Danıştay Kararı 8. Daire 1998/374 E. 1999/6527 K. 22.11.1999 T.

8. Daire         1998/374 E.  ,  1999/6527 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/374
Karar No: 1999/6527

Temyiz İsteminde Bulunan : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : … Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Sayısal Yöntemler Anabilim Dalında uzman olarak görev yapan davacının; teknisyen kadrosuna atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; 2547 sayılı Yasanın 33/b maddesinde yer alan Uzman kadrolarının yükseköğrenim görmüş kişilerce doldurulması gerektiği, 4 yarıyıllık ön lisans öğreniminin de yükseköğrenim içinde yeraldığı, bu nedenle görev yaptığı uzmanlık kadrosuyla ilgili … Üniversitesi, … Meslek Yüksekokulu, Bilgisayar Programcılığı bölümünü bitiren davacının, salt yükseköğretim şartının 4 yıllık yükseköğretim olarak yorumlanması suretiyle; uzman kadrosunda sözleşme süresi uzatılmayarak, teknisyen görevine atanmasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; uzmanların atamasının süreli olduğu, davacının sözleşme süresinin sona erdiği ve yeni bir atama kararının bulunmadığı, esasen akademik ünvanlı uzman kadrosuna en az dört yıllık lisans düzeyinde eğitim gören kişilerin atanmasının eğitim felsefesinin gereği olduğu, Yasada eğitimle ilgili getirilen esnekliğin o döneme özgü eleman sıkıntısından kaynaklandığı, bugün ise bunun aşıldığı öne sürülerek, 2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Uzmanlık için yeterli deneyime ve eğitime sahip olduğu; temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanması gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘in Düşüncesi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık uzman olarak görev yapan davacının teknisyen kadrosuna atanmasına ilişkin işlemden doğmuştur.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun Tanımlar başlıklı 3. maddesinin (d) fıkrasında üniversitenin yüksek düzeyde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan bir yüksek öğretim kurumu olduğu; (l) fıkrasında, öğretim yardımcılarının öğretim elemanlarından sayıldığı belirtilmiş, (p) fıkrasında öğretim yardımcılarından olan uzmanların “Yükseköğretim Kurumlarında belirli süreler için görevlendirilecekleri ifade edilmiş, (r) fıkrasında ön lisans; “ortaöğretime dayalı, en öz dört yarıyıllık bir programı kapsayan ara insangücü yetiştirmeyi amaçlayan veya lisans öğretimin ilk kademesini teşkil eden bir yükseköğretimdir” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı maddenin t/1 bendinde ise, bir lisans öğretimine dayalı eğitim-öğretim ve araştırmanın sonuçlarını ortaya koymayı amaçlayan yüksek lisansın; bilim uzmanlığı için gerekli olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan; aynı Yasanın 33/b maddesinde, umanlar öğretimle doğrudan doğruya veya dolaylı olarak ilgili olan, özel bilgi veya uzmanlığa ihtiyaç gösteren bir işle laboratuvarlarda, kitaplıklarda, atölyelerde ve diğer uygulama alanlarında görevlendirilen öğretim yardımcıları olarak tanımlanmış; maddenin (e) fıkrasında ise; bunların atamalarının en çok iki yıl için yapılacağı, atama süresi sonunda görevlerinin kendiliğinden sona ereceği, yeniden atanmalarının mümkün olduğu, bu takdirde yeniden atama usulünün uygulanacağı, üçüncü defa atanmalarının mümkün olduğu, bu takdirde yeniden atama usulünün uygulanacağı, üçüncü defa atanmadan sonra sürekli olarak atanabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden … Üniversitesi, … Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcılığı bölümünden mezun olan ve önlisans diplomasına sahip bulunan davacının, açılan sınavı kazanarak 16.6.1995 tarihinde 2547 sayılı Yasanın 33/e maddesinde belirtilen usule uygun