Danıştay Kararı 8. Daire 2000/265 E. 2000/8223 K. 13.12.2000 T.

8. Daire         2000/265 E.  ,  2000/8223 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/265
Karar No: 2000/8223

Temyiz İsteminde Bulunan: …
Vekili : …
Karşı Taraf : Türk Tabipler Birliği
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacının işyeri hekimliği yapma yetkisinin 1.1.1998 ile 1.1.2000 tarihleri arasında kaldırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, açılan soruşturma sonucunda, davacının, İşyeri Hekimi Atama Yönetmeliğinin 11. maddesinde belirtilen aylık maksimum 220 saat çalışma süresini aştığının belirlendiği, bu durumun İş Kanunu ve Fazla Çalışma Tüzüğünün 2. maddesine ters düştüğü, ayrıca 1996 Ekim ayına ait bodrolarında asgari ücret tarifesinin işçi sayılarına uygun düşen fiyatların %40 zamlandırılmış haliyle ödenmesi gerekirken düşük ücretlendirmelerin yer almış olmasının suç unsuru oluşturduğu tespit edilerek uyarı cezası verildiği, bu durumda 6023 sayılı Yasının 5. maddesinin 3. fıkrasına aykırı davranması nedeniyle aldığı uyarı cezası keşinleşen davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden …İdare Mahkemesinin 15.9.1999 gün ve … sayılı kararının; 2577 sayılı Yasanın 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘un Düşüncesi: Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi: Davacının işyeri hekimliği yapma yetkisinin iki yıl süre ile kaldırılmasına ilişkin işleme karşı açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. Tesis edilen işlemin dayanağı, İşyeri Hekimi Atama Yönetmeliğinin 9. maddesi olup, bu madde disiplin cezalarının işyeri hekimliğine etkisini düzenlemektedir. İşyeri hekimliğinin atama esas ve usullerinin yönetmelikle düzenlenmesinde yasaya aykırı bir yön yoksa da; daha önce ağırlığına bakılmaksızın herhangi bir disiplin cezası almış olan hekimlerin işyeri hekimliği yapma yetkisinin kaldırılması, yönetmelikle düzenleme yetkisinin sınırlarını aşmış ve başlı başına bir disiplin cezası haline getirilmiş bulunmaktadır. Oysa, 6023 sayılı Türk Tabibler Birliği Yasasının 39. maddesinde mesleki görevlerini yerine getirmeyen hekimler için verilecek cezalar ayrı ayrı sayılmış olup,bunlar arasında işyeri hekimliği yapma yetkisinin, kaldırılması başka bir anlatımla hekimin mesleğini engelleme ve çalışma özgürlüğünün kısıtlanması cezası yoktur.
Böyle olunca, yasaya aykırı olarak disiplin cezası getiren yönetmeliğe dayanarak tesis edilen işlemde de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle işlemin iptali gerekirken, aksi yönde verilen temyize konu kararın bozulması gerekir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince 2577 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca davalı idarenin duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacının işyeri hekimliği yapma yetkisinin 1.1.1998 ile 1.1.2000 tarihleri arasında kaldırılmasına ilişkin işlemden doğmuştur.
6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Yasasının 5 maddesinde, özel kurum ve işyeri tabiplerinin; çalıştıkları yerlerin sağlık hizmetlerinin başka bir yerde ikinci bir görev yapmalarına elverişli bulunduğu tabip odaları idare heyetince kabul edilmedikçe, her ne surette olursa olsun, diğer bir kurum ve işyerinin tabipliğini alamayacakları, aynı maddenin 3. fıkrasında da müracaatları, tabip odaları idare heyetlerinin, tayin hususunda vaki müracaatları iş hacmi, vazifenin tabipler arasında adilane bir sürette tevzii, hizmeti iyi yapılması ve benzeri sebepler dairesinde tetkik edeceği ve esbabı mucibeli bir karara bağlayacağı kurala bağlanmış aynı Yasanın Haysiyet Divanının görev ve yetkilerini düzenleyen 38. maddesinde, Haysiyet Divanının odaya girmeyen veya kanunun kendisine tahmil ettiği diğer vecibeleri yerine getirmeyenlere inzibati cezalar verebileceği belirtilmiş ve bu cezaları düzenleyen, Yasanın 39. maddesinde cezalar tek tek sayılmış ve fiilin mahiyetine göre, yazılı ihtar (25) liradan (100) liraya kadar para cezası, 15 günden 6 aya kadar geçici sanat icrasından men, bir mıntıkada üç defa sanat icrasından men cezası almış olanları o mıntıkada çalışmaktan alıkoymak, olarak sıralanmış ve haysiyet divanlarının ceza verilmesinde sıra gözetmeksizin geniş takdir hakkını kullanacakları belirtilmiştir.
