Danıştay Kararı 8. Daire 2004/2364 E. 2004/4056 K. 27.10.2004 T.

8. Daire         2004/2364 E.  ,  2004/4056 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2004/2364
Karar No: 2004/4056

Temyiz İsteminde Bulunan : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : …
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim İş Eğitimi Bölümünde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken 2547 sayılı Yasanın 35. maddesi hükmü uyarınca … Üniversitesine sanatta yeterlilik eğitimi yapmak üzere gönderilen davacının, doktora eğitiminde başarısız olması üzerine taahhüt ve kefalet senedi uyarınca doktora eğitimi süresince davacıya ödenen toplam 24.894.650.000.-liranın davacıdan tahsil edildiği, bu durumun haksız, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu ileri sürülerek, bu meblağın davalı idarece yasal faiziyle birlikte maddi tazminat olarak, bu işlem nedeniyle duyulan üzüntü nedeniyle de 5.105.350.000.-liranın manevi tazminat olarak, (toplam 30.000.000.000.-lira) ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, doktora eğitimi için başka bir üniversiteye gönderilen davacıdan, yukarıda anılan Yasa hükümleri uyarınca masrafların tahsilinin mümkün olduğu, ancak, davacının eğitimi süresince bu yerdeki araştırma görevlisi olarak çalışmaları da göz önünde bulundurulmak suretiyle ve Anayasanın angarya yasağı da göz önünde bulundurularak, alacak davası açılmak suretiyle tahsili gereken bir miktar belirlemeksizin tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, bu durumda, davacıdan tahsil edilen 24.894.650.000.-liranın eksik işlem tesis edilmek suretiyle, hizmet kusuru oluşturularak tahsil edildiği sonuç ve kanaatine varılmış olduğundan, bu miktarın davanın açıldığı 23.4.2003 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminen ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, maddi tazminat istemini kabul eden, davacıdan belirlenen miktarın tahsil edilmesinin davalı idareyi manevi tazminat ödemeye yükümlü kılacak nitelikte olmadığından, manevi tazminat istemini ise reddeden … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının; 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca maddi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerekceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘in Düşüncesi : Araştırma görevlisi olan ve 2547 sayılı Kanunun 35.maddesi uyarınca sanatta yeterlilik eğitimi için başka üniversitede görevlendirilen davacıdan başarılı olamaması nedeniyle ödenen aylıklarının % 50 fazlası ile geri alınması işlemini iptal eden İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Davacı, 657 sayılı Kanunun 225.maddesinde kurala bağlandığı biçimde kendisinden istenilen mecburi hizmeti yerine getirememe kapsamında bulunmamaktadır. Ancak yüklenme senedi ile idareye karşı taahhüt ettiği yükümlülüklerini yerine getirmekle sorumlu tutulabileceğinden ödenen aylıkların % 50 fazlası ile geri alınmasına hukuki olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın aktarılan gerekçe ile onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, … Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim İş Eğitimu Bölümünde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken 2547 sayılı Yasanın 35. maddesi hükmü uyarınca … Üniversitesine sanatta yeterlilik eğitimi yapmak üzere gönderilen davacının, doktora eğitiminde başarısız olması üzerine taahhüt ve kefalet senedi uyarınca doktora eğitimi süresince davacıya ödenen toplam 24.894.650.000.-liranın davacıdan tahsil edildiği, bu durumun haksız, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu ileri sürülerek, bu meblağın davalı idarece yasal faiziyle birlikte maddi tazminat olarak, bu işlem nedeniyle duyulan üzüntü nedeniyle de 5.105.350.000.-liranın manevi tazminat olarak, (toplam 30.000.000.000.-lira) ödenmesine karar verilmesi isteminden doğmuştur.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun “Öğretim Elemanı Yetiştirme” başlıklı 35. maddesinde; “Yükseköğretim kurumları, kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler. Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilirler.Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler. Yurtiçi ve yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek sorundadırlar. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hükmün dışındadır.” hükmüne yer verilmiş, Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 4. bendinde ise, görevlendirme ve/veya atama işleminden önce adaylardan, kendilerine kadrosu tahsis edilen üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünde 2547 sayılı Kanunun 35. maddesi şartları içinde Lisansüstü eğitim-öğretim süresi (tatiller dahil) kadar mecburi hizmeti yerine getirmek zorunda bulunduklarına dair bir taahhüt ve kefalet senedinin alınacağı, bu senette ilgili araştırma görevlilerinin lisansüstü eğitim-öğretimlerinin tamamlanmasından ne kadar süre sonra kadroyu tahsis eden üniversiteye veya yüksek teknoloji enstitüsüne döneceğini belirten bir hükmün de yer alacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, … Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken 2547 sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca kadrosu davalı üniversitede kalmak kaydı ile sanatta yeterlilik eğitim için 15.4.1999 tarihinde … Üniversitesine geçen davacının, 25.2.2000 tarihinde kefalet senedi imzaladığı, davacının isteği ve Yükseköğretim Kurulu’nun 10.3.2000 tarihli izni ile 2547 sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca sanatta yeterlilik eğitimine … Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak devam etmesinde sakınca görülmeyen davacının, 27.9.1999 tarihli Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı kararı uyarınca girdiği LES sınavından 44,32 puan alarak başarısız olması üzerine 24.10.2001 tarihli kefalet senedi uyarınca işlem yapılmak üzere kadrosunun davalı … Üniversitesine iade edilmesi üzerine 24.3.2004 tarihli işlemle 657 sayılı Yasanın Değişik 225. maddesi uyarınca davacıya Mayıs/1999 – Şubat/2002 tarihleri arasında ödenen maaşının %50 fazlasıyla tahsil edildiği, davacı tarafından bu miktarın iadesi ve manevi tazminat istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, doktora eğitimi için başka üniversiteye gönderilen davacının, doktora eğitimi yaparken araştırma görevlisi olarak da görev yaptığı Anayasaya göre angarya yasak olduğunan alacak davası açılmak suretiyle tahsili gereken miktar belirlenmeksizin tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın maddi tazminata ilişkin kısmının kabul edildiği görülmektedir.
Yukarıda anılan düzenlemeler ile bir üniversitede görev yapan öğretim elemanlarının kadrosunun başka bir üniversiteye nakledilmesindeki amacın ilgililerin akademik gelişimini sağlamak olduğu, asıl kurumların bu gelişimin maliyetlerini üstlenirken öğretim elemanlarının gelişim sürecinde elde ettikleri bilgi ve görgülerinin hizmet götürdükleri tüketiciler olan üniversite veya üniversite öğrencilerine yansıtılmasını gözetmek zorunda bulunduğu, idarelerin özelde bu hizmet yansımasını genelde ise kamusal yararı gerçekleştirmek amacıyla başka bir kurumda görevlendirdiği veya kadrosuyla naklettiği öğretim elemanlarının geri dönüşünü sağlamak için önlemler almasının ve bunun için ilgili mevzuatta kişilere gerek mecburi hizmet yükümlülüğü, gerekse de taahhütname ve kefalet senedi imzalatmak şeklinde yaptırımlar öngören düzenlemeler yapabileceklerinin açık olduğu tartışmasızdır.
Diğer yandan, dava konusu işlemlerin dayanağı olan doktora ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlem ile taahhütname-kefalet senedi uyarınca para istenilmesine ilişkin işlemin de dava konusu edilmediği açıktır.
Bu durumda, davacının imzaladığı taahhütname-kefalet senedinde yer alan mali yaptırımların yerine getirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, davacıdan söz konusu taahhütname kefalet senedi uyarınca tahsil edilen ücretin yasal faiziyle birlikte iadesi niteliğindeki maddi tazminat isteminin kabulü yönünde verilen mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 27.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.