Danıştay Kararı 8. Daire 2003/3984 E. 2004/608 K. 13.02.2004 T.

8. Daire         2003/3984 E.  ,  2004/608 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2003/3984
Karar No: 2004/608

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Karşı Taraf : … Valiliği
İstemin Özeti : … Merkez İlçesi … Köyü muhtarı olan davacının, muhtarlık görevine son verilmesine ilişkin … İl İdare Kurulunun … günlü, … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; davacının … Asliye Ceza Mahkemesinde görevini kötüye kullanmak suçundan yargılandığı ve TCK’nun 240. maddesi uyarınca memuriyetten sürekli ve temelli olarak yoksun kılındığı ve bu nedenle Devlet memuru sayılan davacı hakkında bahsedilen mahkumiyet kararı uyarınca tesis olunan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, hakkında kısıtlılık ve yasaklılık durumu söz konusu olmadığı, Asliye Ceza Mahkemesi kararının Yargıtay’da temyizde olduğu ve dolayısıyla kesinleşmediği öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘in Düşüncesi : Dava konusu işlemin tesis tarihi olan …’de … Asliye Ceza Mahkemesinin mahkumiyet kararı henüz Yargıtay’da temyiz aşamasında olduğu ve kesin hüküm niteliğini almadığından, tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı .. ‘ün Düşüncesi : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 395. maddesinde “mahkumiyet hükümleri katileşmedikçe icra olunamaz.” kuralına yer verildiğinden, kesinleşmeyen mahkumiyet hükümlerinin icra edilemeyeceği ve dolayısıyla bu hükümlerin doğal sonucu olan kısıtlılığa ilişkin uygulamaların yapılamayacağı açıktır.
Bu itibarla 3.3.2003 tarihi itibariyle temyiz incelemesinin devam etmesi nedeniyle kesinleşmediği dosyada bulunan … tarihli ve … sayılı valilik yazısına cevaben … Asliye Ceza Mahkemesince gönderilen … tarihli yazıdan anlaşılan mahkumiyet kararının, dava konusu idari kararın alındığı … tarihinde kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan verilen temyize konu kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, … Merkez İlçesi … Köyü Muhtarı olan davacının, muhtarlık görevine son verilmesine ilişkin … İl İdare Kurulunun … günlü, … sayılı kararından kaynaklanmaktadır.
442 sayılı Köy Kanunu’nun 33. maddesi (a) fıkrası 1 ve 3. maddelerinde “…köy muhtarlığına veya ihtiyar meclisi üyeliğine seçildikten sonra, kısıtlı veya kamu hizmetlerinden yasaklı olanların ve ağır hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kesin olarak hüküm giyenlerin il veya ilçe idare kurulunca muhtar veya ihtiyar meclisi üyeliğinden çıkarılacakları” hükmüne yer verilmiştir.
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 395. maddesinde, “mahkumiyet hükümleri kat’ ileşmedikçe icra olunamaz” hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının … Asliye Ceza Mahkemesinde görevini kötüye kullanmak suçundan yargılandığı ve hakkında 22.5.2002 tarihinde TCK’nun 240. maddesi uyarınca memuriyetten sürekli ve temelli olarak yoksun kılınması kararı verildiği, … İl İdare Kurulunca … Asliye Ceza Mahkemesinin bahsolunan kararı uyarınca 20.3.2002 tarihinde dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, dava konusu işlemin tesis tarihi olan 20.3.2002 tarihinde söz konusu … Asliye Ceza Mahkemesinin 22.5.2002 tarihli mahkumiyet kararının Yargıtay’da temyiz aşamasında bulunduğu, henüz kesinleşmediği, kesinleşmeyen mahkumiyet hükümlerinin icra edilemeyeceği ve dolayısıyla bu hükümlerin doğal sonucu olan kısıtlılığa ilişkin uygulamaların yapılamayacağı açıktır.
20.3.2003 tarihinde henüz kesinleşmemiş olan mahkumiyet kararı uyarınca tesis edilen işlemde ve bu işleme karşı açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine 13.2.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.