Danıştay Kararı 8. Daire 1995/4567 E. 1996/3513 K. 29.11.1996 T.

8. Daire         1995/4567 E.  ,  1996/3513 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/4567
Karar No: 1996/3513

Temyiz İsteminde Bulunan : … Belediye Başkanlığı
Vekili : …
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davalı idarede çalışmakta olan davacının Devlet Memurluğundan çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava ve soruşturma dosyasının incelenmesinden davacının 26.2.1994 tarihinde …’ın evinde çay partisi adı altında yapmış olduğu toplantıya katıldığı anlaşılmakla beraber, davacının siyasi ve ideolojik faaliyette bulunduğu, siyasi parti kurduğu yolunda bir saptama bulunmadığı gibi memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici bir harekette bulunduğu hususunda da bir saptama bulunmadığından, davalı idarece tesis edilen işlemde hukuka ve yasaya uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; davacının, devlet memurluğunun gerektirdiği tarafsızlık ve sorumlulukla hareket etmediği, katıldığı toplantıda, başka bir adayın lehine olacak şekilde siyasi faaliyette bulunduğu, haksız yere mevcut belediye başkanını hırsızlık ve yolsuzlukla suçladığı öne sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘nin Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davalı idarede çalışmakta olan davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin davalı idare işleminden kaynaklanmıştır.
İdare Mahkemesince, davacının … ‘ın evinde yapılan toplantıya katıldığı anlaşılmakla beraber, siyasi ve ideolojik faaliyette bulunduğu, siyasi parti kurduğu yolunda bir saptama bulunmadığı gibi, memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici bir harekette bulunduğu hususunda bir saptama bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
657 sayılı Yasanın değişik 126. maddesinde, Devlet memurluğundan çıkarma cezasının, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verileceği, Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 4/D maddesinde de, yerel yönetimlerin yüksek disiplin kurulunun İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu olduğu hükümleri yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının üzerine atılı suçu nedeniyle yukarıda anılan Yasa ve Yönetmelik maddelerinde belirtilen kurullara aykırı olarak … Belediyesi Disiplin Kurulu kararı ile davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar ceza kararının tebliğ edilmesi ve davanın açılmasından sonra aynı konuda soruşturma açılıp encümen kararı ile, davacının Devlet memurluğundan çıkarılması için olayın Yüksek Disiplin Kuruluna intikali yolunda karar alınmış ise de, davacının anılan ceza ile cezalandırılmasından çok sonra alınan bu kararın yetkisiz işleme sağlık ve hukukilik kazandırmayacağı açıktır.
Kaldıki, encümen kararı ile olay Yüksek Disiplin Kuruluna intikal ettirilmekle beraber, dosyada Yüksek Disiplin Kurulunun bu konuda almış olduğu bir karara da rastlanılmamıştır.
Bu durumda, işlemin idare mahkemesince öncelikle yetki yönünden iptali gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle idare mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 29.11.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.