Danıştay Kararı 8. Daire 2003/2237 E. 2004/3101 K. 29.06.2004 T.

8. Daire         2003/2237 E.  ,  2004/3101 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2003/2237
Karar No: 2004/3101
Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı şirketin sermaye transferlerinin sağlanması amacıyla kur farklarının Hazinece karşılanarak transferlerin yapılması isteminin reddine ilişkin … gün ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, Dairemizin 24.9.2002 gün ve E:2002/2213, K:2002/4225 sayılı bozma kararına uyularak dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ın Düşüncesi : İstemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Davacı şirketin sermaye transferinin sağlanması amacıyla kur farklarının Hazinece karşılanarak transferin yapılması isteminin reddine ilişkin işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden 6326 sayılı Petrol Kanunu çerçevesinde petrol arama ve üretmek amacıyla Türkiye’ye gelen ve yabancı sermaye şirketi olan davacının, Petrol Kanunu uyarınca ithal ettikleri sermaye karşılığı bu sermaye kadar bir miktarı kur farkı garantisiyle karlarını ve değerlerini transfer garantisi altında yurt dışına çıkarmak istedikleri 27.6.1997 tarihli istemleri üzerine, Hazine Müsteşarlığınca 15.10.1997 günlü işlemi ile 4.959.250 ABD doları tutarı transfer talebinin 1.548.298 ABD dolarlık kısmının transferinin gerçekleştiği, kalan kısmın transferi ile ilgili talebin ise reddedildiği anlaşılmaktadır.
6326 sayılı Petrol Kanunu’nun 5.4.1973 tarih ve 1702 sayılı Yasa ile değişik 116.maddesinin 3.fıkrasında, “Bu suretle yapılacak tevsik muameleleri üzerine Maliye Bakanlığı ile Genel Müdürlük tarafından dövizin cinsi hakkında verilecek kararda; petrol hakkı sahibinin ve transfer edilecek ekonomik kıymetlerin değerinin hangi memlekete mensup oldukları hususi ile diğer ilgili hususların yazılması şarttır.
Hilafına delil bulunmadıkça nakdi fonlar ile buna müteallik haklar da dahil olmak üzere transfer edilecek ekonomik kıymetlerin değeri, karşılığında elde edildikleri kıymetlerin memlekete ithal tarihlerindeki sıraya göre transfere tabi tutulur.
Yukarıdaki esaslara göre değeri tesbit edilmiş nakdi fonlar ve buna müteallik haklarla sermaye mevcutları esasının bir cüzünü teşkil eden diğer ekonomik kıymetlerin transferi ithal tarihinde cari olan resmi kambiyo kuru üzerinden yapılır. Bunların dışında kalanlar transfer tarihinde cari olan resmi kambiyo kuruna tabidir. hükmü yer almaktadır.
Daha önce 6326 sayılı Petrol Kanununun 116.maddesini değiştiren 6558 sayılı Yasa ile getirilmiş olan vepetrol hakkı sahibi ile Petrol Dairesinin aralarında mutabık kalacakları daha mukaddem tarihteki resmi kurun uygulanmasına olanak tanınması nedeniyle kur garantisi olarak nitelendirilebilecek uygulamadan vazgeçilerek 1702 sayılı Yasa ile ithal tarihinde cari olan resmi kambiyo kuru esası getirilmiş olup, olaya uygulanan 6326 sayılı yasanın 116/3.maddesinde kur farkı ödenmesine olanak veren bir hüküm bulunmadığından transfer talebinin reddine ilişkin işlemde yasaya aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacı şirketin sermaye transferlerinin sağlanması amacıyla kur farklarının Hazinece karşılanarak transferlerinin yapılması isteminin reddine ilişkin işlemin iptali isteminden kaynaklanmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü için 6326 sayılı Petrol Kanununun petrol hakkı sahibi yabancı şirketlere, sermaye ihracında kur garantisi tanıyıp tanımadığı konusunun belirlenmesi gerekmektedir.
