Danıştay Kararı 8. Daire 1996/2024 E. 1998/3720 K. 16.11.1998 T.

8. Daire         1996/2024 E.  ,  1998/3720 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/2024
Karar No: 1998/3720

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : …
İstemin Özeti : … Üniversitesi Tıp Fakültesi Toplum Hekimliği Anabilim Dalında uzmanlık çalışması yapmakta iken görevine son verilen davacının, 4111 sayılı Af Yasasından yararlanma isteminin reddine ilişkin … Üniversitesi Senatosunun … gün ve … sayılı kararının, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 44. maddesinin 4111 sayılı Yasa ile değiştirildiği ve Yükseköğretim Kurumlarında önlisans ve lisans düzeyinde normal öğrenim sürelerinin hangi hallerde ne kadar uzayacağının belirtildiği aynı Kanun ile eklenen geçici 43. maddede ise yüksek lisans (master-doktora) öğrenimi görürken her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilen veya yönetmeliklerinde öngörülen süre içinde öğrenimlerini tamamlayamayanlara iki sınav hakkı tanınacağının kurala bağlandığı, anılan yasanın sadece kendi isteğiyle, katkı payını ödeyemedikleri için ve başarısızlık nedeniyle ilişiği kesilen ön lisans, lisans ve yüksek lisans (master-doktora) öğrencilerini kapsadığı, tıpta uzmanlık öğrencileri ile ilgili bir düzenlemeye yer vermediği, dava konusu olayda uyuşmazlık tıpta uzmanlık öğrencisi iken görevine son verilen davacının, anılan Yasa hükmü uyarınca göreve iadesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemden doğmuş olup, 4111 sayılı Yasa tıpta uzmanlık öğrencilerini kapsamadığından, davalı idarece tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davayı reddeden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının, tıp fakültesi mezunlarının yapabileceği yüksek lisans çalışmasının tıpta uzmanlıkla başladığı, tıpta uzmanlık eğitiminin doktara eğitimi ile eşdeğer sayıldığı öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Tıpta uzmanlık sınavında başarılı olanların öğretim yardımcısı kadrolarına atanarak görev yaptıkları, 4111 sayılı Yasanın tıpta uzmanlık öğrencilerini kapsamadığı öne sürülerek temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ün Düşüncesi : Tıpta uzmanlık eğitiminin doktora eğitimine eşdeğer sayılması ve araştırma görevliliği kadrosuna bağlı olmaksızın tıpta uzmanlık eğitimine devamının sağlanabilmesi nedeniyle istemin kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Uyuşmazlık, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Toplum Hekimliği Anabilim dalında uzmanlık eğitimi yaparken görevine son verilen davacının 4111 sayılı Yasadan yararlanarak tıpta uzmanlık çalışmasına dönmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemden doğmuştur.
12.6.1995 günlü, 22311 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4111 sayılı Yasa ile 2547 Sayılı Yükseköğretim kanununa eklenen geçici 43. maddenin 2. fıkrasında Yüksek lisans (master-doktora) öğrenimi görürken, her ne nedenle olursa olsun … 1981-1982 eğitim-öğretim yılından başlamak üzere bu kanunun yayımı tarihine kadar ilişiği kesilenlere… iki sınav hakkı tanınacağı kuralı yer almıştır.
Olayda, davacının devam etmek için başvurduğu Tıpta Uzmanlık Öğrenciliğinin yukarda metni açıklanan Yasa kapsamına girmediğinden bahisle reddedildiği anlaşılmaktadır.
2547 Sayılı Yasanın Tanımlar başlıklı 3. maddesinin (t) bendinde lisans Üstü Eğitim, Yüksek lisans, doktora, Tıpta uzmanlık ve Sanatta Yeterlik olmak üzere dört kategoriye ayrılmış, bunlardan doktora: lisansa dayalı en az altı veya yüksek lisansa dayalı…. en az dört yarı yıllık proğramı kapsayan ve orijinal bir araştırmanın sonuçlarını ortaya koymayı amaçlayan bir yükseköğretim olarak; Tıpta Uzmanlık ise: Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre yürütülen ve tıp doktorlarına belirli alanlarda özel yetenek ve yetki sağlamayı amaçlayan bir yükseköğretim olarak tanımlanmıştır.
Yukarıda metni açıklanan yasa kurallarının birlikte incelenmesinden; lisans üstü eğitimin belirli bir dalda lisans öğrenimi gördükten sonra konu ile ilgili olarak daha fazla bilimsel ve deneysel çalışma yapmak isteyenler için getirilmiş bir yükseköğretim olduğu anlaşılmakta olup, sözü edilen yükseköğretim türünün tıp doktorlarına verilmesi için özel olarak tıpta uzmanlık olarak adlandırıldığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, tıp doktorlarınca yapılan tıpta uzmanlık öğreniminin diğer dallardan mezun olanlarca yapılan doktora öğreniminden farklı olarak ele alınması ve eşdeğer olarak kabul edilmemesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Kaldı ki, tıp doktorlarının tümü tıpta uzmanlık eğitimini bitirmeleri için o branşta öngörülen süreyi tamamlamaları gerekmekte, tıp doktorluğu dışında kalan dallarda olduğu gibi yüksek lisans yapmış veya yapmamış olmaya bağlı olarak doktora süresi değişmemektedir.
Açıklanan bu nedenlerle davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, tıpta uzmanlık öğrenimi yaparken ilişiği kesilen davacının 4111 sayılı Af Yasasından yararlanma isteminin reddine ilişkin işlemden doğmuştur.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 3/t ve 50/a maddelerinde tıpta uzmanlık eğitimi, lisans üstü öğretim olarak sayılmakla birlikte anılan Kanunda Tıpta uzmanlık eğitiminin ayrıca tanımlandığı, Tababet Uzmanlık Tüzüğünün 2. maddesinde de tıpta uzmanlık eğitimi yapan kişilerin asistan (araştırma görevlisi) olarak atandığı belirtilmekle, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre yürütülen ve tıp doktorlarına belirli oranlarda özel yetenek ve yetki sağlamayı amaçlayan bir yüksek öğretim türü olan tıpta uzmanlık öğrenimi doktora eğitiminden farklı olduğundan 4111 sayılı Yasada yer alan doktora kavramı içerisinde yer alması mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe Usul ve Yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve yargılama giderlerinin temyiz isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına 16.11.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.