Danıştay Kararı 8. Daire 1996/2939 E. 1999/2923 K. 11.05.1999 T.

8. Daire         1996/2939 E.  ,  1999/2923 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/2939
Karar No: 1999/2923

Davacı : …
Vekili : …
Davalı : Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı
Vekilleri : …
İstemin Özeti : Davacı … Üniversitesine rektör adayı belirlenmesine ilişkin davalı idare işleminin, üniversitenin belirlediği 6 aday içinde 2. sırada oy aldığı halde Yükseköğretim Kurulunun belirlediği sırada 4. olmasının bu seçimdeki takdir hakkının hukuka aykırı olduğunu gösterdiği,idari yöndeki deneyiminin diğer adaylardan daha fazla olduğu, 2547 sayılı Yasanın 6/b-4. maddesinin Anayasaya aykırı olduğu, Cumhurbaşkanına sunulan 3 kişilik listede yer almamasının hukuka uygun olmadığı öne sürülerek iptali ile 1 milyon lira manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemidir.
Savunmanın Özeti : 2547 sayılı Yasanın 13. maddesi ve Yükseköğretim Kurulu Teşkilatı ve Çalışma Usulleri Yönetmeliğinin “Seçme ve Atamalar” bölümünde yeralan “Rektör Adaylarını Belirleme Yöntemi” başlıklı 42. maddesinde belirtildiği üzere üniversitede yapılan seçimler sonucunda belirlenen altı rektör adayı arasından, 24 üyeden oluşan Yükseköğretim Genel Kurulunun gizli oyla üç adayı seçtiği, bu seçilen adaylar arasında davacının yer almadığı, Genel Kurul Üyelerinin oylarına göre yapılan rektör adayı sıralamasında takdir hakkının kululanılmasından da söz edilemeyeceği, yapılan işlemde hukuka ve kanuna aykırılık bulunmadığı, manevi tazminata ilişkin istemin ise şartları oluşmadığından reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ın Düşüncesi : Yükseköğretim Kurulunda Milli Eğitim Bakanlığınca seçilen iki üyenin yer almasının hukuki dayanağı, 2547 sayılı Yasanın 6. maddesinin (b-4) fıkrası, Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinden, davada, Milli Eğitim Bakanlığınca seçilen iki üyenin de yer alması ile oluşan Yükseköğretim Kurulu’nun Rektör adayı belirlemesine ilişkin işlem hukuka aykırı gelmiştir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi : Davacı; … Üniversitesine rektöradayı belirlenmesine ilişkin işlemin,üniversitenin belirlediği altı aday arasında ikinci sırada yer aldığı,buna karşın yükseköğretim kurulunca Cumhurbaşkanı’na sunulan üç kişilik listede yer almamasının hukuka ve demokratik ilkelere aykırı olduğunu öne sürerek iptalini istemektedir.
Bilindiği üzere, rektör adayları için önce üniversite öğretim üyeleri arasında yapılan oylama ile altı aday seçilmekte, bu altı adayın durumu YöK bünyesinde oluşturulan inceleme komisyonunda değerlendirilip hazırlanan rapor genel kurula gönderilmekte, burada yapılan oylama sonucunda en çok oy alan 3 adayın isimleri Cumhurbaşkanlığına bildirilmekte ve bunlardan birisi Cumhurbaşkanınca rektörlüğe atanmaktadır.
Dosyadaki belgelerden, … Üniversitesi rektör adaylığı için üniversite öğretim elemanları arasında yapılan oylamada ikinci sırada yer almasına karşın, yükseköğretim kurulunda 12.7.1996 gününde yapılan gizli oylamada (10) oy alarak, Cumhurbaşkanlığına sunulacak ilk üç kişilik listede yer alamadığı anlaşılmaktadır.(Belgeler 1996/3118 sayılı dosyadadır)
Genel kurulda gizli oyla yapılan oylama ve ortaya çıkan sonucun, yargı tarafından denetlenmesine ve kurulun takdir hakkına müdahale niteliğinde yargı kararı verilmesine olanak bulunmamaktadır.
Ancak, 2547 sayılı Yasanın yükseköğretim kurulunun oluşumunu düzenleyen (değişik) 6. maddesinin (b-4) fıkrasının iptali istemiyle Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesine başvurulmuş,Yüksek Mahkemenin 14.5.1997 gün ve E:1977/21 K:1977/48 sayılı kararıyla sözü geçen fıkra hükmü iptal edilmiştir.
T.C. Anayasasının 153. maddesinde, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği belirtilmiş ise de bu ilkenin karar tarihine kadar idari dava açılarak uyuşmazlık yaratılmamış işlemler için uygulanması gerekir. Aksi takdirde idari işlemin dayanağını oluşturan yasa hükmünün Anayasaya aykırı olduğunun öne sürülmesinin ve defi yoluyla Anayasa Mahkemesine götürülmesinin hiçbir anlamı kalmayacaktır.
Bu nedenle yükseköğretim kurulunda Milli Eğitim Bakanlığınca seçilen iki üyenin yeralması Anayasa Mahkemesi kararı ile hukuken dayanaksız duruma gelmiştir.Dava dosyasında bulunan oylama tutanağı ve ekli yazıdan, oylamaya Milli Eğitim Bakanlığından seçilen iki üyenin de katıldığı görülmektedir. Bu üyelerin katılmasıyla yapılan seçim işlemi, (bu tarihte yasaya uygun olmakla birlikte) daha sonra hukuka aykırı düşmüştür. Kurula Bakanlıkça seçilen üyelerin katılması, ağır bir yetki sakatlığı oluşturduğu için, bu iki üyenin oyunun açık fark nedeniyle sonuca etkili olmadığıda düşünülemez.
