Danıştay Kararı 8. Daire 2004/1522 E. 2004/4771 K. 07.12.2004 T.

8. Daire         2004/1522 E.  ,  2004/4771 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2004/1522
Karar No: 2004/4771
Temyiz İsteminde Bulunan : İçişleri Bakanlığı
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İli, … İlçesi Belediye Başkanı olan davacının, görevinden uzaklaştırıldığı dönemde ödenmediği ileri sürülen 5.952.500.000.-lira maaşının görevden uzaklaştırıldığı tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; hakkında açılan bir ön önceleme nedeniyle 12.6.2000 tarihli Bakanlık işlemiyle görevden uzaklaştırılan davacının, soruşturma izni verilmesine ilişkin kararın Danıştay İkinci Dairesinin kararı ile kaldırılması üzerine 2.3.2001 tarihli Bakanlık onayı ile görevine iade edildiği anlaşıldığından, davacının maaş ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği gerekçesiyle istemle bağlı kalınarak davacının açıkta geçen sürelere ilişkin toplam 5.952.000.000.-lira maaşının idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar veren … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ın Düşüncesi : Davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekmekte iken esası hakkında karar verilerek davanın kabulünde yasal isabet bulunmadığından, Mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘nin Düşüncesi : … ili, … ilçesi Belediye Başkanı olan davacının, görevinden uzaklaştırıldığı dönemde ödenmediği ileri sürülen 5.952.500.000.-lira maaşının görevden uzaklaştırıldığı tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, davacının açıkta geçen sürelere ilişkin toplam 5.952.500.000.-TL maaşın idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar veren İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
İdare Mahkemesince, Belediye Başkanı olan davacı hakkında açılan bir ön inceleme nedeniyle Bakanlık işlemiyle görevden uzaklaştırıldıktan sonra, hakkında verilen soruşturma izni verilmesine ilişkin kararın Danıştay İkinci Dairesinin kararıyla kaldırılması üzerine yeniden görevine iade edilmesi nedeniyle, açıkta geçen sürelere ilişkin maaşlarının idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiş ise de, belediye başkanları memur ve müstahdem sınıfına dahil olmayıp, aldıkları parada tahsisat olarak ifade edildiğinden, çalışılmayan döneme ait başkan ödeneğinin ödenmesi mümkün olmadığından, davanın reddi gerekirken işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle idare mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, … İli, … İlçesi Belediye Başkanı olan davacının, görevinden uzaklaştırıldığı dönemde ödenmediği ileri sürülen 5.952.500.000.-lira maaşının görevden uzaklaştırıldığı tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi isteminden doğmuştur.
Anayasanın 127. maddesinin dördüncü fıkrası ile bu hükme paralel düzenleme içeren 1580 sayılı Belediye Yasasının 93. maddesinin üçüncü fıkrasında, İçişleri Bakanının, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organlarını veya bu organların üyelerini geçici bir tedbir olarak kesin hükme kadar görevlerinden uzaklaştırabileceği hükme bağlanmıştır.
1580 sayılı Belediye Yasasının 93. maddesinin ikinci fıkrasında, belediye başkanlığının boşaldığı veya başkanının görevden uzaklaştırıldığı hallerde vali tarafından belediye meclisinin on gün içinde toplanmasının sağlanacağı, bu toplantıda meclisin katılanların salt çoğunluğunun gizli oyuyla ve kendi üyeleri arasında bir başkan vekili seçeceği, başkan vekilinin, yeni başkan seçilinceye veya görevden uzaklaştırılmış olan başkan görevine dönünceye kadar görev yapacağı, 117. maddesinin 2. bendinde, belediye heyetleri, memur ve müstahdemlerine ilişkin ödeneklerin, maaşların, ücretlerin belediye giderlerinden olduğu kurala bağlanmıştır.
Belediye başkanları mahalli halkın seçtiği kamu görevlileri olduklarından bunlara gördükleri hizmet karşılığı verilen para da maaş veya ücret değil, ödenektir.
Olayda, davacının hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin kararın Danıştay İkinci Dairesinin kararı ile kaldırılması üzerine 2.3.2001 tarihli Bakanlık onayı ile görevine iade edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, belediye başkanları, memur ve müstahdem sınıfına dahil olmayıp, aldıkları paranın tahsisat niteliğinde olduğu ve belediye başkanları için hizmet karşılığı olarak bütçeye konulan ödenekten başkanlık görevini fiilen yerine getirenlerin yararlanması gerekeceğinden, görevden uzaklaştırılması nedeniyle fiilen belediye başkanı olarak görev yapamayan davacıya çalışamadığı dönem için başkan ödeneği ödenmesinin mümkün olmaması karşısında, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Danıştay 1. Dairesinin 2.4.2003 gün ve E.2003/34 sayılı görüşü ve Sayıştay 4. Dairesinin 18.11.1993 gün ve 27748 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Bu nedenle, davanın reddi gerekirken istemin yasal faiziyle birlikte kabulüne ilişkin İdare Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesi 7.12.2004 gününde esasta oybirliği gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu (X) : Uyuşmazlık, Belediye Başkanı olan davacının, hukuka aykırı olarak görevinden uzaklaştırıldığı dönemde ödenmediği ileri sürülen maaş ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminden doğmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 7. maddesinin 1. bendinde, özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde, idare mahkemelerinde dava açma süresi altmış gün olarak belirlenmiş, bu sürenin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı, aynı Yasanın 11. maddesinde de, “ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürede hesaba katılır.” kuralı yer almış, aynı Yasanın 12. maddesinde ise; “ilgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” kuralı getirilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, ön inceleme nedeniyle 12.6.2000 tarihinde görevinden uzaklaştırılan davacının Danıştay 2. Dairesinin soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı kaldırması üzerine 2.3.2001 tarihli Bakanlık onayı ve 13.3.2001 tarihli Van Valiliği işlemi üzerine görevine iade edildiği, hukuka aykırı olarak görevden uzaklaştırıldığı dönem maaşlarının ödenmesi istemiyle tarihsiz bir dilekçeyle İçişleri Bakanlığı’na başvurduğu, davacının sunduğu alındı belgesinden başvurunun 03.12.2002 tarihinde postaya verildiği ve 09.12.2002 tarihinde de başvurunun davalı idareye tebliğ edildiği, başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine temyizen incelenen davanın 7.4.2003 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının 13.3.2001 tarihli Van Valiliği işlemi üzerine göreve iade edildiği, bu haliyle Nisan 2001 ayında, görevden alındığı dönemde maaş ve özlük haklarının ödenmediğini bildiği kuşkusuzdur.
Bu durumda, Mart 2001 tarihinde göreve iade edilen ve ödemelerin yapılmadığını Nisan 2001 ayında bildiği açık olan davacının, altmış gün içinde davalı idareye başvurması ve başvurusunun reddi ya da cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine altmış gün içinde dava açması gerekirken, bu süreler geçirildikten sonra 3.12.2002 tarihinde yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine 7.4.2003 tarihinde açılan davanın 2577 sayılı Yasanın ilgili hükümleri uyarınca süre yönünden reddi gerekmekte iken davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi kararının bu gerekçeyle bozulması gerekeceği oyuyla çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.