Danıştay Kararı 8. Daire 1997/3900 E. 1997/4049 K. 18.12.1997 T.

8. Daire         1997/3900 E.  ,  1997/4049 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 1997/3900
Karar No: 1997/4049

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : … Belediye Başkanlığı
İstemin Özeti : Davacı Şirketin … İli … Meydanı ile sebze hali arasında bulunan işyerinin İl … Kurulu kararına dayanılarak iki ay içinde eski sanayi bölgesine taşınmasına ilişkin olarak tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı; dava konusu … gün ve … sayılı işlemin … tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacı şirket vekilince 31.12.1996 tarihli dilekçeyle bu işlemin kaldırılması için davalı idareye başvurulduğu, bu başvurunun 7.1.1997 gün ve … sayılı belediye encümeni kararı ile reddedildiği, ret işleminin 29.1.1997 gününde tebliğ edilmesi üzerine 14.4.1997 tarihinde kayda giren dilekçeyle davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda 28.11.1996 günlü işlemin kaldırılması yolundaki 31.12.1996 tarihli başvuruya kadar geçen 4 günlük süre de hesaba katılmak suretiyle en geç 26.3.1997 tarihinde dava açılması gerekirken, 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 14.4.1997 tarihinde açılan davanın incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle süre aşımından reddeden, … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; vekille takip edilen işlerde tebligatların vekile yapılmasının esas olduğu, işleme karşı yapılan itirazda …-… olarak adres bildirildiği halde şirketin … adresine tebligat yapıldığı, bunun usulsüz bir tebligat olup davanın süresinde açıldığı öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘un Düşüncesi: Dava konusu nihai işlem davacı vekilinin gösterdiği adrese tebliğ edilmediğinden davacı vekilinin öğrenme tarihi esas alınarak açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır.
Bu nedenle idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Davacıya ait işyerinin iki ay içinde Sanayi bölgesine taşınmasına ilişkin işlemden doğan davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemle kaldırılması istenen işyeri davacı şirketin … ilindeki irtibat bürosudur.
Şirketin vekilinin ise İstanbul’da mukim olduğu ve belediyeye verdiği itiraz dilekçesinde İstanbul’daki adresini tebligat adresi olarak gösterdiği anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanununa İlişkin Tebligat Tüzüğünün 15. maddesinde vekil vasıtasıyla takip edilen işlerden tebliğin vekile yapılması zorunluluğu getirilmiş, aynı Tüzüğün 51. maddesinde ise usulüne aykırı tebliğ halinde muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği kurala bağlanmıştır.
Olayda, davacı şirket vekilinin itirazına ilişkin belediye encümeni kararının yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine aykırı olarak şirket vekiline değil …’daki irtibat bürosuna tebliğ edildiği tartışmasızdır.
Bu durumda usulüne aykırı bu tebligattan ötürü dava dilekçesinde belirtilen öğrenme tarihinin esas alınarak işin esasının incelenmesi gerekirken davanın yazılı gerekçe ile reddinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
Uyuşmazlık, davacı şirkete bağlı …’daki işyerinin İl … Kurulu kararına dayanılarak iki ay içinde eski sanayi bölgesine taşınmasına ilişkin olarak tesis edilen belediye işleminden doğmuştur.
İdare Mahkemesince davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Tebligat Kanununun vekile ve kanuni mümessile tebligat başlıklı 11. maddesinde, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı hükme bağlanmış Tebligat Tüzüğünün 15. maddesinde de, kanuna paralel bir düzenlemeyle vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun kararların sanıklara tebliğ edilmelerine dair hükümleri saklı kalmak üzere tebliğin vekile yapılacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin … İli … Meydanı ile sebze hali arasında bulunan işyerinin İl … kararına dayanılarak iki ay içerisinde eski sanayi bölgesine taşınmasına dair … Belediye Başkanlığının 28.11.1996 gün ve … sayılı işleminin, 26.12.1996 gününde davacı şirkete tebliğ edildiği, davacı şirket vekilince 31.12.1996 günlü dilekçeyle bu işlemin kaldırılması için davalı idareye başvurulduğu ve yazışma adresi olarak …- adresinin gösterildiği, bu başvurunun 7.1.1997 gün ve … sayılı Belediye Encümeni kararı ile reddedildiği, bu kararın 29.1.1997 tarihinde davacı vekili adına fakat davacı şirketin … adresine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere yukarıda anılan yasal düzenlemeler uyarınca vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı esas olduğu halde, bu yasal düzenlemelere aykırı olarak son tebligatın yani itirazın reddine ilişkin işlemin davacı adına, fakat gösterdiği adrese tebliğ edilmediği açıktır.
Bu durumda davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü gerektiğinden, bu tarih esas alınarak açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır.
Bu itibarla idare mahkemesince işin esasına girilerek yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 18.12.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.