Danıştay Kararı 8. Daire 1999/2477 E. 1999/7077 K. 07.12.1999 T.

8. Daire         1999/2477 E.  ,  1999/7077 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/2477
Karar No: 1999/7077

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1-Orman Bakanlığı
Davalı Yanında Davaya Katılan : 2-… Üniversitesi Rektörlüğü
Vekilleri : …, …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : … İli … İlçesi … Köyü, … mevkiinde bulunan … m2’lik ormanlık sahada, Milli Eğitim Bakanlığına … Üniversitesi eğitim tesisleri yapılması amacıyla bedelsiz olarak 49 yıl süreli izin verilmesine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davada; vakıflarca kurulacak üniversitelerin gereksinimi olan bina ve tesislerin ormanlarda yapılmasını zorunlu kılan bir neden bulunmadığı sürece hiçbir şekilde Devlet ormanlarının bu amaç doğrultusunda kullanmak üzere tahsis edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; davacı derneğin dava açma ehliyetinin olmadığı, davada süre aşımı olduğu, dava konusu istemin ön iznin iptaline ilişkin olduğu halde mahkemece bu istemin genişletildiği, esasta ise tahsisin Orman Kanununun 17. maddesi uyarınca yapıldığı öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘in Düşüncesi: Davacı derneğin dava ehliyetinin bulunmadığı, bu nedenle temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Uyuşmazlık,Orman Bakanlığının … İli, … İlçesi … mevkiindeki … lik ormanlık sahanın … Üniversitesi tesisleri yapılmak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilmesine ilişkin ön izin ve kesin izin işlemlerinin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının davalı Bakanlık ile davalı yanında katılan … Üniversitesi Rektörlüğünün temyizi isteminden doğmuştur.
Davacı, merkezi ….’da bulunan Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneğidir.
2577 sayılı Yasanın 2. maddesinde yer alan iptal davalarının tanımına ilişkin kuralın 10.4.1996 günlü, 22607 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 21.9.1995 günlü, 47 sayılı kararı ile iptali üzerine yeniden düzenleme yapılmamış ve boşluk meydana gelmişse de; öteden beri uygulanagelen ve genel kabul gören ilkeye göre iptal davalarını açanların iptali istenilen idari işlemle genel olarak menfaat ilişkilerinin bulunması gereklidir. Belirtilen bu ilke çerçevesinde iptal davası açabilme ehliyeti saptanırken, bu hakkın herhangi bir faaliyet alanında Dernekler Yasası uyarınca basit bir prosedürle kurulabilen her derneğe kadar teşmil edilmesinde hukuka uyarlık yoktur. Zira, bu durumda her idari işlemin sürekli olarak iptal tehdidi altında bırakılacağı gözönüne alındığında İdari istikrarın zedelenmesi kaçınılmazdır. Kaldı ki, davacı Derneğin Tüzüğünün 4. maddesinde yer alan Dernek çalışmaları arasında Derneğin amaçlarının gerçekleştirilebilmesini teminen dava açma yolu da öngörülmemiştir. Bu itibarla davanın öncelikle ehliyet noktasından reddi gerekirdi.
Öte yandan, yine 2577 sayılı Yasanın 3. maddesinin 2/b bendinde davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin dava dilekçelerinde gösterileceği belirtilmiş, aynı yasanın 24. maddesinde de davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti, istemin sonucu ile birlikte kararın dayandığı hukuki sebepler, gerekçesi ve hükmün kararlarda bulunacak hususlardan olduğu kuralı yer almıştır.
Metni açıklanan bu yasa kuralı karşısında, dava açan dilekçede iptali istenilen idari işlemden daha farklı hukuki sonucu olan apayrı ve başka bir işlem hakkında hüküm kurulamayacağı ortadadır. Bunun yanısıra iptal davalarının özelliği gereği davanın devamı sırasında ıslahı, tashihi v.s. yoluyla istemin genişletilmesine de olanak yoktur.
Olayda ise dava açan dilekçenin sonuç ve istem bölümünde T.C. Orman Bakanlığının 9.3.1995 günlü, … sayılı işleminin iptali istendiği, anılan işlemin Orman Bakanlığının anlaşmazlık konusu ormanlık sahayı Milli Eğitim Bakanlığına tahsisi için ön izin verilmesini öngören bir işlem olduğu, buna karşın mahkemece re’sen talebin genişletilerek davanın 6.3.1997 günlü kesin izin işlemini de kapsayacak şekilde iptal hükmü kurulduğu anlaşılmakla,bu husus da usule açıkça aykırılık oluşturmuştur.
Yukarıdaki gerekçelerle dava ön izin işlemine hasren incelendiğinde: Anılan işlemin Ormanlık sahanın … Üniversitesi kurulmak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilebileceğini belirten bir işlem olup, bu niteliğiyle kesin izin işlemi olmaksızın hukuki sonuç doğurması mümkün bulunmadığından iptal davasına konu edilemez. Esasen 6.3.1997 gününde kesin izin işleminde tesis edilmiş olup, davacı dernek bu işleme karşı dava açmamıştır.
Açıklanan nedenlerle temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerekir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince davalı idare ile yanında davaya katılan tarafın duruşma istemleri yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık … İli … İlçesi … Köyü, … mevkiinde bulunan … m2’lik ormanlık sahada Milli Eğitim Bakanlığına, … Üniversitesi eğitim tesisleri yapılması amacıyla bedelsiz olarak 49 yıl süreli izin verilmesine ilişkin işlemden doğmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a maddesinde, iptal davasının subjektif ehliyet koşulu “menfaat ihlali” olarak yer almışken; bu koşul 4001 sayılı Yasayla; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması ve imar uygulamaları gibi kamu yarararını yakından ilgilendiren hususlar hariç olmak üzere “kişisel hak ihlali” olarak değiştirilmiş; ancak 2577 sayılı Yasanın 4001 sayılı Yasayla değişik 2/1-a maddesi 21.9.1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir. Dolayısıyla, yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar, belirtilen konuda yasal boşluk bulunmaktadır.
İdari dava türlerinden iptal davalarının tanımı ve tanımı kapsamındaki subjektif ehliyet koşulu konusunda mevzuat boşluğu var olmakla birlikte; iptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin, ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunludur.
Dosyanın incelenmesinden, iptali istenilen işlemin, davacı Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneğinin yukarıda belirtilen anlamda meşru, kişisel ve güncel bir menfaatini etkilemediği anlaşılmaktadır.
Davacı derneğin amaçları arasında ormanların yok edilmesinin önlenmesi amacının bulunması davacının hukuki statüsü karşısında dava açma ehliyeti kazandırmamaktadır.
Kaldı ki, Dernek Tüzüğünün 4. maddesinde yer alan dernek çalışmaları arasında derneğin amaçlarının gerçekleştirilebilmesini teminen dava açma yolu da öngörülmemiştir.
Bu nedenle davanın öncelikle ehliyet yönünden reddi gerekirken davanın esasını inceleyen idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın anılan idare mahkemesine gönderilmesine 7.12.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.