usul hukukuna uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine 9.12.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu (X) : Davaya konu “soruşturma açılmamasına” ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işlemi, ceza yargılamasına ilişkindir ve 2547 sayılı Yasanın 53/c maddesinden kaynaklanmaktadır.
Bu çerçevede, davacının şikayetinin değerlendirilmesi sonucu, davalı idarece verilen “… Üniversitesi eski Rektörü … hakkında soruşturma açılmamasına ilişkin karara karşı 2547 sayılı Yasanın 53/c-4 maddesi uyarınca Danıştay 1.Dairesine itiraz edilebileceği tabidir.
Bu itibarla, Mahkeme kararının, bu gerekçe ile onanması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki karara katılmıyorum.