Danıştay Kararı 8. Daire 1995/452 E. 1996/102 K. 18.01.1996 T.

8. Daire         1995/452 E.  ,  1996/102 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 1995/452
Karar No: 1996/102

Davacılar : 1-…
2-…
3-…
4-…
5-…
6-…
7-…
8-…
9-…
10-…
11-…
12-…
13-…
Vekilleri : …
Davalı : …
Davalı Yanında
Davaya Katılanlar: 1- …
Vekilleri : …
2- …
Vekili : …
İstemin Özeti : Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında 2.4.1986 günlü ve 86/10553 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapılmasına Dair 22.11.1994 gün ve 94/6311 sayılı kararın; dava konusu Bakanlar Kurulu kararı ile 86/10553 sayılı kararın bazı maddeleri değiştirilerek umum servis araçlarının da karar kapsamına alındığı, oysa, taksi, dolmuş ve minibüsler ile umum servis araçlarının çalışma biçimlerinin farklı olduğu, bu değişiklik ile kararın 1. maddesindeki amaçlar gerçekleşmeyeceği gibi tam tersine sonuçların ortaya çıkabileceği Karara göre ticari plakayı ancak gerçek kişiler alabileceğinden bu işi şirket olarak yapanların çalışmalarının, Anayasaya da aykırı bir şekilde tamamen durdurulmasına yol açacağı, bu durumun kamu yararına uygun olduğunun söylenemeyeceği savlarıyla iptali istemidir.
Başbakanlığın Savunmasının Özeti : Dava konusu edilen 94/6311 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının yalnızca 1,4 ve 6. maddelerinde değişiklik yapılıp, diğer maddelerde değişiklik yapılmaya gerek görülmediği,…, İstanbul ve İzmir gibi metropoliten illerimizde çalışan 5590 Sayılı Yasaya göre tacir sıfatını kazanan ve elinde birden çok aracı olan bir kişi ya da şirketin bu karar kapsamına alınmasının, 86/10553 Sayılı Bakanlar Kurulu kararının ana gayesine ters düşeceği, fazla aracı olan kişi ya da şirketlerin haksız fazla para kazanmalarına neden olacağı, bu nedenle 86/10553 sayılı kararın 3. maddesinde değişiklik yapılmadığı, günümüzde çok çeşitli alanlarda servis taşımacılığı yapıldığı, toplu taşımacılığın önem kazanması nedeniyle bu alanda çalışan umum servis araçlarının da denetim altına alınması taşıma hizmetlerinin daha düzenli ve güvenli bir hale getirilmesi için 86/10553 sayılı kararın kapsamına umum servis araçlarının da alındığı, okul servis araçlarının Karayolları Trafik Yasası ve Yönetmeliğinde terimler bölümünde yeralmasının sağlanacağı, dava konusu kararın tamamen haklı ve hukuki nedenlere dayalı olarak hazırlandığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı Yanında Davaya Katılan İstanbul Servis Aracı İşleticileri Odasının
Savunmasının Özeti : Okul servis hizmetlerinin düzenli bir biçimde yürütülebilmesi için, çalışma bicim ve koşulların belirlenmesi ve sayılarının sınırlandırılmasının zorunlu olduğu, taşıma şirketlerinin, okul servis hizmetini kendi araçları ile yapmadıkları, bu hizmeti araç sahipleri ve sürücülerin yerine getirdiği, bu hizmet karşılığı elde edilen gelirin % 60’nın taşıma şirketlerine, % 40’nın şoför ve araç sahiplerine kaldığı, % 60’lara varan bu gelirlerini kaybetmemek için dava konusu kararın iptalini istedikleri, araç sayısıın sınırlandırılmasının trafik düzeni ve güvenliği açısından gerekli olduğu, kaldı ki, İçişleri Bakanlığının tüm illere gönderdiği bir genelge ile, çalışmalarına devam etmekte olan bu kuruluşlar adına kayıtlı araçların haklarının saklı tutulacağının bildirdiği, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı Yanında Davaya Katılan … Umum Servis Aracı İşletmecileri Odasının Savunmasının Özeti : Tur şirketlerinin pek çoğunun ya hiç araçlarının bulunmadığı, ya da çok az sayıda araçlarının olduğu, taşıma işini, servis aracının sahibi olan gerçek kişilere yaptırdıkları, aracı kuruluş olarak çalıştıkları, ancak aldıkları ücretin yarısını taşımayı yapan araç sahibine ödeyerek büyük kazançlar sağladıkları ve bir tekel oluşturdukları, umum servis araçlarının sayılarının dondurulmasında kamu yararı bulunduğu, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının hukuka ve Anayasada devlete verilen yükümlülüklere uygun düştüğü, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘nın Düşüncesi : Davaya konu edilen Bakanlar Kurulu kararının iptal edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Dava, Ticari Plakaların Verilmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında 2.4.1986 günlü, 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında değişiklik yapılmasına ilişkin 22.11.1994 günlü, 94/6311 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali dileğiyle açılmıştır.
