Danıştay Kararı 8. Daire 1998/3554 E. 1998/2579 K. 15.09.1998 T.

8. Daire         1998/3554 E.  ,  1998/2579 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/3554
Karar No: 1998/2579

Temyiz İsteminde Bulunan : …, …
Vekili : …
Karşı Taraf : Menemen Mal Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacının, … ilçesinde Hazineye ait tarım arazisinin kiraladığı kısmının, 4070 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca kendisine satılması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlem ile anılan taşınmazın 2886 sayılı Yasa uyarınca ihale yolu ile satılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun 5. maddesinde, topraksız veya yeterli toprağı olmaması nedeniyle 31.12.1993 tarihinden önce kendilerine Hazineye ait tarım arazisi kiraya verilen kiracılara talep etmeleri halinde takdir edilecek bedel üzerinden doğrudan satış yapılabileceğinin belirtildiği, bu madde ile idarelere tanınan takdir yetkisinin gerek yasada belirtilen koşullar, gerekse kamu yararının gerektirdiği diğer haller ve koşullar da dikkate alınarak kullanılacağının kuşkusuz olduğu, Arazi Toplulaştırma Tüzüğünün 2. maddesinde, arazi toplulaştırması, toprak koruma ve sulama tekniğinin zorunlu kıldığı durumlarda bir kişiye veya çiftçi ailesine ait arazi parçalarının olanaklar ölçüsünde az sayıda veya tek parça olarak birleştirilmesi, biçimlerinin değiştirilmesi ve amaca uygun şekilde yeniden düzenlenmesi olarak tanımlandığı, bakılan davada davacının kendisine 4070 sayılı Yasanın 5. maddesine göre satışının yapılmasını istediği tarım arazisinin, 3202 sayılı Yasa hükümlerine göre toplulaştırma sonucu oluşmuş Hazineye ait taşınmazın bir parçası olduğu, bu taşınmazın kısım kısım 4070 sayılı Yasaya göre kiracılarına satışının yapılmasının, zorunlu haller nedeniyle toplulaştırmaya tabi tutularak bütün bir parsel haline getirilmiş olan taşınmazın yeniden küçük parsellere ayrılması sonucunu ortaya çıkaracağı, bu durumun ise toplulaştırma işleminin amacının ortadan kalkmasına ve toplulaştırmayı zorunlu hale getiren olumsuzlukların yeniden ortaya çıkmasına neden olacağı, o nedenle dava konusu parselin, davacının kiracısı olduğu kısmının 4070 sayılı Yasa hükümlerine göre davacıya satışının yapılmamasına ilişkin işlemde ve anılan parselin bir bütün olarak 2886 sayılı Yasa hükümlerine göre satışının yapılmasına ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının,4070 sayılı Yasa ile idarelere tanınan takdir yetkisinin haklı bir neden olmadıkça kişi aleyhine kullanılmasının mümkün olmadığı, 14.4.1997 tarihinde Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğüne yaptıkları başvuruda, toplulaştırma çalışmasının 31.12.1993 tarihinden önce tamamlanarak müvekkiline kiralandığı, anılan taşınmazın 4070 sayılı Yasanın 11. maddesinde sayılan mallar kapsamında bulunmadığının bildirilmesi üzerine, Maliye Bakanlığının … Valiliğine gönderdiği 21.5.1997 gün ve … sayılı yazısı ile, toplulaştırma yapılan bu yerlerde 4070 sayılı Kanunun uygulanmasında bir sakınca bulunmadığının bildirildiği, bu nedenle davalı idarenin red gerekçesine dayanak yaptığı Bakanlık görüşünün değiştiği öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Milli Emlak Denetmeni tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, toplulaştırma kapsamında olan taşınmazların 4070 sayılı kanun kapsamında olmadığı sonucuna varıldığı, ayrıca toplulaştırma sonucu oluşan yeni parsellerin satışının yapılması durumunda büyük parsellerin yeniden parçalanacağı ve toplulaştırmadan beklenen amacın gerçekleşmeyeceği öne sürülerek temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ün Düşüncesi : Temyiz isteminin reddedilerek mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe Usul ve Yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve yargılama giderlerinin temyiz isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına 15.9.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.