Danıştay Kararı 8. Daire 1997/4389 E. 1998/440 K. 16.02.1998 T.

8. Daire         1997/4389 E.  ,  1998/440 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/4389
Karar No: 1998/440

Karşılıklı Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1-…
Vekili : …, …
2- …
Vekili : …
Karşı Taraf : 1- …
2- …
İstemin Özeti : Davalı idarede Ar-GE Müdürü olarak görev yapan davacının … tasarımı projesinin geçici kabul raporunda belirtilen eksikliklerin bir kısmının giderildiğini belirterek yüklenici firmaya % 5 ödeme yapılmasına neden olduğundan, bahisle Personel Yönetmeliğinin 121. maddesi uyarınca (3) günlük aylık kesim cezası ile cezalandırılmasına ilişkin davalı idare Yüksek Disiplin Kurulunun 8.1.1996 gün ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; Personel Yönetmeliğinin 119. maddesinin (d) bendinde alım-satım, artırma ve eksiltme işlemini karıştırarak teşekkülü zarara uğratmanın veya karşı tarafı himaye etmenin geçici olarak görevden çıkarma cezasını gerektiren fiil ve hallerden sayıldığı, 123. maddesinde ise, hangi hallerde bir alt ceza verilebileceğinin düzenlendiği, aynı yönetmeliğin 121. maddesinde de kusurlu bir hareketin bu yönetmelikte sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren hallerden hiçbirisine uymamasının bu fiil ve hareketin cezasız kalmasını gerektirmeyeceği, bu durumda kusurlu hareket, sayılmış olanlardan hangisine en yakın ise o cezanın verileceği kuralının bulunduğu, dosyanın incelenmesinden davacının eyleminin Personel Yönetmeliğinin 119/d maddesi uyarınca geçici olarak görevden uzaklaştırma cezasını gerektirdiği anlaşılmış olup, yönetmeliğin 123. maddesinin gözönüne alınması halinde kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması gerekirken, fiilinin yönetmelikte karşılığı bulunmadığından bahisle, kıyasen ücret kesim cezası ile cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı, zira davacının eylemi ile 119. maddede sayılan fiil ve haller arasında hiçbir benzerlik olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının davalı idare tarafından, verilen cezanın davacının eylemine uygun olduğu öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından da, idari mahkemesi kararının hüküm fıkrası doğru olmakla birlikte, iptal gerekçesinin aleyhine sonuçlara yol açabileceği, aleyhe iptal kararı verilemeyeceği ilkesinin idari yargının önemli ilkelerinden olduğu, dava hakkını kullanan kişinin, bu hakkı kullanması nedeniyle dava konusu işlemden daha ağır bir durumla karşı karşıya bırakılması sonucunu doğurabilecek biçimde karar verilemeyeceği öne sürülerek gerekçenin düzeltilmesi suretiyle kararın onanması istenmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ın Düşüncesi : Aleyhe iptal kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davacının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı uyarınca mahkeme kararı ortadan kalkacağından idarenin temyiz istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘nın Düşüncesi : İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesi uyarınca İdare Mahkemeleri işlem içerikli karar tesis edemezler.Ayrıca davacı aleyhine olarak idari işlemin genişletilememesi idare hukuki ilkelerindendir.
Temyize konu mahkeme kararında ise davacıya verilmiş olan 3 günlük aylık kesim cezası yerine daha ağır ceza olan kıdem durdurma cezası verilmesi gerektiğinden bahisle,uyuşmazlığa konu disiplin cezasının esasınıincelemeksizin iptal edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz istemlerinin kabulü ile hatalı ve noksan incelemeye dayalı mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacının 3 günlük aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemden doğmuştur.
İdare Mahkemesince davacının eyleminin Personel Yönetmeliğinin 119. maddesinde sayılan ve geçici olarak görevden çıkarma cezasını gerektiren eylemlerden olduğu analın Yönetmeliğin bir alt ceza verilmesi halini düzenleyen 123. maddesinin gözönünde bulundurulması halinde kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması gerekirken, fiilinin yönetmelikte karşılığı bulunmadığından bahisle daha hafif bir ceza olan 3 günlük aylık kesim cezası ile cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 2. maddesine göre idari işlemlerin iptali için dava açılabilmesi, ilgililerin menfaatlerinin ihlal edilmiş olması koşuluna bağlıdır. Bu koşulun doğal sonucu olarak, iptal davasında yargı denetiminin, davacının menfaat ihlali ölçüsünde sınırlı bir biçimde yapılması gerekir.
Davacının, menfaatinin, dava konusu işlemle belirlenen hukuki durumdan daha ağır biçimde ihlaline yol açacak şekilde karar verilmesi “aleyhe karar verilmesi yasağı” ilkesine aykırıdır. Başka bir anlatımla anayasal bir hak olan dava hakkını kullanan bir kişinin, bu hakkı kullanması nedeniyle yargı kararı ile dava konusu işlemden daha ağır bir hukuki durumla karşı karşıya bırakılması söz konusu olamaz.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idare Araştırma Geliştirme Müdürü olan davacı hakkında yapılan disiplin soruşturması sonucunda davalı idare tarafından … tasarımı projesinin geçici kabul raporundaki eksikliklerin tümü giderilmeden yüklenici firmaya % 5 ödeme yapılmasına neden olduğundan bahisle dava konusu disiplin cezasının verildiği, aynı disiplin kurulu kararında yer alan, TDM tasarım işinin bir firmaya verilmesini sağlaması ve sözleşmeye firmaya zaman avatajı tanıyan hükümler koydurması eylemine ilişkin disiplin işleminin ise, anılan suçtan dolayı hakkında açılan ceza davasının sonuçlanmasından sonra incelenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, dava konusu işlemle sınırlı olarak yargı denetimi yapılması gerekirken, henüz idare tarafından disiplin cezasına konu edilmeyen ve Personel Yönetmeliğinin 119/d maddesinde düzenlenen alım satım ve artırma işlemlerine fesat karıştırarak teşekkülü zarara uğratma ve tarafı himaye etme fiili esas alınmak suretiyle davacının menfaat ihlalini ağırlaştırıcı nitelikte hüküm kurulmasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kararı uyarınca idare mahkemesince verilen iptal kararı ortadan kalkmış olup, bu durumun doğal sonucu olarak mahkemece dava konusu işlem yönünden yeniden karar verileceğniden davalı idarenin temyiz istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 16.2.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.