Danıştay Kararı 8. Daire 1998/6005 E. 2000/6566 K. 24.10.2000 T.

8. Daire         1998/6005 E.  ,  2000/6566 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 1998/6005
Karar No: 2000/6566

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : ….
Karşı Taraf : …
Vekili : ….
İstemin Özeti : Davalı idareye bağlı … Ticaret Odası … Şubesi memuru olarak görev yapan davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; davacı hakkında usulüne uygun açılmış bir soruşturma olmadığı, davacıya isnat edilen fiillerin nitelik itibariyle ortaya konulmadığı gibi bu konuda davacının hangi eylemde bulunduğunu gösterir herhangi bir bilgi, belge ve tanık ifadesininde olmadığı anlaşıldığından işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin 30.3.1998 gün ve … sayılı kararının; davanın süresinde olmadığı öne sürülürek 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik … ‘un Düşüncesi: Davacı adli yargı yerinin görev ret kararı üzerine bu davayı açmışsada, adli yargı yerinin görev ret kararı ihbar ve kıdem tazminatıyla ilgili olup, davacının açtığı bu dava göreve son işlemiyle ilgilidir. Eğer bu dava tazminat istemiyle açılmış olsaydı süresinde olacaktı. Ancak davacı bu davada, 4.1.1995 tarihli Yönetim Kurulu kararına dayalı göreve son verme işlemini 21.1.1997 de dava konusu yaptığı anlaşılmakla davada süre aşımı bulunduğundan idare mahkemesi kararının süre aşımı nedeniyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi: … ve …, …, …, … Bölgeleri Deniz Ticaret Odası Derince Şubesi Memuru olan davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararı davalı idarece temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 7/1 maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu hükme bağlanmış, 9/1 maddesinde de; çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği, görevsiz yargı merciine başvurma tarihinin Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edileceği hükmü yer almıştır.
Olayda, görevine son verilen davacı kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi istemiyle … İş Mahkemesinde açtığı davanın görev yönünden reddedilmesi ve Yargıtay … Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmesi üzerine 28.1.1997 tarihinde bu kez görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle … İdare Mahkemesinde dava açmıştır.
Adli yargı yerinde açılan davanın tam yargı, idari yargı yerinde açılan davanın ise göreve son verme işleminin iptaline ilişkin bulunması nedeniyle olayda yukarıda anılan yasanın 9/1 maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, davacı iş aktinin feshinden doğan ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi istemiyle 8.8.1995 tarihinde adli yargı yerinde dava açtığından, göreve son verme işlemini en geç bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekmektedir. Belirtilen durumda; 8.8.1995 tarihinden itibaren 60 günlük süre içerisinde açılması gereken davanın, konusu farklı bulunan adli yargı yerinde açılan davanın görev yönünden reddedilerek kesinleşmesi üzerine 28.1.1997 tarihinde açılması nedeniyle süre aşımı yönünden reddi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteğinin kabulü ile idare mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
Uyuşmazlık davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemden doğmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 7/1 maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu hükme bağlanmış, aynı Yasanın 9/1 maddesindede çözümlenmesi Danıştay’ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuzgün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği, görevsiz yargı merciine başvurma tarihinin, Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edileceği hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, … ve …, …, …, … Bölgeleri Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulunun 4.1.1995 günlü kararıyla, 14.11.1994 tarihi itibariyle davacının görevine son verildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi istemiyle 8.8.1995 tarihinde … İş Mahkemesinde dava açtığı, bu mahkemenin 14.2.1996 günlü kararıyla, uyuşmazlığın idari yargının görevinde olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddedildiği, bu kararın Yargıtay … Hukuk Dairesinin 15.4.1996 günlü kararıyla onanarak davacı vekiline 8.1.1997 gününde tebliğ edildiği bundan sonra davacı tarafından 21.1.1997 günlü dilekçeyle görevine son verilme işleminin bu davaya konu edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından adli yargı yerinde açılan davanın konusunun tam yargı davası, idari yargıda açılan bu davanın konusunun ise göreve son verilme işleminin oluşturması karşısında olayda yukarıda anılan yasanın 9/1 maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Bu itibarla görevine son verilmesine ilişkin Yönetim Kurulu Kararından çok sonra, davacının en geç iş aktinin feshinden doğan ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi istemiyle adli yargıda dava açtığı 8.8.1995 tarihinde görevine son verme işlemini öğrendiği kabul edilse bile, bu tarihten itibaren 60 gün içinde dava açılması gerekirken, adli yargı yerinde açılan ve konusu farklı olan davanın görev yönünden reddedilerek kesinleşmesi üzerine 21.1.1997 gününde açılan davada süre aşımı bulunmaktadır.
Bu durumda idare mahkemesince, davanın süre aşımı yönünden reddi gerekirken işin esası incelenerek verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan idare mahkemesine gönderilmesine 24.10.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.