olarak, … Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümünde Sayısal Yöntemler Uzmanlığına 2 yıl süreyle atandığı, ancak Maliye Bakanlığının … Üniversitesi Rektörlüğüne gönderdiği 9.2.1996 gün ve 2292 sayılı genelgesiyle, uzman kadrolarına atanacak yükseköğrenim mezunlarının anılan kadronun faaliyet alanı ile ilgili eğitim-öğretim veren en az 4 yıllık bir Yüksek öğrenim görmüş olmaları, belirtilen hususlara riayet edilmeksizin daha evvel uzman olarak atananların ise öğrenim durumu ve özel bilgisi dikkate alınarak durumlarına uygun 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi boş kadrolara atanmaları gerektiğinin bildirilmesi üzerine, sözleşme süresi sonunda görev süresi uzatılmayan davacının genelge doğrultusunda 657 sayıılı Yasaya tabi teknisyen kadrosuna atandığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle; Yasada, uzmanların en çok iki yıllık sürelerle atanacakları, süre bitince görevin kendiliğinden sona ereceği; yeniden atanma ya da üçüncü atamadan sonra, sürekli olarak atama yapmanın zorunlu olmadığı, bu hususta idarelere takdir hakkını kullanırken bir serbesti tanındığı görülmektedir. İdarelerin de bu yetkiyi kullanırken; eğitim, bilgi ve beceri açısından kendileri için en uygun elemanı tercih edecekleri; ya da değişen koşullara göre önceden tercih edilen elemanın tekrar atamasını yapmayabilecekleri açıktır. Aynı şekilde, uzmanlara ilişkin bu yasal düzenlemeden; bu kadroya atanan kişiler için, kadronun kazanılmış hak olmadığı; ancak üçüncü defa atanmadan sonra sürekli olarak atanabilecekleri anlaşılmaktadır.
Hal böyle iken; 16.6.1997 tarihinde sözleşmesi sona eren davacının; sözleşme süresi sonunda görevinin kendiliğinden sona erdiği, idarenin yeniden atanma konusunda karar almadığı, bu hususta esasen idarenin de zorlanamayacağı; dolayısıyla tesis edilen dava konusu işlemde bu açıdan hukuka aykırılık bulunmadığı görülmektedir.
Dava konusu işlemin, “neden” unsuru olarak gösterilen ve davacının iki yıllık ön lisans eğitimi olduğu için, uzmanlığa tekrar atamasının yapılmadığı hususuna gelince; Gerek mevzuatımızda gerekse uygulamada üniversiteler; yüksek-ileri düzeyde bilimsel araştırmalar ve çalışmalar yapan eğitim-öğretim kurumları olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla üniversitelerin “bu niteliğine” katkı yapacak personelin eğitiminin de bu yüksek düzeye paralel olması gerektiği açıktır.
Bu açıdan; eğitim, bilgi, görgü, beceri yönünden birinci derecede üstün nitelikler gerektiren ve üniversitelerde öğretim elemanları içinde sayılan uzmanların da; öncelikle bilimsel anlamda tam bir eğitim almış olmaları gerekmektedir. 2547 sayılı Yasada lisans öğretimine dayalı eğitim, araştırma ve bilimsel çalışmanın bilim uzmanlığı olarak adlandırılmasında olduğu gibi; uzmanlık en azından yüksek lisans seviyesindeki eğitim tamamladıktan sonra kazanılan bir nitelik olarak tanımını bulmaktadır.
Bu bağlamda “ortaöğretime dayalı, dört yarıyıllık, ara insan gücü yetiştiren veya lisans eğitimine hazırlığın ilk aşamasını oluşturan ön lisans mezunlarının; yasada uzmanlık için getirilen tanımın kapsamında olmadıkları açıktır.
Sonuçta; 2547 sayılı Yasada uzmanlığa atanmak için eğitim seviyesinin ne olacağı açıkça aranmamış ise de, üniversitelerde öğretim elemanı olan ve öğretimle ilgili görevleri öğretim yardımcısı olarak yürütecek olan uzmanlarda, ön lisans seviyesindeki eğitimin yeterli olmadığı, görülmektedir.
Bu durumda; ön lisans mezunu olduğu gerekçe gösterilerek, uzmanlıktan teknikerliğe atanan davacıya ilişkin dava konusu işlemde kamu hizmetinin gerekleri ve kamu yararı bakımından hukuka aykırılık yoktur.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 22.11.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.