Danıştay Kararı 8. Daire 1998/4581 E. 1998/4276 K. 14.12.1998 T.

8. Daire         1998/4581 E.  ,  1998/4276 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/4581
Karar No: 1998/4276

Temyiz İsteminde Bulunan : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : … Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalında profesör olarak görev yapan davacının, devamlı statüden kısmı statüye geçmek için yaptığı başvurunun reddine ilişkin davalı idarenin 3.10.1997 gün ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; doçentlik ünvanını aldıktan sonra atandığı yardımcı doçentlik kadrosunda fiilen doçent olarak görev yapan davacının, bu kadroya atandığı 1992 yılı Şubat ayından itibaren devamlı statüde çalıştığının kabulü gerekeceği, bu durumda talep tarihi itibariyle devamlı statüde 5 yıl çalışmış olma koşulunu taşıyan davacının başvurusunun reddinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; doçentlik kadrosuna 23.6.1994 tarihinde atanan davacının, talep tarihi itibariyle devamlı statüde 5 yıl doçent olarak çalışmış olma koşulunu taşımadığı ön sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : 2547 sayılı Yasada kadrolu çalışma şartı aranmadığı, kaldıki yardımcı doçentlerinde yasa gereği devamlı statüde çalıştırıldıkları öne sürülerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ın Düşüncesi: İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde Profesör olan davacının kısmi statüye geçmek için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemi iptal eden idare mahkemesi kararı davalı idarece temyiz edilmiştir.
2547 sayılı yasanın 4249 sayılı yasa ile değişik 36 ncı maddesinde; devamlı statü ile atanan ve kısmi statüye geçmek isteyen doçentlerde 5 yıl süreyle devamlı statüde çalışma şartı aranacağı, devamlı statüde 5 yıl çalışan doçentlerin devamlı statüde profesörlüğe atanmaları durumunda, kısmi statüye geçmeleri için yeniden beş yıl devamlı statüde çalışma şartı aranmayacağı vurgulanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; doçentlik ünvanını 1990 yılında alan ve devamlı statüdeki doçentlik kadrosuna 23.6.1994 tarihinde, atanan davacının profesörlük kadrosuna ise 7.11.1996 tarihinde atandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda anılan yasa hükmünün doçentlik ünvanının alındığı ya da yardımcı doçentlik kadrosuna atanma tarihini değil doçentlik kadrosuna atama tarihini 5 yıllık sürenin başlangıcı olarak kabul etmesi karşısında davacının işlemin tesis tarihi itibariyle bu süreyi doldurmadığı açık olduğundan dava konusu işlemde yasaya aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteğinin kabulü ile idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 4249 sayılı Kanunla değişik 36.maddesinin (b) bendinde, devamlı statü ile atanmış olup kısmi statüye geçmek isteyen doçentlerde en az beş yıl süre ile devamlı statüde çalışmış olma şartının aranacağı, üniversitede devamlı statüde beş yıl çalışan doçentlerin devamlı statüde profesörlüğe atanmaları halinde kısmı statüye geçmeleri için yeniden beş yıl devamlı statüde çalışma şartı aranmayacağı, anılan maddenin (a) bendinde de, profesör ve doçentlerin üniversitede devamlı veya kısmı statüde görev yapanlar olarak ikiye ayrılacağı kuralı bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 1990 yılında doçent ünvanını aldığı, 1992 yılında yardımcı doçent kadrosuna, 1994 yılı Haziran ayında devamlı statüdeki doçent kadrosuna, 1996 yılı Kasım ayında da profesör kadrosuna atandığı, kısmı statüye geçmek için 1.7.1997 tarihinde yaptığı başvurunun, doçent kadrosuna atandığı 23.6.1994 tarihinden itibaren 5 yıllık süreyi doldurmadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine açtığı davada, İdare mahkemesince dava konusu işlemin iptal edildiği anlaşılmaktadır.
2547 sayılı Yasanın 36.maddesinde, devamlı ve kısmı statü ayrımı öğretim üyesi kadrolarından, yalnızca doçent ve profesörlük kadroları yönünden yapılmış olup, yardımcı doçentlik kadrosunu devamlı veya kısmi statü biçiminde nitelemek ve bu kadroda çalışılan sürenin devamlı statüde geçmiş gibi kabulüne olanak yoktur.
Öte yandan, aynı maddede geçen “Devamlı statü ile atanmış olup kısmi statüye geçmek isteyen doçentler …” ibaresinden devamlı statüde doçentlik kadrosuna atananların kastedildiği açıktır.
Bu durumda, devamlı statüde doçent kadrosuna atandığı tarihten itibaren, yasanın aradığı 5 yıl çalışmış olma koşulunu taşımayan davacının açtığı davanın reddi gerekirken, dava konusu işlemi iptal eden idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık yoktur.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 14.12.1998 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu : 2547 sayılı Kanunun 36.maddesinin sondan dördüncü (b) bendinde, yardımcı doçentlerin üniversite ve bağlı birimlerde sadece devamlı statüde çalıştırılacakları belirtilmiştir. Aynı yasanın 3/m maddesinde, profesör doçent ve yardımcı doçentlerin öğretim üyesi oldukları belirtilmiştir.
Yardımcı doçent kadrosunda görev yapan davacının, öğretim üyesi olduğu ve daimi statüde çalıştığı tartışmasızdır. Yardımcı doçent kadrosunda devamlı statüde çalışan davacı, kadrosunda bir değişiklik olmadan doçentlik ünvanını almış ve bu kadroda devamlı statüde doçent olarak görev yapmıştır. Bir başka anlatımla, davacı, doçent ünvanını aldıktan sonra, yardımcı doçent kadrosunda devamlı statüde doçent olarak görev yapmıştır.
Yardımcı doçent kadrosu, öğretim üyesi kadrosu olduğuna ve davacı bu kadroda devamlı statüde doçent olarak görev yaptığına göre, davacının da devamlı statü ile atanan doçentler gibi hizmetinin değerlendirilmesi suretiyle kısmi statüye geçirilmesinde kanunun amacına aykırılık bulunmamaktadır.
Aksi halde aynı anda doçent olan ve doçentlik kadrosuna atanabilen ile atanamayanların arasında farklı uygulamalar ortaya çıkar ki, bunu da kanunun amacı ile bağdaştırmak mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerekeceği oyu ile yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne ilişkin çoğunluk kararına katılmıyoruz.