1954 tarihli 6326 sayılı Petrol Kanununun konuyu düzenleyen 116. maddesinin ilk halinde:” Bir petrol hakkı sahibi müracaatı üzerine:
1-Petrol ameliyatından elde ettiği ve vergi beyannamesinde bildirdiği safi kurum kazancından vergiler düşüldükten sonra bakiye kalan kısmı;
2-Petrol ameliyatı için kendisine memleket dışından ikraz, avans ve sair suretlerle verilmiş bulunan para, menfaat veya eşya için tediyesi icabeden faiz ve kira gibi meblağları;
harice transfer edebilir.” kuralı yer almakta iken, anılan 116. madde, 13.5.1955 tarih ve 6558 sayılı kanun ile değiştirilmiştir. Değişik haliyle 116. madde:
“1-Petrol ameliyatında kullanılmak üzere Türkiye’ye ithal edilmiş olan bilcümle nakdi fonlar ve buna mütallik haklarla sermaye mevcutları esasının bir cüzünü teşkil eden malzeme veya diğer kıymetler, transferin yapıldığı döviz ile Türk parasının, ithal tarihinde veya Petrol Dairesi ile petrol hakkı sahibinin aralarında mutabık kalacakları daha mukkaddem bir tarihte cari resmi kambiyo kuruna nazaran kıymeti itibariyle tesbit edilecektir. Bu maddenin mer’iyete girmesinden evvel ithal edilmiş iktisadi kıymetlerin (Nakdi fonlar ve buna mütallik haklar dahil) değerleri ithal tarihleri itibariyle tayin ve tesbit olunur.Kıymet tayin ve tesbiti, Maliye Vekaleti ile müştereken Petrol Dairesince yapılır.
2-Evvelce ithal edilmiş malzeme veya sermaye mevcutları esasının bir cüzünü teşkil eden diğer mevcudatı da ihtiva etmek üzere maddde 115. (1)’de mündemiç nakdi fonlar ve buna mütallik haklar dahil iktisadi kıymetlerin harice transferleri için müracaat yapıldığı zaman bu hususta gereken transfer hakkının, transfer edilecek dövizin cins ve miktarının, kabili tatbik olan hallerde malzeme veya sermaye mevcutları esasının bir cüzünü teşkil eden mevcudatın ithal edilenlerle aynı olduklarının tevsiki, Maliye Vekaleti ile müştereken Petrol Dairesince ifa edilecektir.
3-Bu suretle yapılacak tevsik muamelelerinde Maliye Vekaleti ile Petrol Dairesi, dövizin cinsi hakkındaki kararını, petrol hakkı sahibinin ve transfer edilecek nakdi fonlar ve buna mütallik haklar dahil iktisadi kıymetlerin hangi memlekete mensup olduklarına ve bu gibi diğer alakalı hususlara istinat ettirecektir. Hilafına delil mevcut bulunmadıkça, transfer edilecek nakdi fonlar ve buna mütallik haklar dahil iktisadi kıymetlerin nelerden ibaret bulunacağı hakkındaki kararda, transfer edilecek nakdi fonlar ve buna mütallik haklar dahil iktisadi kıymetlerin, mukabilinde elde edildikleri nakdi fonlar ve buna mütallik haklar dahil iktisadi kıymetlerin memlekete ithal tarihlerindeki sırayı takip etmeleri prensibi gözetilecektir.
Hariçten ithal edilmiş nakdi sermaye veya bu mahiyetteki haklarla sermaye mevcutlarının bir cüzünü teşkil eden diğer kıymetlerin transferinde, transfer edilecek meblağ bunların ithal zamanında cari olan resmi kambiyo kuru veya bu maddenin 1 inci fıkrası gereğince mutabık kalınacak daha mukaddem tarihteki kambiyo kuru üzerinden tesbit edilecektir.Bunların dışında kalan hususlarda tesbitte esas tutulacak kur, petrol hakkı sahibi için cari resmi kurdan daha az menfaatli olmayacaktır.” kuralını getirmiştir.
