Danıştay Kararı 8. Daire 2004/986 E. 2004/5085 K. 24.12.2004 T.

8. Daire         2004/986 E.  ,  2004/5085 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2004/986
Karar No: 2004/5085
Temyiz İsteminde Bulunan : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : …
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Teorisi Anabilim dalında araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, … Üniversitesine doktora eğitimi yapmak üzere gönderilen davacının doktora eğitiminde başarısız olması nedeniyle kendisine yapılan masrafı % 50 fazlasıyla ödemesi gerektiğini bildiren 03.01.2003 gün ve … sayılı … Üniversitesi Rektörlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davada, 2547 sayılı Yasanın 35, 2914 sayılı Yasanın 20, 657 sayılı Yasanın 225 ve Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddelerinden söz edilerek, olayda, doktora eğitimi için başka bir üniversiteye gönderilen ve yabancı dil sınavında başarılı olamayarak doktora eğitimini tamamlayamayan davacı için yapılan masrafların % 50 fazlasıyla tahsilinin yukarıda anılan Yasa maddeleri uyarınca mümkün olduğu, öte yandan, davacıdan talep edilecek miktar belirlenirken, eğitimi süresince İstanbul Üniversitesindeki aldığı görevlerin araştırma görevlisi olduğu dönemindeki çalışmalarının da göz önünde bulundurulması gerektiğinden, davacının bu çalışmaları ve aldığı görevler karşılığı hakettiği ücretler düşülmeksizin ve adli yargı da bir alacak davacı açılmaksızın masrafların %50 fazlasının doğrudan tahsiline yönelik işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve E…., K:… sayılı kararının; davacının imzaladığı kefalet ve yüklenme senedinin içeriği incelenmeksizin işlem iptalinde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ün Düşüncesi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nin Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
Uyuşmazlık; doktora eğitimi yapmak üzere İstanbul Üniversitesine gönderilen davacının, doktora eğitiminde başarısız olması nedeniyle kendisine yapılan masrafların % 50 fazlasıyla ödenmesi gerektiğini bildiren … Üniversitesi Rektörlüğü işleminden doğmuştur.
Yargılama Hukukunda, hüküm, uyuşmazlığı çözmekle görevli ve yetkili yargı yerinin, yargılama sürecinin sonunda ulaştığı sonuçtur. Yargı yerinin bu sonuca ulaşırken bir gerekçeye dayanması, hem Anayasada hem de Yargılama Hukukunda yer alan ilkelerdendir. Gerekçe, yargıcın önüne gelen uyuşmazlıkla ilgili olarak saptadığı maddi olgular ile hüküm fıkrası arasındaki köprü olup, aynı zamanda kararın hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesine de olanak tanır. Yargı kararlarının mutlaka gerekçeli olması gerektiği yolundaki ilkenin amacı da budur. Bunun yanında, kararda yargıcı uyuşmazlığın çözümünde tek başına yargıya götürmeye yeterli bir gerekçe gösterilmiş iken farklı ikinci bir gerekçeye daha dayanılması, yargı yerinin ilk gerekçeye ve bunun sonucu olan yargıya güvensizliğini gösterdiği gibi, tarafların aralarındaki uyuşmazlığın adil bir çözüme kavuşturulduğu konusundaki inançları da zedeler.
Dosyanın incelenmesinden, temyize konu İdare Mahkemesi kararında, doktora eğitimi için başka bir üniversiteye gönderilen ve yabancı dil sınavında başarılı olamayarak, doktora eğitimini tamamlayamayan davacıdan, masrafların %50 fazlasıyla tahsilinin mümkün olduğu, talep edilecek miktar belirlenirken, davacının eğitimi süresince İstanbul Üniversitesinde aldığı görevlerin, araştırma görevlisi olduğu dönemlerdeki çalışmalarının da gözönünde bulundurulması gerektiği ve adli yargıda bir alacak davası açılmasının doğrudan tahsile yönelik işlem tesis edilemeyeceği belirtilerek, dava konusu işlemin hukuka aykırılığı konusunda iki ayrı gerekçeye dayanılarak karar verildiği anlaşıldığından, karar, bu haliyle Yargılama Usulü Hukuku ile ilgili olarak yukarıda açıklanan sakıncaları doğurabilecek nitelikte olması nedeniyle hukuka uygun bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere adı geçen mahkemeye gönderilmesine 24.12.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu (X) : Yargılama sonucunda oluşturulacak hükmün dayandığı “gerekçe” esas itibariyle yargıcı o hükmü kurmaya sevkeden neden ve unsurlardan ibarettir.Bu neden ve unsurların sayısının kısıtlanmasına cevaz veren herhangi bir mevzuat hükmü bulunmadığı gibi, yargılama sonucunda yegane bir gerekçe gösterilmesinin istenmesi de yargıcın dosyayı yeterince incelemediğini göstermesi açısından da olumsuz bir yargılama biçimi oluşturacaktır.Aksine gerekçenin çeşitlendirilmesi, tarafların adil yargılama yapıldığı kanısını güçlendirecek, bu suretle adalete olan güven duygusu tamamlanabilecektir.
Olayda, temyize konu mahkeme kararı ile bir yandan işin esasına girilerek davalıdan tahsil edilebilecek alacak kalemlerinden nelerin düşülebileceği belirtilmekte, diğer yandan da anılan alacağın tahsil usulü yani adli yargıda dava açılması gerekliliği gösterilmekte olup, bunun iki ayrı gerekçe olarak yorumlanmasına da hukuken olanak yoktur.
Açıklanan nedenlerle kararın onanması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.