Danıştay Kararı 8. Daire 2004/2138 E. 2004/4786 K. 08.12.2004 T.

8. Daire         2004/2138 E.  ,  2004/4786 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2004/2138
Karar No: 2004/4786
Temyiz İsteminde Bulunan : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : … Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Bilim Dalı için ilan edilen yardımcı doçent kadrosuna başvuruda bulunan davacının, başvurusunun işleme konulmadığı yönünde tesis olunan … gün ve … sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davada; davacının Üniversitelerarası Kurul Kararı uyarınca girdiği KPDS Sınavından 65 puan aldığını tevsik eden sonuç belgesi mevcut iken ve basın ilanında KPDS den 65 puan alanların yabancı dil sınavından muaf olacakları belirtilmiş ve başkaca da bir sınırlayıcı koşul getirilmemişken yeni Doçentlik Sınav Yönetmeliği uyarınca Arapça’nın yabancı dil sınavında geçerli olduğuna dair yeni tarihli Üniversitelerarası Kurul Kararı ibraz edilmediği gerekçesine dayalı işlemde sebep unsuru yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, davada süreaşımı bulunduğu, işin esasında da davacının haksız olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘un Düşüncesi : Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘nin Düşüncesi : … Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Bilim Dalı için ilan edilen yardımcı doçentlik kadrosuna başvuruda bulunan davacının, başvurusunun işleme konulmaması yönünde tesis olunan davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davada dava konusu işlemi iptal eden idare mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Davalı idarece yardımcı doçent ilanı verildiği tarihte yürürlükte olan 1.9.2000 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Doçentlik Yönetmeliğinin yabancı dil koşulu başlıklı 5.maddesinde yabancı dil koşulunun sağlanması için adayların İngilizce, Fransızca veya Almanca dillerinin birinden Üniversitelerarası Kurul yabancı dil sınavına girmeleri gerektiği, belirtilen yabancı dillerden başka dillerde yabancı dil sınavı açılmasının Üniversitelerarası Kurul kararı ile olacağı kuralları yer almış olup, bu dillerin dışındaki dillerden sınava girilebilmesi için Kurula başvurulması gerektiğine YÖK Yürütme Kurulunun 19.9.2000 tarihli toplantısında karar verilerek anılan kararın tüm üniversite rektörlüklerine gönderilmiştir.
Öte yandan, 27 Mart 1998 tarihli ve 95 sayılı Üniversitelerarası Kurul kararının (a) bendi ile de ………İslam Tarihi Anabilim Dallarında Arapça ve Farsca kaynak dili oluşturduğundan bu diller dışında Doçentlik Sınav Yönetmeliğinde kabul edilen dillerden yabancı dil sınavına girmeleri gerektiği, (b) bendinde de, Kurulun çeşitli tarihlerdeki toplantılarında alınan kararlar uyarınca bu güne kadar Arapça ve Farsça’dan doçentlik sınavına girip belgeleri kabul edilmiş adaylar ile Üniversitelerarası Kurul’a başvurmuş ancak başvurusu sonuçlanmamış adayların, haklarının korunması açısından bu karar kapsamı dışında tutulmaları yolunda karar alındığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, 30.7.1996 tarihli dilekçesi ile Üniversitelerarası Kurula başvurarak 1996-1997 öğretim yılında yapılacak Doçentlik sınavı için Arapça dilinden dil sınavına girmek istediğini bildiren davacının bu isteğinin, anılan kurulun 27.12.1996 tarihli toplantısında alınan kararla kabulüne karar verilmesi üzerine, anılan bu karara dayalı olarak ÖSYM’ce 7.11.1999 tarihinde yapılan KPDS sınavına Arapça dilinden girerek alınan 65 puanın, davalı idare tarafından 23.12.2002 tarihinde ilan edilen yardımcı doçentlik kadrosuna davacı tarafından yapılan başvuruda yabancı dil şartının yerine getirilip getirildiğinin kabul edilip edilemiyeceğine ilişkin bulunmaktadır.
Yukarıda alıntısı yapılan olay tarihinde yürürlükte bulunan Doçentlik Yönetmeliğindeki hükümlerle, Üniversitelerarası Kurulun 27.3.1998 ve 19.9.2000 tarihli toplantılarında alınan kararlar gözönüne alındığında, davalı idare tarafından davacıdan, doçentlik başvurusunda Arapça’nın yabancı dil sınavı için geçerli olduğuna dair Üniversitelerarası Kurul’dan yeni tarihli karar getirilmesinin istenilmesinde mevzuata ve hukuka aykırılık görülmediğinden, aksi görüşle dava konusu işlemi iptal eden idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, ilan edilen yardımcı doçent kadrosuna başvuruda bulunan davacının başvurusunun işleme konulmamasından doğmuştur.
2577 sayılı Yasanın 7. maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı kuralı yer almış, aynı Yasanın 10. maddesinde de, ilgililerin haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabileceği, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitiminden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, davacının ilan edilen yardımcı doçent kadrosuna 31.12.2002 tarihinde başvurduğu, davalı idarenin, 8.1.2003 günlü yazıyla, davacıdan Arapça’nın yabancı dil sınavı için geçerli olduğuna dair yeni tarihli Üniversitelerarası Kurul Kararı getirmesini istediği, davacının aynı gün sunduğu yanıtla, başvurusunda bu konudaki Üniversitelerarası Kurul Kararını sunduğu, başvurusunun geçerli sayılmasını istediği, davacının bu tarihten yaklaşık 10 ay geçtikten sonra 4.11.2003 tarihinde verdiği dilekçeyle, 8.1.2003 günlü başvurusunu ilgi tutarak, bu başvurunun akıbetini sorduğu, kendisine 6.11.2003 günlü yazıyla başvrunun işleme konulmadığının bildirilmesi üzerine 1.12.2003 tarihinde bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere, ister davalı idarenin davacı hakkında en son tesis ettiği 8.1.2003 günlü işlem esas alınmış olsun, ister buna davacının aynı gün verdiği yanıt üzerine oluşan zımni ret işlemi esas alınmış olsun, davacının yukarıda anılan yasa maddelerinde belirtilen dava açma süresini geçirdiği açıktır. Davacının, idarenin 8.1.2003 tarihli en son yanıtının üzerinden 10 ay geçtikten sonra 4.11.2003 tarihinde yaptığı başvuru dava süresini yeniden ihya etmez.
Her ne kadar İdare Mahkemesince 2577 sayılı Yasanın 10. maddesi kapsamında dava süresinin bitiminden sonra idarenin bir yanıtının bulunduğu belirtilmişse de, davalı idarenin 6.11.2003 günlü vermiş olduğu yanıtın, davacının 4.11.2003 günü yaptığı başvuru üzerine verilen bir yanıt olduğu göz önüne alındığında idarenin bu yanıtının dava süresini ihya eden, 10. madde kapsamında bir işlem olmadığı açıktır.
Bu durumda, süre aşımı bulunan bu davada işin esasının incelenmesine olanak bulunmadığı halde, işin esasını inceleyerek iptal kararı veren İdare Mahkemesi kararında yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine 8.12.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu (X) : Davacının, 04.11.2003 günlü başvurusu üzerine verilen 06.11.2003 günlü yanıta karşı açılan dava süresinde olduğundan işin esasının incelenerek karar verilmesi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.