Danıştay Kararı 8. Daire 2004/2087 E. 2005/1702 K. 12.04.2005 T.

8. Daire         2004/2087 E.  ,  2005/1702 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2004/2087
Karar No: 2005/1702

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1- Adalet Bakanlığı
2-… Barolar Birliği
Vekili : …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacının … Barosu levhasına yazılmak için yaptığı başvurunun … Barosunca kabul edilmesine karşın, … Barolar Birliği’nin “baro levhasına yazılma isteminin reddine” ilişkin kararını onayan Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün … gün ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek , 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ın Düşüncesi : İstemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Davacının baro levhasına yazılma isteminin reddine ilişkin işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 5/c maddesinde, avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak halinde, avukatlık mesleğine kabul isteminin reddolunacağı kuralı yeralmaktadır.
Davacının memuriyet görevi sırasında işlediği efrada sui muamele suçundan mahkum edilmiş, kesinleşen mahkumiyet kararı tecil süresinin iyi halle geçirilmiş olmasından dolayı Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla esasen vaki olmamış sayılarak adli sicil kaydından silinmişse de, işlenen suçun niteliği avukatlık mesleğinin ilke ve amaçları ile bağdaşmamaktadır. Davacının mahkumiyetine neden olan eylemin toplumda yarattığı olumsuz etki dikkate alındığında avukatlık mesleğine katılmak için baro levhasına yazılma isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık; davacının … Barosu levhasına yazılmak için yaptığı başvurunun … Barosunca kabul edilmesine karşın, … Barolar Birliği’nin “baro levhasına yazılma isteminin reddine” ilişkin kararını onayan Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün … gün ve .. sayılı işleminin iptali isteminden doğmuştur.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun ” yönetim kurulunun görevleri ” başlığını taşıyan 95. maddesinin, 21. fıkrasında , hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak baro yönetim kurullarının görevleri arasında sayılmış, 110. maddesinin 17. fıkrasında aynı yönde getirilen düzenleme, Barolar Birliğinin görevleri arasında yer almıştır.
Aynı Kanunun “avukatlığa kabule engeller ” başlığını taşıyan 5. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde ise, ” avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresinde bilinmiş olmak ” fiili, avukatlığa engel fiil ve hallerden sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığı sırada “efrada sui muamele ” suçundan dolayı yapılan yargılaması sonrasında mahkum olan ve bu cezası kesinleştikten sonra … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.6.2003 günlü kararıyla sabıka kaydı silinen davacının, 22.4.2003 günlü dilekçeyle … Barosu levhasına avukat olarak yazılmak için yaptığı başvurunun, … Barosu Yönetim Kurulunca kabul edilmesine karşın … Barolar Birliği Yönetim Kurulunun … gün ve … sayılı kararıyla “adı geçenin Emniyet Müdürlüğü’nde görev yaparken işkence suçundan mahkum olduğu, insan haklarını savunmak ve korumakla görevli bir kurumun insanlığa karşı suç olarak nitelenen bir eylemden mahkum olan bir kişiyi avukat olarak bünyesine kabul etmesinin mümkün olamayacağı ve ilgilinin bu davranışıyla 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 5/c maddesinde ifade edilen ” avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresinde bilinir hale geldiği ” gerekçesiyle … Barosu’nun söz konusu kararı uygun bulunmayarak, davacının avukatlık ruhsatnamesi verilmesi yönündeki talebinin reddedildiği; Barolar Birliğinin bu kararının Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 23.5.2003 gün ve … sayılı işlemi ile onaylanarak kesinleşmesi üzerine bu işlemlerin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İdare Mahkemesince; 1136 sayılı Kanunun 5/c maddesinde belirtilen avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmasından söz edilebilmesi için bu tutum ve davranışların, çevrece bilinmiş olmasını sağlayacak derecede süreklilik arz ettiğinin subjektif değerlendirmelerden uzak bir biçimde kanıtlanmasının gerektiği, oysa davacının mahkumiyetinin ertelenmiş olması ve erteleme süresini iyi halle geçirmesi nedeniyle adli sicil kaydının silinmesi de gözönüne alındığında, olayda anılan yasa hükmünde öngörülen tutum ve davranışlarının çevresince bilinecek şekilde süreklilik arz ettiği ve yaygınlaştığından söz edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemler iptal edilmiş ise de; gerek ulusal, gerek ulusalüstü metinlerde “insanlığa karşı işlenen suçlar” kapsamında değerlendirilen işkence (efrada sui muamele) suçundan mahkum olan davacının bu fiilinin hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumakla görevli avukatlık mesleğinin ilke ve amaçlarıyla bağdaşmadığı açıktır.
Şu hale göre; davacının mahkumiyetine neden olan bu eyleminin toplumda yaratacağı olumsuz etkileri dikkate alındığında, avukatlık mesleğine katılmak için baro levhasına yazılmak istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuka ve mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan; davacının işkence suçundan dolayı almış olduğu mahkumiyetinin, mahkeme kararıyla adli sicilden silinmiş olmasının, işlenen fiilin niteliği karşısında, avukatlık mesleğine kabul edilmesi sonucunu doğurmayacağı tartışmasızdır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 12.4.2005 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.