Danıştay Kararı 8. Daire 2004/2139 E. 2004/4654 K. 03.12.2004 T.

8. Daire         2004/2139 E.  ,  2004/4654 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2004/2139
Karar No: 2004/4654
Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : … Üniversitesi Rektörlüğü
İstemin Özeti : … Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü 4. sınıf öğrencisi olan davacının, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 10/c maddesi uyarınca yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … Üniversitesi Disiplin Kurulunun 22.11.2002 gün ve 16 sayılı işleminin Mahkemelerinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine, bir yıl süreyle okuluna devam edememesinden dolayı uğranıldığı öne sürülen 8.000.000.000.-lira maddi ve 2.000.000.000.-lira manevi zararın 24.12.2003 tarihinde itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; 2577 sayılı Yasanın 12. maddesinden bahisle, Mahkemelerince davacı lehine verilen iptal kararının, 29.07.2003 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen 23.12.2003 tarihinde açılan bu davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davayı süreaşımı yönünden reddeden … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘nin Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi : Davacının … Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni öğrencisi iken davalı idarenin 22.11.2002 gün ve … sayılı işlemi nedeniyle bir yıl süreyle fakülteye devam edemeyeceğinden dolayı uğradığı 8.000.000.000 TL. maddi ve 2.000.000.000 TL manevi tazminatın 24.12.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; … İdare Mahkemesince verilen … gün ve E:…, K:… sayılı süre ret kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesinde, ilgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 inci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır, hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki yasa hükmüne göre, tazminat davalarının ya iptal davası sonunda verilen kararın yazılı bildirimi tarihinden yada bu karara karşı kanun yollarına başvurulmuş ise kanun yolu sonunda verilecek kararın bildiriminden itibaren açılması gerekmektedir. Kanun yoluna başvurma, tam yargı davasına ilişkin süreyi kesen bir olgu olarak ortaya çıkmakta, bu başvurunun sonuçlanması üzerine de ilgiliye yeni bir dava açma süresi tanınmaktadır.
Olayda, davacının öncelikle iptal davası açtığı ve bu davanın iptale sonuçlandığı kararın davacıya tebliğ edildiği 29.07.2003 tarihinden itibaren altmış günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 23.12.2003 tarihinde açılan tazminat davasının süresinde açılmadığı gerekçesiyle süre ret kararı verilmişsede; söz konusu iptal kararına karşı davalı idarece 14.08.2003 tarihinde temyiz yoluna başvurulduğu açık bulunduğundan ve temyiz sonucunda verilecek karar üzerine tazminat davası açılabileceğinden, davanın zamanından önce açıldığı kabul edilerek kanun yolu sonunda verilecek kararın sonucuna göre davanın esastan karara bağlanması gerektiğinden temyiz isteminin kabulüyle; Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık; … Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü 4. sınıf öğrencisi olan davacının, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 10/c maddesi uyarınca yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … Üniversitesi Disiplin Kurulunun … gün ve … sayılı işleminin Mahkemelerinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine, bir yıl süreyle okuluna devam edememesinden dolayı uğranıldığı öne sürülen 8.000.000.000.-lira maddi ve 2.000.000.000.-lira manevi zararın 24.12.2003 tarihinde itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi isteminden doğmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 12. maddesinde, ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilecekleri, bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma haklarının saklı olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Bu düzenleme ile ilgililere, haklarını ihlal eden bir idari işlem nedeniyle doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davasını birlikte açabilmelerinin yanısıra üçüncü bir yol olarak, ilk önce iptal davası açarak bunun karara bağlanması üzerine tam yargı davası açabilmeleri olanağı tanınmıştır.
İlgililer tarafından üçüncü seçenek tercih edilerek önce iptal davası açılması durumunda, yasa koyucu, tam yargı davası açılabilmesi için süreyle ilgili iki seçenek tanımıştır. Bunlardan birincisi, iptal davasını sonuçlandıran kararın tebliği üzerine, ikincisi ise, taraflardan birinin kanun yollarına başvurması halinde, verilecek kararın tebliği üzerine, süresi içinde tam yargı davası açılabilmesidir.
Somut olayda ise, davacı hakkinda tesis edilen işlem dolayısıyla bir yıl okuluna devam edemediği, bu işlemin … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edildiği, bu kararın davacı vekiline 29.07.2003 tarihinde tebliğ edildiği, bu arada iptal kararının davalı idarece 14.08.2003 günü temyiz edildiği, davacı vekili tarafından 23.12.2003 tarihinde tam yargı davası açıldığı, Mahkemece temyize konu karar ile, iptal kararının tebliğ edildiği 29.07.2003 tarihi itibariyle işleyen 60 günlük dava süresi geçirildiğinden süreaşımı nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmemektedir.
Oysa, Usul kanununun anılan 12. maddesinde, kanun yollarına başvurulması, tam yargı davası açma süresini canlandırır niteliktedir. Olayımızda da davalı idarece temyiz yoluna başvurulduğuna ve davacının temyiz sonrasında da dava açma hakkı bulunduğuna göre, belirtilen gerekçe ile davanın süreaşımı nedeniyle reddinde usul hukukuna uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine 03.12.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu (X) : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 12. maddesi, iptal davası sonrasında tam yargı davası açılabilmesi için ilgililere iki seçenek tanımıştır. Bunlardan birincisi iptal davası sonucunda verilen kararın tebliğ üzerine, ikincisi ise, kanun yollarına başvurulmuş ise verilecek kararın tebliği üzerine süresi içinde tam yargı davası açılabilmesidir. Kanun yollarına başvurulduktan sonra maddi olay, farklı hukuki boyutlarda değerlendirilebilecek, dolayısıyla iptal kararı sonrasında açılacak tam yargı davası ile kanun yollarına başvurduktan sonra açılacak tam yargı davasının hukuki temelleri farklılaşabilecektir.
Taraflardan birinin kanun yollarına başvurması , birinci seçenekte öngörülen tam yargı davası süresini canlandırır nitelikte görülemez. Aksini kabul, “iptal davasında verilen kararın kesinleşmesine kadar her zaman tam yargı davası açılabilir” sonucuna götürür ki bu durum, madde metnindeki anılan ayrımı işlevsiz kılacaktır.
Somut olayda, davalı idarenin iptal kararını temyiz ettiği davacı vekilince bilinmesine rağmen ikinci seçenek tercih edilmemiş, iptal kararının tebliği üzerine tam yargı davası açma yolu benimsenmiştir. Bu haliyle davanın süresinde açılmadığı ortadadır. Mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile aksi yöndeki karara katılmıyoruz.