6558 sayılı Yasa ile değiştirilmiş haliyle 116. maddenin 3.fıkrasında, sermaye transferinde esas alınacak kurun belirlenmesinde; “ithal zamanında cari olan resmi kambiyo kuru” veya petrol hakkı sahibi ile Petrol Dairesinin aralarında “mutabık kalacakları daha mukaddem tarihteki kambiyo kuru” arasında tercih yapma olanağı tanınmak suretiyle bir tür kur garantisi getirilmiştir.
Nitekim; 6558 sayılı Yasanın gerekçesinde de, petrol kaynaklarının bulunup geliştirilebilmesi amacıyla, Yasanın daha “teşvikkar” bir hale getirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.
Ancak; 6326 sayılı Petrol Kanunu’nun, uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak yasa kuralı niteliğinde bulunan 116 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası, 5.4.1973 tarih ve 1702 sayılı Yasa ile yeniden değiştirilmiştir.
Olay tarihinde de yürürlükte olan 116 ncı maddenin 3 üncü fıkrasında; “Bu suretle yapılacak tevsik muameleleri üzerine Maliye Bakanlığı ile Genel Müdürlük tarafından dövizin cinsi hakkında verilecek kararda; petrol hakkı sahibinin ve transfer edilecek ekonomik kıymetlerin değerinin hangi memlekete mensup oldukları hususu ile diğer ilgili hususların yazılması şarttır.
Hilafına delil bulunmadıkça, nakdi fonlar ile buna müteallik haklar da dahil olmak üzere transfer edilecek ekonomik kıymetlerin değeri, karşılığında elde edildikleri kıymetlerin memlekete ithal tarihlerindeki sıraya göre transfere tabi tutulur.
Yukarıdaki esaslara göre değeri tesbit edilmiş nakdi fonlar ve buna mütallik haklarla sermaye mevcutları esasının bir cüzünü teşkil eden diğer ekonomik kıymetlerin transferi ithal tarihinde cari olan resmi kambiyo kuru üzerinden yapılır.
Bunların dışında kalanlar transfer tarihinde cari olan resmi kambiyo kuruna tabidir.” kuralı getirilmiştir.
1702 sayılı Yasa ile değişik 6326 sayılı Yasanın 116 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasında; 6558 sayılı Yasa ile getirilmiş olan ve petrol hakkı sahibi ile Petrol Dairesinin aralarında mutabık kalacakları daha mukaddem tarihteki resmi kurun uygulanmasına olanak tanınması nedeniyle “kur garantisi” olarak nitelendirilebilecek olan uygulamadan vazgeçilerek, açıkca “ithal tarihinde cari olan resmi kambiyo kuru” esası getirilmiştir.
1702 sayılı Yasanın gerekçesinde de “….Yeniden ithal edilecek sermayeye mahsuben yapılacak transferlerde kur garantisi uygulanmayacağı esası kabul edilmiş ve böylelikle müktesep haklar saklı tutulmuştur. Bu değişiklik kur garantisinin ekonomik açıdan izahının bulunmayışından doğmaktadır.Zira Türkiye’de yatırım yapan kişi, bu yatırımla ilgili iktisadi faaliyeti sonucunda sağladığı iktisadi değerleri Türk parasının üretimin yapıldığı devredeki kıymetine göre iktisab etmekte ve bu farklılık ister istemez yatırımının menşe memlekete transferine imkan vermektedir. Bu anlamda kur garantisi her hangi bir munzam menfaat sağlamamakta, esasen sağlanmaması gerekmektedir.Kur garantisinin amacı, ithal edilen sermayeden uğranılan kayıpların Türk parasının değer kaybından kar edilerek karşılanması değil, yatırımın transfer süresinin kısaltılmasıdır. Oysa ki, bu mekanizma tamamen ilk anlamda işlemiştir….”denilmek suretiyle yasa koyucunun; iradesini, kur garantisinden vazgeçmekten yana kullandığı açıklanmış olmaktadır.
