Danıştay Kararı 8. Daire 1998/1220 E. 1999/5359 K. 21.10.1999 T.

8. Daire         1998/1220 E.  ,  1999/5359 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/1220
Karar No: 1999/5359

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Turizm Bakanlığında müfettiş olarak görev yapan davacının, bir soruşturma dolayısıyla eleştirdiği üç meslektaşını zan ve töhmet altında bıraktığı gerekçesiyle 657 sayılı Yasanın 125/B-a maddesi uyarınca kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; kınama cezasına karşı açılan davaların esasının Anayasanın 129/3. maddesi ve 657 sayılı Yasanın 135. maddesi uyarınca incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle incelenmeksizin reddeden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; Anayasanın 129/3 maddesinin yine Anayasanın 2.,6/son.,9.,12.,13.,14/son.,36.,125. maddeleriyle çelişkili olduğu ve hakların özünü ortadan kaldırır nitelikte bulunduğu, aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine de aykırı olduğu, bu nedenle Anayasanın 129/3. maddesiyle 657 sayılı Yasanın 135. ve 136/4. maddelerinin Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla götürülerek iptal edilmesinin gerektiği, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘nin Düşüncesi: 657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu kapalı tutulmasına karşın anılan cezaların varlığından sözedilebilmesi için bu cezaların usulüne uygun oluşturulup oluşturulmadığının araştırılması gerekeceğinden, davayı incelenmeksizin reddeden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
Davacının durumu 3.9.1999 gün ve 23805 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4455 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun kapsamında olmakla birlikte anılan Kanunun 2. maddesi uyarınca süresi içinde verdiği dilekçesinde davaya devam etmek istediğini bildirdiğinden işin esasına geçildi.
Uyuşmazlık, davacının kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemden doğmuştur.
Uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu kapalıysa da; usul ve zamanaşımı yönlerinden hukuka aykırılık halinde, tam anlamıyla oluşmuş bir disiplin cezası işleminden söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur.
Davacı, usulüne uygun soruşturma yapılmadan ceza verildiğini öne sürdüğüne göre, tebligat ve cevap verme evreleri geçip dosya oluştuktan sonra davacı savının irdelenmesi ve eğer savı doğru ise bu konuda karar verilmesi gerekmektedir. Ancak usulüne uygun olarak disiplin cezası verildiğinin tespit edilmesi durumunda yargı yolunun açık olup olmadığı tartışılabilecektir.
Bu yönüyle, davanın incelenmeksizin reddine ilişkin idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine 21.10.1999 günü oybirliği ile karar verildi.