Dava konusu işlemin dayanağı olan işyeri Hekimi Atama Yönetmeliğinin 9. maddesinde ise, işyeri Hekimine, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanuna veya Tıbbı Deontoloji Tüzüğüne aykırı davranmaktan veya 6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Yasasının 5. maddesi 3. fıkrasında sözü edilen oda yetkisine aykırı olarak işyeri hekimliği üstlenmiş olmaktan ceza alınması durumlarında, cezanın kesinleşmesini takip eden sözleşme döneminden başlamak üzere 2 yıla kadar çalışma onayı verilmeyeceği kuralı bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, işyeri hekimi olan davacının 3.7.1997 günlü Onur Kurulu kararı ile uyarı cezası ile cezalandırıldığı, bu cezadan bahisle 12.8.1998 günlü dava konusu işlemle işyeri Hekimi Atama Yönetmeliğinin 9. maddesi uyarınca işyeri hekimliği yapma yetkisinin 1.1.1998-1.1.2000 tarihleri arasında kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Türk Tabipler Birliği, 6023 sayılı Yasa ile kurulmuş Türkiye Sınırları içerisinde, meslek ve sanatlarını icraya yetkili olup da, sanatını serbest olarak yapan veya meslek diplomasından istifade etmek suretiyle resmi veya özel görev yapan tabiplerin katıldığı, tabipler arasında mesleki deontoloji ve dayanışmayı korumak, tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak ve meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuş kamu kurumu niteliğinde mesleki bir kuruluştur. Bu amacı gerçekleştirmek için kendi görev alanlarını düzenleyen kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak koşuluyla, işyeri hekimliği atamalarının usul ve esaslarının yönetmelikle belirlenmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Ancak; yönetmelikler yasa veya tüzüklerin uygulanmasını gösterir nitelikle düzenleyici işlemler olduğundan yasanın açıkça düzenleme yaptığı hususlarda, yönetmelik hükümleriyle farklı düzenlemeler yapılması mümkün değildir.
Anılan mevzuat hükümlerinin incelenmesinden, yasa ve meslek kurallarına aykırı hareket edenlerin ne şekilde cezalandırılabileceğinin açıkca düzenlendiği görülmekte olup, bu hususta herhangi bir duraksamaya yer olmadığı anlaşılmaktadır. Verilebilecek her disiplin cezasının sonuçları, kişilerin anayasal güvence altına alınmış bulunan mesleği icra ve çalışma hürriyetinin özüne dokunacak nitelikte olamayacağı gibi, yasada öngören en hafif ceza ile en ağır cezanın, aynı sonucu doğurabilecek nitelikte olması da düşünülemez.
Dava konusu işlemin dayanağı olan yönetmeliğin 9. maddesinde, meslek kurallarını düzenleyen 1219 sayılı Yasa ile 6023 sayılı Yasanın 5/3 maddesi ya da, Tıbbi Deontoloji Tüzüğünün her hangi bir hükmüne aykırılığı tesbit edilen bir fiil nedeniyle işyeri hekiminin ceza alınmış olması halinde (cezanın ağırlığı tartışılmaksızın) iki yıl süreyle iş yeri hekimliğine onay verilmeyeceği kurala bağlandığından, yasal düzenlemeleri aşacak nitelikte ve belirsizlik taşıyan madde hükmünde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Kaldıki, verilen disiplin cezaları, kendi sonuçları dışında ancak idari nitelikteki göreve atamalarda sonuç doğurabilir. Emsal yasal düzenlemeler de bu yöndedir.
Nitekim dava konusu işlemin dayanağı olan ilgili yönetmeliğin 9. maddesi Dairemizin 15.2.2000 günlü ve E:1996/5077, K:2000/1420 sayılı kararıyla yukarıda anılan gerekçelerle iptal edilmiştir.
Bu itibarla hukuka aykırı yönetmelik maddesine dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamakta olup davayı reddeden idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Her nekadar işlemin dayanağı yönetmelik maddesinin hukuka aykırılığının tespitine ilişkin iptal kararı işlem tarihinden sonra ise de, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağından, oluşan bu durum karşısında idare mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve yeniden karar verilmek üzere, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 13.12.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.