Danıştay Kararı 8. Daire 1999/3912 E. 2000/2438 K. 30.03.2000 T.

8. Daire         1999/3912 E.  ,  2000/2438 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/3912
Karar No: 2000/2438

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1- Orman Bakanlığı
2- …
Vekili : …
Karşı Taraf : … Belediye Başkanlığı
Vekili : …
İstemin Özeti : … İli, … İlçesi … mevkiindeki 150.000 m2 yüzölçümlü orman sahasının turistik tesis yapımı için 49 yıllığına tahsisine ilişkin davalı idarenin … gün ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; orman alanının turizm amacıyla tahsisinde kamu yararı bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden …. İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi …. ‘ın Düşüncesi : Davanın süreaşımı nedeniyle reddi gerekirken dava konusu işlemi iptal eden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘nın Düşüncesi : … ili, .. ilçesi, … Kasabası … mevkiinde turistik tesis için 49 yıllığına … Turizm ve Seyahat Şirketine tahsis edilmişken … Otel Yatırım AŞ ye devredilen 150.000 m2 arazinin tahsisine ilişkin işlemi, imar planında mevcut imar yolunu kapatacakşekilde inşaatlar yapıldığı ve esasen alanın turistik tesis için tahsisinde kamu yararı bulunmadığı gerekçesi ile iptali içmeler Belediye Başkanlığınca dava konusu yapılmıştır.
Dosyada tahsisli alanda otel tesisleri inşaatının gerekli diğer izinler alındıktan sonra davacı belediyeden 1990 yılında alınan inşaat iznine dayalı olarak inşa edilmekte olduğu ve 5 yıldızlı Otel Blogunun 6 kata kadar, Apart Otellerin birinin tamamının, diğerinin subasmamına kadar kaba inşaatının yapılmış olduğuna ilişkin bilgi mevcuttur. Öte yandan, Bu bölgedeki Mevcut imar planının 8.10.1998 gün ve … sayılı kararına dayalı olarak Turizm Bakanlığınca onanan 6.1.1999 tarihli planla değiştiği anlaşılmaktadır.
Mevcut imar yollarına müdahaleleri engellemek belediyelerin görevlerindendir. Öte yandan turistik tesis davacı belediyeden alınan izne dayalı olarak inşaa edilmekte olduğundan inşaatın plan uygunluğunun denetlemek ve aykırı kısımlarını önlemekte davacı belediye yetkilerindendir.
Davacı belediye kamu gücünü kullanarak görev ve yetkisi dahilinde plan ve projesine aykırı inşaatlara engel olmak ve imar yolunu toplumun kullanımına açık hale getirebilecek durumda iken, bu fiili durumdan bahisle orman idaresince yapılmış tahsisin iptalini dava etmiştir.
Görüldüğü gibi kamu gücü kullanılarak önlenmesi mümkün olan mevzuata aykırı kullanımlar, özde haklı ve mevzuata uygun tahsis işleminin sakat olduğunu göstermez.
Kaldıki imar yolunun dava sırasında plan değişikliği ile kısmen veya tamamen güzergahının değişmiş olması halide söz konusudur.
Bu durumda Mahkemenin öncelikle davanın süresinde açılıp açılmadığını belirlemesi süre aşımı yoksa gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırarak, bu alanın turizm şirketine tahsisinde kamu yararının varlığını araştırması gerekirdi.
Açıklanan nedenlerle hatalı ve noksan incelemeye dayalı mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, … İli, … İlçesi, … Kasabası, … Mevkiindeki 150.000 metrekare yözölçümlü ormanlık sahada turistik tesis yapımı için 6831 sayılı Orman Kanununun 17. maddesine göre 49 yıl süreyle intifa hakkı tesisine izin verilmesine ilişkin 5.3.1987 gün ve … sayılı Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı işleminin iptali isteminden doğmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde 60 gün olduğu ve bu sürelerin tebliğ, yayım ve ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı kuralı bulunmaktadır.
“Yazılı bildirim” kuralı, yönetilenlere menfaatlerini ihlal eden nitelikteki işlemlerin idare tarafından açık ve anlaşılabilir bir biçimde duyurularak, bir yandan onlara bu işlemlere karşı idari yollara veya dava yoluna başvurmaları konusunda inceleme ve düşünme imkanı sağlamak, öte yandan gereksiz, belirsiz ve mükerrer başvurulara meydan vermemek amacını taşımaktadır. Bu nedenle, ilke olarak idarenin, işlemlerini ilgililere yazılı olarak tebliğ etmesi ve işlem idari yargı mercii önüne getirildiğinde de bu yazılı bildirim belgesinin dava dosyasına sunulması gerekir. Ancak bu kural; idarenin yazılı bildirim belgesini dosyaya ibraz edememesi halinde, idare mahkemesi hakiminin uygulamayı, uygulamanın sonuçlarını, dosyada mevcut bilgi ve belgeleri, dava konusu işlemin ve bununla ilgili diğer işlemlerin özelliğini değerlendirerek bunları yazılı bildirime karine olarak almasına ve belli bir tarihi yazılı bildirimin yapıldığı en son tarih olarak kabul etmesine engel değildir. Her durumda yazılı bildirim belgesinin dosyaya sunulmasını gerekli görmek, kamu düzeninden sayılan ve idari istikrarı sağlamak amacını taşıyan “dava açma süresi” kurumunun çoğu kez işletilmemesine ve dava hakkının kötüye kullanılmasına yol açmak olur.
Özellikle idarenin tesis ettiği işlemin doğrudan tarafı olmayan ve bu nedenle de idarece yazılı bildirim zorunluluğu bulunmayan, ilgililerin, açacakları davalarda öğrenme tarihinin açıkça saptanabildiği durumlarda öğrenmenin yazılı bildirime karine alınması kamu düzeninin gereklerindendir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, 5.3.1987 tarihinde Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca yapılan tahsis işleminden sonra davacı belediyece uyuşmazlık konusu alan için müdahil şirkete 3.4.1990 tarihinde yapı ruhsatı verildiği, verilen ruhsatta “150.000 m2 Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığından tahsisli alan” belirtmesi yapıldığı, ayrıca tahsis işlemine dayanılarak karayolunun kapatılması üzerine çıkan ihtilaf üzerine davacı belediye ile … Orman İşletme Müdürlüğü arasında yapılan 14.5.1996 ve 28.5.1996 günlü yazışmalardan bu hususun Orman İşletme Müdürlüğünce de teyit edildiği, ancak gerek 1990 yılında gerekse 1996 yılında dava yoluna gidilmediği, tahsis işlemine dayalı olarak kapatılan karayolunun yeniden açılması konusunda alınan 26.5.1998 tarihli encümen kararı üzerine müdahil şirketin verdiği 1.6.1998 tarihli cevap üzerine tahsisin varlığının öğrenildiği öne sürülerek açılan davada idare mahkemesince temyize konu kararın verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı belediyenin uyuşmazlık konusu orman alanının 1987 yılında tahsisine ilişkin işlemin varlığını bu alan için 1990 yılında yapı ruhsatını verdiği tarihte kesin olarak bildiği ve bu hususun 1996 yılında Orman İşletme Müdürlüğünce teyit edildiğinin dosyadaki yazılı belgelerle sabit olması karşısında, idare mahkemesince davanın süre aşımı gerekçesiyle reddi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek verilen temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 30.3.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.