Yasaların yorumunda, getiriliş amaçlarının gözönünde tutulması gereklidir. Bununla; yalnızca lafzına bakılarak konuluş amacına aykırı durumların gerçekleşmesi de engellenmiş olur.
1702 sayılı Yasayla değişik 116.maddenin 3 üncü fıkrasının sözü, sermaye transferlerinde kur garantisi tanınmadığı konusunda yoruma gerek bırakmayacak kadar açık olup, Yasanın gerekçesi de bu durumu doğrular niteliktedir.
Öte yandan, 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 7 nci maddesi “Devlet masarifi, bütçe dahilinde Devlet namına ifa edilen veya bir kanunu mahsus ile ifası taahhüt olunan bir hizmet ve hususat karşılığı olmak üzere Devlet zimmetinde tahakkuk eden borçtur”. kuralını taşımaktadır.
Bu maddeyle, Yasada öngörülmeyen bir ödemenin Devlet adına yapılamayacağı düzenlenmiştir.
Her ne kadar; uygulamada, Hazine İç Tediyeler Saymanlığının 1995-1996-1997 yılları hesaplarının Sayıştay tarafından incelenip, sermayenin transfer tarihinde cari resmi kambiyo kuru ile sermayenin ithal tarihindeki resmi döviz kuru arasındaki fark nedeniyle yapılan ödemelerin, 6326 sayılı Yasanın 116/3.maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, ilgili saymanlar aleyhine Sayıştay 5.Dairesince “tazmin” kararı verilinceye kadar olan dönemde, söz konusu ödemeler, gerek ilgili mali yıl Bütçe Kanunlarında yer alan hükümlere dayanılarak bütçeden; gerekse Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında “Petrol Arama ve Petrolle İlgili Faaliyetleri Düzenleme Fonu” kurulmasına İlişkin 20 sayılı Kararın Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki 86/11360 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına dayanılarak fondan yapılmış ise de; 4139 sayılı 1996 Mali Yılı Bütçe Kanununun 52/b maddesinde, “6326 sayılı Petrol Kanununun 116/3 üncü maddesi uyarınca yapılan transferler nedeniyle oluşacak kur farkları bütçeye konulacak ödeneklerle karşılanır.” denilmekle, bu konuda yeni bir hüküm getirilmeyip 6326 sayılı Yasanın 116.maddesinin 3 üncü fıkrasına yollamada bulunulmuş olup, 6326 sayılı Yasada ve ilgili maddesinde (116/3) kur farkı ödemesi yapmak konusunda Devlete getirilmiş bir yükümlülük bulunmamaktadır.
Öte yandan, ilgili mali yıl bütçe kanunlarında ödenek ayrılması ve kur farkı konusunda 6326 sayılı Yasanın 116.maddesinin 3.fıkrasına atıf yapılması, ilgili bütçe kanunu hükmü ile Petrol Kanununun 116.maddesinin 3.fıkrasının değiştirildiğini kabul etmek; Anayasanın, bütçe kanunlarında bütçe dışı hükümler konulamayacağına ilişkin 161.maddesi hükmü karşısında olanaksızdır.
Bu durumda; 6326 sayılı Petrol Kanununun, 1702 sayılı Yasa ile değişik 116.maddesinin 3.fıkrasında kur farkı ödenmesine olanak veren bir hüküm bulunmadığından, davacı şirkete kur farkı ödenmemesini öngören dava konusu işlemlerde yasaya ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Kaldı ki İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 27.12.2002 gün ve E:2002/548, K:2002/998 sayılı kararı da bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine 29.6.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.