Davaya konu değişiklikle 86/10553 sayılı kararda sayılan illerde umum servis araçları da ticari plaka sınırlaması kapsamına alınmıştır.
Ticari plaka ve bunların verileceği kişilerin sınırlandırılmasındaki amaç, 86/10553 sayılı kararın 1.maddesinde, ulaşım ihtiyacının karşılanması için toplu taşımacılığın geliştirilmesi plaka karaborsacılığının ve korsan taksiciliğin önlenmesi fiilen çalışan şoför esnafının haklarının korunması maksadıyla taksi, dolmuş, minibüslere verilecek ticari plakaların sayısı, verilme usul ve esaslarını saptamak olarak belirlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa İlişkin Yönetmeliğin 3.maddesinin araçlara ilişkin tanımlar başlıklı (c) fıkrasında taksi, dolmuş ve minibüsün tanımları yapılmış, bu tanımlar arasında “umum servis aracı” yer almamıştır.
Esasen, “umum servis aracı” deyimi, çok geniş kapsamlı olup, her türlü taşıt aracının servis yapılması amacıyla kullanılması mümkündür. O halde bu deyimin taşıt aracının cinsi ile değil, işletme şekli olan “servis” sözcüğü ile açıklanması gereklidir. Bu hususta Yönetmeliğin 3/c-15 bendinde sadece öğrenci, gözetici ve hizmetlilerin taşınmasında kullanılan “Okul Taşıtı” tanımı yapılmıştır. Uygulamada belirli bir işyerinin, okulun personel ve öğrencilerin işe ve okula getirip götürmekte kullanılan araçlara servis aracı denilmektedir. Bu kullanım biçimine göre servis araçları belli şartlarda, yine belli güzergahlar içinde ve sadece önceden belirlenmiş kişileri taşımak amacıyla çalışmaktadır.
Bu itibarla, yukarıdaki açıklamalar karşısında servis araçları için herhangi bir plaka karaborsacılığı ve korsan taşımacılığın sözkonusu olamayacağı gibi, toplu taşımacılığın geliştirilmesine de engel olmadığı, hatta toplu taşımacılığın bir örneğini oluşturduğu ortadadır.
Diğer taraftan, büyük kentlerde personel ve öğrenci servisi işi çoğu şirket ve kooperatif şeklinde örgütlenmiş ticari işletmelerce yapılmakta olup, servis araçlarının münferit kişilere plaka tahsisi suretiyle sınırlandırılması halinde plaka karaborsasının asıl bu durumda doğacağı bunun da kamu yararı ile bağdaşamayacağı tabiidir.
