Danıştay Kararı 8. Daire 2002/4506 E. 2003/2130 K. 08.05.2003 T.

8. Daire         2002/4506 E.  ,  2003/2130 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2002/4506
Karar No: 2003/2130

Kararın Düzeltilmesi İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : 1- … Valiliği
Davalı İdare Yanında Davaya Katılan: 2- …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İli, Merkez, … Köyü, … Mevkiindeki kaynak suyunun müdahil şirkete kiralanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; Dairemizin 15.2.2001 gün ve 952 sayılı bozma kararına uyarak feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar veren … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararını onayan Dairemizin 27.6.2002 gün ve 3818 sayılı kararının, 2577 sayılı Yasanın 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istemidir.
Savunmanın Özeti : Müdahil tarafından savunma verilmemiş, Çorum Valiliği tarafından verilen savunmada ise istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘in Düşüncesi : İstemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Karar düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede öne sürülen düzeltme nedenleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 54. maddesine uygun bulunduğundan, düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 27.6.2002 günlü, E:2002/878, K:3818 sayılı kararı ortadan kaldırılarak işin esası yeniden incelendi.
İdare Mahkemesince, Dairemizin bozma kararı doğrultusunda davacının feragat isteği kabul edilerek, vazgeçme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İdari Yargıda iptal davası, kural olarak ilgililerin haklarını ve çıkarlarını korumanın yanında, yürütme ve idarenin hukuka uygun davranmasını gerçekleştirmeye yöneliktir.
Bu özelliği ile iptal davalarının objektif ve soyut nitelikte bir dava türü olduğu teoride genel olarak ifade edilmekle birlikte, istisnai olarak, iptal davalarının subjektif ve somut nitelikte örneklerinin de olduğu uygulamada gözlenmektedir.
Sadece davacının kişisel çıkarını ihlal eden, somut, subjektif nitelikteki işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda hüküm verildikten sonra karar kesinleşmeden davanın herhangi bir aşamasında davacının davasından feragat etmesinin kabul edilmesi gerekir. Zira uyuşmazlık konusu olayda kamu menfaati değil bireysel menfaat söz konusudur.
Bireysel yararın söz konusu olduğu ahvalde ihlal edilen kamunun hukuku olmayıp bireyin hukukudur. Kendi hukuku üzerinde mutlak tasarruf yetkisine sahip olan bireyin davasından feragatinde de herhangi bir kısıtlama düşünülemez.
Bu durumda, kamu yararı ve bireysel yarar ölçütünün belirlenerek davacının davayla ilişkisinin irdelenmesi yapıldıktan sonra, feragat hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Olayda, … İli, … Köyü sınırları içinde bulunan kaynak suyunun 10 yıl süre ile bir şirkete kiralanmasına ilişkin işlemin … İdare Mahkemesince iptal edilmesine ilişkin kararın temyiz aşamasında, davacı köyün muhtarınca davadan feragat edilmesi istemi doğrultusunda karar verilmek üzere Dairemizin 6.5.1999 gün ve 788 sayılı kararı ile bozulduğu, davanın daha sonraki aşamalarında, gene Dairemizin 15.2.2001 gün ve 522 sayılı bozma kararına uyarak, feragat isteminde bulunan …’ın, dilekçenin kendi elinden çıkmadığı yolundaki iddiasının doğru olmadığının Mahkemece tespit edildikten sonra, feragat istemi kabul edilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
442 sayılı Köy Yasasının 34. maddesinde, Köyün sınırı içinde köylüye ait işleri yapmak ve yaptırmak muhtarla onun başında bulunduğu ihtiyar meclisinin vazifesi olduğu belirtildikten sonra, 36. ve 37. maddelerinde, muhtarın göreceği Devlet ve köy işleri düzenlenmiştir. 37. maddesinin 7. fıkrasında da, köy işlerinde hem davacı, hem hasım olarak mahkemede bulunmak ve isterse mahkemeye diğer birini (vekil) göndermek, muhtarın göreceği köy işlerinden sayılmıştır. 44. maddenin 1. fıkrasında ise, ihtiyar meclisinin köylüye ait işleri konuşacağı belirtilmiştir.
Bu dava, su kaynağının köylünün kullanımından alınmasıyla ilgili olduğundan, köy halkının genel ve ortak menfaatine ilişkin bulunmaktadır. Dolayısıyla Köy Muhtarı Köy Derneği adına bu davayı yürütmekte olup, kişisel menfaatinin etkilenme derecesi, köyün diğer sakinleri ile aynı konumdadır.
Bu durumda, köy ahalisinin tümünü doğrudan ilgilendiren bu davadan vazgeçilebilmesi için Köy Derneğinin ve İhtiyar Heyetinin olumlu görüşünün alınması gereklidir.
Bu nedenle, bu davada köy muhtarının köyün yetkili kurullarının onayını almadan tek başına yapmış olduğu feragat başvurusu, yukarıda anılan davadan feragatın değerlendirilmesine ilişkin ölçütlere uygun düşmemektedir ve köy halkının menfaatine aykırı niteliktedir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine 8.5.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.