Danıştay Kararı 8. Daire 1996/4273 E. 1997/4100 K. 19.12.1997 T.

8. Daire         1996/4273 E.  ,  1997/4100 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 1996/4273
Karar No: 1997/4100

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : … İlkokulu eski müdürü olan davacının, 657 sayılı Yasanın 125/C-a maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı, dava dosyası ve soruşturma dosyasının incelenmesinden, davacının okulun eski müdür yardımcısının disiplin cezası olan gizli evrakını müdür odasında herkese göstererek onu küçük düşürmeye çalıştığı fiilinin sübuta erdiğinin anlaşılması nedeniyle eylemine uyan disiplin cezası ile cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden …. İdare Mahkemesinin 19.6.1996 gün ve … sayılı kararının, olayda özel kanun olan 1702 sayılı Yasanın uygulanması gerekirken 657 sayılı Yasaya göre ceza verildiği, müvekkilinin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak kamu hizmetini yürüttüğü öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Özel kanunda açık bir düzenleme bulunmadığından genel kanun olan 657 sayılı Yasaya göre ceza verildiği, davacının işlediği fiillerin karşılığı olan disiplin cezası ile cezalandırılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ün Düşüncesi : İlkokul müdürleri hakkında 1702 sayılı Kanun hükümleri uygulanacağından 657 sayılı Yasaya göre verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, ilkokul müdürü olan davacıya 657 sayılı Yasa hükümleri uyarınca verilen disiplin cezasına ilişkin bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının ilkokul müdürü olarak görevli iken okul eski öğretmeni ve müdür yardımcısına ait disiplin cezasına ilişkin evrakı herkese göstererek onu küçük düşürmeye çalışması fiilinin, 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 125/C-a maddesindeki “kasıtlı olarak görev mahallinde kurumlarınca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek” kapsamında değerlendirilmesi ile 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı, idare mahkemesince de bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın, fiilin sübut bulduğu gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
657 sayılı Yasanın 125. maddesinin sondan 2. fıkrasında, özel kanunların disiplin suçları ve cezalarına ilişkin hükümlerinin saklı olduğu açık ve kesin olarak belirtilmiş bulunmaktadır.
Özel Kanun olan 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanunun 19. maddesinde, müdür, başmuallim ve muallimlere ve ilk tedrisat müfettişlerine suçların mahiyetine ve derecesine göre kanunda yazılı cezaların verileceği, 22.maddesinin 1. bendinde ise, arkadaşlarına ve iş için gelenlere fena muamele etmek fiilinin maaş kesim cezasını gerektirdiği belirtilmiş olmakla; 1702 sayılı Yasanın ilk ve ilköğretim okulları müdürlerinin disiplin suçları hakkında da uygulanabileceği sonucu ortaya çıktığından, olayda, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası uygulanarak disiplin cezası verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Diğer yandan, disiplin cezasına konu edilen eyleme gelince, soruşturma dosyasının incelenmesinden, davacının eski müdür yardımcısına ait disiplin cezasına ilişkin evrakı herkese göstererek onu küçük düşürmeye çalıştığı öne sürülüyor ise de, soruşturma sırasında alınan ifadelerden dört öğretmenin olayı doğrulamadığı, olayı doğrulayan öğretmenlerden birinin yazıyı görmediği, birinin yazıyı gördüğü ancak okumadığı, birinin ise yazıyı gördüğü ancak gizli olup olmadığını bilmediği, küçük düşürme gibi bir kanaatın oluşmadığı yolunda ifade verdikleri anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacıya ceza verilmesine neden olan ” iş arkadaşlarına fena muamele etmek ” fiilinin tam olarak gerçekleşip gerçekleşmediği tanık ifadeleri ile tesbit edilemediği gibi, ağır hizmet kusuru da teşkil etmeyen bu fiil nedeniyle verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık görülmediğinden davanın reddi yolundaki mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.
Açklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 19.12.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.