Açıklanan bu nedenlerle dava konusu işlemin iptalinin uygun olduğu düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava. halen plaka sınırlaması uygulanan illerde taksi, minibüs ve dolmuşlara verilecek ticari plakaların sayısı, verilme usul ve esaslarının belirlendiği 2.4.1986 gün ve 86/10553 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1,4 ve 6. maddelerinde değişiklik yapılması ve “umum servis araçları” nın da Karar kapsamına alınmasına ilişkin 22.11.1994 gün ve 94/6311 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
1982 Anayasasının 48. maddesinde, herkesin dilediği alanda çalışma özgürlüğüne sahip olduğu, devletin, özel girişimlerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini sağlayacak önlemler alacağı belirtilmiştir.
Ülkemizde büyük kentlerde hızla artan nüfus, gelişen yerleşim ve iş alanları ve çoğalan yolcu sayısı karşısında vatandaşların ulaşım gereksinimlerinin daha kolay ve hızlı bir şekilde karşılanması amacıyla, idarece bir plan ve program çerçevesinde, taksi, dolmuş ve minibüs olarak çalışan ticari araçların sayılarının belirlenmesi ve bunlara plaka verilmesine ilişkin olarak 2.4.1986 gün ve 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yürürlüğe konulmuştur.
Anılan Kararnamenin 1. maddesinde, bu kararda amacın, vatandaşın ulaşım gereksininin karşılanması ve toplu taşımacılığın geliştirilmesi, plaka karaborsacılığının ve korsan taksiciliğin önlenmesi fiilen, çalışmakta olan şoför esnafının haklarının korunması amacıyla, taksi, dolmuş ve minibüslere verilecek ticari plakaların sayısı, verilme usul ve esaslarını saptamak olduğu, belirtilmiş, kararın 3. maddesinde de ticari plaka verilecek kişilerin (şoför esnafının) hangi koşulları taşımaları gerektiği sayılmıştır.
94/6311 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, 86/10553 sayılı Karar kapsamına alınan”umum servis araçları” nın ilgili mevzuatta bir tanımı bulunmamaktadır.
Büyük kentlerimizde öğrenci ve toplu taşıma hizmetlerinin öneminin ve bu alanda çalışan servis araçlarının sayılarının arttığı bilinmektedir.
Bu araçlarla öğrenciler, özel ya da resmi işyerlerinin çalışanları, belirli saatlerde toplu olarak taşınmaktadırlar. Bu taşıma işi kimi kurum ve kuruluşların kendi sahip oldukları araçlarla yapıldığı gibi, bu işi yapan gerçek ve tüzel kişilerle anlaşılarak da yapılmaktadır.
Bu bakımdan, bu araçların çalışma ve işletilmeleri, belli hatlarda ve belli bir tarifeye göre çalışan dolmuş ve minibüslerden farklı olmaktadır.
86/10553 sayılı Kararın 2. maddesinde, bu kararın, maddede sayılan illerde çalışan şoför esnafını kapsadığı belirtilmiştir. Oysa bazı kurum ve kuruluşlarla anlaşarak yolcu taşıyan, servis aracı işleten özel girişimciler tacirdirler, çoğu kez de şirket olarak çalışmaktadırlar.
Bu nedenle, diğer yolcu taşıma araçları ile birlikte, 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu kararı yer almaları halinde, tacir kimliklerinden vazgeçmeleri ve çalışmalarını durdurmaları gerekmektedir ki, bunun da Anayasanın çalışma özgürlüğü ilkesine aykırı olduğu açıktır.
Kuşkusuz, bu alanda çalışan araçların denetim altına alınabilmesi, taşıma hizmetlerinin daha düzenli ve güvenli bir duruma getirilebilmesi amacıyla bazı önlemler alınabilir ve düzenlemeler yapılabilir. Ancak yapılacak düzenlemelerin, bu sektörün çalışma biçimi ve koşulları ile bağdaşan kurallar içermesi gerekir.
Bu itibarla dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile, servis araçlarının, 86/10553 sayılı karar kapsamına alınmasında hukuka ve kamu yararına uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline, …- lira yargılama giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, ….- lira avukatlık ücretinin davalı idareden alınıp davacılara verilmesine 18.1.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.