Danıştay Kararı 8. Daire 1998/36 E. 1999/5625 K. 28.10.1999 T.

8. Daire         1998/36 E.  ,  1999/5625 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/36
Karar No: 1999/5625

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekilİ : …
Karşı Taraf : … Belediye Başkanlığı
Vekili : …
İstemin Özeti : 22.9.1993 tarihinde davalı belediyenin yaptığı kazı çalışmaları sırasında patlayan borudan sızan suyun davacıya ait mobilya atölyesini basması sonucu oluşan zararın tazmini istemiyle açılan davada; 2577 sayılı Yasanın 9. maddesinde, idari yargının görevine girdiği halde adli veya askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların ve bunlara karşı kanun yolları varsa süresinde olmak şartıyla bu yollara başvurulması üzerine verilen kararların tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilmesinin öngörüldüğü, oysa … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın … gün ve … sayılı karar ile görev yönünden reddedildiği, davacı vekilinin dilekçesi üzerine anılan adli yargı yerince dosyanın mahkemelerine gönderilmesi yoluyla davanın incelenmesine usul hukuku yönünden imkan bulunmadığı, aynı şekilde ayrı yargı düzenleri arasında dava dosyası gönderilmesine ilişkin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda da herhangi bir kurala yer verilmediği gerekçesiyle dosyanın esas kaydının kapatılarak … Asliye Hukuk Mahkemesine geri gönderilmesine karar veren …. İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; dava dosyasının idare mahkemesine gönderilmesi yolunda Asliye Hukuk Mahkemesine süresinde verdikleri dilekçenin 2577 sayılı Yasanın 3. maddesindeki şekil şartlarına uygun olmaması nedeniyle reddedilerek süresinde usulüne uygun dilekçe ile dava açılmasına mahkemece karar verilmesi gerekirken anılan kararın verilmesinin hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘nin Düşüncesi: İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi: Dava, davacının işyerini belediyenin kazı çalışmalarından ötürü su basması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat istemiyle açılmış, Mahkemenin görevsizlik kararı üzerine İdare mahkemesine gönderilen dosyada işin esası incelenmeden kaydı kapatılmış, İdare Mahkemesinin kaydın kapatılmasına ilişkin kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararında isteği halinde dosyanın görevli İdare Mahkemesine gönderileceği belirtilmiş, bu açıklamaya göre davacı tarafından verilen dilekçeyle dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesi sağlanmıştır.
İdari yargı yerinde bu yolla tam yargı davasının açılmasına olanak bulunmadığından İdare Mahkemesince verilen kararda isabetsizlik yoktur.
Ancak, davacı Asliye Hukuk Hakimi tarafından yanıltılmıştır. Bu itibarla, anılan yanıltıcı beyan üzerine Asliye Hukuk Mahkemesine verilen ve dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesi istemini içeren dilekçenin usulüne göre düzenlenmemiş bir dava dilekçesi olarak kabulü ile 2577 sayılı Yasanın 3.maddesinde öngörüldüğü şekilde yeniden dilekçe düzenlenmek üzere dilekçenin reddine karar verilmesinin hukuka ve adalet ilkelerine uygun olacağı kuşkusuzdur. Aksi halde, bir adli mercinin yanıltması ile başka bir adli mercinin davaya bakmaması sonucu oluşacak,başka bir anlatımla esas şekle feda edilmiş olacaktır.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın bozulması gerekir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe Usul ve Yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve yargılama giderlerinin temyiz isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına 28.10.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.