Sonuç olarak, rektör adaylarının belirlenmesine ilişkin dava konusu Yükseköğretim Kurulu kararı hukuka aykırıdır. Ancak olayın niteliği itibariyle davacının bu işlemle ağır bir elem ve üzüntüye kapıldığı düşünülemeyeceğinden, manevi tazminat isteminin dayanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … Üniversitesine rektör adayı belirlenmesine ilişkin işlemin iptali ve 1.000.000. lira manevi tazminat istemiyle açılmıştır.
Anayasanın “Yükseköğretim Üst Kuruluşları” başlığını taşıyan ve 1. fıkrasında belirtilen amaçlarla bir Yükseköğretim Kurulu kurulmasını öngören 131. maddesinin 2. ve 3. fıkraları: “Yükseköğretim Kurulu, Üniversiteler, Bakanlar Kurulu ve Genelkurmay Başkanlığınca seçilen ve sayıları, nitelikleri ve seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar arasında rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur.
Kurulun teşkilatı, görev, yetki, sorumluluğu ve çalışma esasları kanunla düzenlenir.” hükmünü taşımaktadır. 2. fıkrada yaptığı düzenlemeyle Anayasa koyucu, Yükseköğretim Kurulunu oluşturacak üyelerin seçimini yapacak organı ve kurumları bizzat göstermiş bulunmakta, buna karşılık Kurulu oluşturacak üyelerin sayısını, niteliklerini ve seçilme yöntemlerini yasaya bırakmaktadır. 2. fıkraya göre Kurul, “Üniversiteler, Bakanlar Kurulu ve Genelkurmay Başkanlığınca” seçilen adaylar arasından, rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya atanan üyelerden kurulacaktır.
Anayasanın bu özel düzenlemesine karşın, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 2.12.1987 günlü, 301 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesiyle değiştirilmiş olan ve dava konusu işlemin hukuksal dayanağını oluşturan 6. maddesinin (b) fıkrasında: “Yükseköğretim Kurulu:
1) Cumhurbaşkanı tarafından, rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek suretiyle seçilen yedi,
2) (Değişik 23.12.1988/KHK 351/13.Md.) Bakanlar Kurulunca temayüz etmiş üst düzeydeki Devlet görevlileri veya emeklileri arasından, (hakim ve savcı sınıfından olanlar için Bakanlığın ve kendilerinin muvafakatı alınmak kaydıyla) seçilen yedi,
3) Genelkurmay Başkanlığınca seçilen bir,
4) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığınca seçilen iki,
5) Üniversitelerarası Kurulca, Kurul üyesi olmayan profesör öğretim üyelerinden seçilen yedi, kişiden oluşur.” hükmüne yer verilmiştir.
Fıkranın 4. bendi ile Anayasanın 131. maddesinin 2. fıkrasında isimleri sayılan seçici organlar arasına Milli Eğitim (Gençlik ve Spor) Bakanlığı da katılmış ve böylece Kurula üye seçme yetkisine sahip organ ve kurum sayısı 3’ten 4’e çıkarılmış bulunmaktadır.
Dosya içeriğinden, davacının …Üniversitesi rektör adaylığı için, üniversite öğretim elemanları arasında yapılan oylamada, 124 oyla 2. sırada yer aldığı, Yükseköğretim Kurulu’nun 12.7.1996 tarihli toplantısında yapılan gizli oylamada ise 10 oy alarak, Cumhurbaşkanlığına sunulacak ilk üç kişilik listede yer almadığı anlaşılmaktadır.
Davalı idarenin, Cumhurbaşkanına sunulacak en çok oy alan üç Rektör adayını belirlerken, Yükseköğretim Kurulu Teşkilatı ve Çalışma Usulleri Yönetmeliğinin Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğin Rektör Adaylarını Belirleme Başlıklı 42. maddesinde öngörülen usule uyması nedeniyle, gizli oylama sonucunun yargı kararıyla denetlenerek, kurulun takdir hakkını ortadan kaldıracak bir karar verilmesi mümkün değildir.
Ancak, 2547 sayılı Yasanın yukarıda metni yazılı 6. maddesinin (b-4) fıkrasının Anayasaya aykırı olduğuna ilişkin davacı savı ciddi bulunarak, bu fıkranın iptali istemiyle Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesine başvurulmuş, Yüksek Mahkemenin 14.5.1997 gün ve E:1997/21 K:1997/48 sayılı kararıyla anılan fıkranın iptal edilmesi ile Yükseköğretim Kurulu’nda, Milli Eğitim Bakanlığınca seçilen iki üyenin yer almasının hukuki dayanağı kalmamıştır.
Bu durumda, … Üniversitesi Rektörlüğü için, Yükseköğretim Kurulunca yapılan gizli oylamada Milli Eğitim Bakanlığınca seçilen iki üyenin de katılması ağır bir yetki sakatlığı oluşturduğundan, rektör adaylarının belirlenmesine ilişkin dava konusu Yükseköğretim Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Manevi tazminat istemine gelince, Yürürlükteki mevzuat uyarınca Rektör adaylarını belirleyen Yükseköğretim Kuruluna atfedilebilecek bir kusurdan, ya da davacının ağır elem ve üzüntüsünden söz edilemeyeceğinden, davacının bu istemi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın, rektör adayı belirlenmesine ilişkin kısmının iptaline, manevi tazminata ilişkin kısmının reddine, dava kısmen ret ve kısmen iptalle sonuçlandığından … lira yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, … lira yargılama giderinin davalı idareden alınıp davacıya verilmesine, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … lira avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalıya, … lira avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine 11.5.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.