Danıştay Kararı 8. Daire 1995/3916 E. 1997/4112 K. 22.12.1997 T.

8. Daire         1995/3916 E.  ,  1997/4112 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 1995/3916
Karar No: 1997/4112

Temyiz İsteminde Bulunan : … Belediye Başkanlığı
Vekili : …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacının, … Belediyesi, İktisadi Teftiş Kurulu Müdürlüğünde müfettiş olarak görevli iken izin almadan görev yerini terkettiği gerekçesiyle 657 sayılı Yasanın 125/A-b maddesi gereğince uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, … Belediyesi Disiplin Amirleri Yönetmeliğine ekli çizelgede, Teftiş Kurulu Müdürlüğünde görevli müfettişlerin disiplin amirinin Teftiş Kurulu Müdürü olduğunun belirtildiği, dosyanın incelenmesinden, kadrosu Teftiş Kurulu Müdürlüğünde kalmak kaydıyla görevlendirilen davacının, geçici görevde bulunduğu İktisadi Teftiş Kurulu Müdür Vekili tarafından izin almadan görev yerini terkettiği gerekçesiyle uyarma cezası ile cezalandırıldığı ve bu cezaya karşı yaptığı itirazın Belediye Başkanı tarafından reddedildiğinin anlaşıldığı, olayda davacının İktisadi Teftiş Kurulu Müdürlüğü emrine müfettiş olarak görevlendirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada Mahkemelerinin 6.7.1994 gün ve … sayılı kararı ile yürütmenin durdurulmasına karar verildiğinden, sözkonusu işlemin tesis tarihi olan 22.4.1994 tarihden itibaren bütün hüküm ve sonuçları ile ortadan kalktığı, dolayısıyla davacının Teftiş Kurulu Müfettişliğinin devam ettiği ve İktisadi Teftiş Kurulu Müdür Vekili tarafından uyarma cezası ile cezalandırılmasının mümkün olmadığı, diğer bir anlatımla hukuka aykırılığı saptanan bir işleme bağlı olarak yapılan atama sonucunda, bu işlemin hukuken doğmamış olduğunun kabulü ile buna bağlı diğer işlemlerin de hukuken geçersiz olduğu sonucuna varılarak, ilgilinin disiplin amiri olmayan İktisadi Teftiş Kurulu Müdür Vekili tarafından uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının, Anayasanın 129. maddesinin 3. fıkrası ile 657 sayılı Yasanın 135 ve 136. maddeleri uyarınca uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulamayacağı, davacının İktisadi Teftiş Kurulu Müdürlüğüne müfettiş kadrosu ile görevlendirildiği ve birim Müdürünün de disiplin amiri olduğu öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ün Düşüncesi: Davacının İktisadi Teftiş Kurulu Müdürlüğünde görevlendirilmesine ilişkin işlemin, yürütmesinin durdurulmasına ilişkin yargı kararı idare tarafından uygulanıncaya kadar görevli bulunduğu yerdeki disipline konu olan fiilleri nedeniyle, o yerin disiplin amiri tarafından cezalandırılacağı açık olduğu gerekçesiyle istemin kabulü gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi: … Belediyesi İktisadi Teftiş Kurulunda görev yapan davacıya, müdür vekili tarafından verilen kınama cezasının yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline ilişkin mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmiştir. 657 sayılı yasanın 1.maddesinde belirtildiği gibi, belediye memurları bu yasa kapsamında bulunmaktadır. Yasanın (2670 sayılı yasa ile değişik) 135.maddesinde, Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı varsa bir üst disiplin amirine, yoksa disiplin kurullarına itiraz edileceği, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve Devlet Memurluğundan çıkarma cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabileceği belirtilerek, uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargı yolu kapatılmıştır.
Bu düzenlemede Anayasanın 129.maddesine aykırı bir durum da mevcut değildir. Yasadaki açık hüküm karşısında, uyarma cezasına karşı açılan davanın incelenmeden reddi gerekirken, işlemin yetki yönünden iptal edilmesi hukuka aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile, kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizince Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, belediye müfettişi olan davacının uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemden doğmuştur.
Dosyanın incelenmesinden, … Belediyesi Teftiş Kurulu müfettişi olan davacının … gün ve … sayılı Belediye Başkanlığı işlemi ile İktisadi Teftiş Kurulu Müdürlüğü emrine Müfettiş olarak atandığı ve 26.4.1994 tarihinde bu görevine başladığı, görevlendirme işleminin iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesinin … gün ve … esas sayılı kararı ile yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne karar verildiği, bu arada davacıya 21.7.1994 günü izin almadan görev yerini terkettiği gerekçesiyle İktisadi Teftiş Kurulu Müdürü tarafından 26.7.1994 gün ve … sayılı işlem ile uyarma cezası verildiği, ilgilinin yargı kararı üzerine 25.8.1994 gününde Teftiş Kurulu Müdürlüğündeki görevine yeniden başladığı, İdare Mahkemesince de yürütmenin durdurulmasına karar verilen 22.4.1994 tarihli görevlendirilme işleminin tesis edildiği tarihten itibaren bütün hüküm ve sonuçları ile ortadan kalktığı, buna bağlı diğer işlemlerin de hukuken geçersiz olduğu görüşüyle İktisadi Teftiş Kurulu Müdürü tarafından verilen cezanın yetki yönünden iptal edildiği anlaşılmıştır.
Anayasanın 129. maddesi ile 657 sayılı Yasanın 135. ve 136. maddeleri uyarınca uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulamayacağı genel kural olmakla birlikte usulüne uygun olarak tesis edilmemiş olan uyarma ve kınama cezalarının yargı denetimine tabi tutulacağı açıktır.
Olayda, … Belediyesi Disiplin Amirleri Yönetmeliğine ekli cetvelde İktisat İşleri Müdürlüğündeki müfettişlerin disiplin amirinin birim Müdürü olduğu ve disiplin cezasına konu fiilin işlendiği tarihte davacının, İktisat İşleri Müdürlüğünde görevli bulunduğu, … İdare Mahkemesince verilen yürütmenin durdurulması kararı üzerine de idarece 25.8.1994 gününde yeniden eski görev yerinde başlatıldığı görülmektedir.
Bu durumda, idare mahkemesince yürütmenin durdurulması kararı üzerine görevlendirme işleminin tesis edildiği tarihten itibaren bütün hüküm ve sonuçları ile ortadan kalktığı gerekçesiyle uyarma cezasının yetkisiz disiplin amiri tarafından verildiği öne sürülüyor ise de, idarenin 6.7.1994 günü verilen yürütmenin durdurulması kararı üzerine İdari Yargılama Usulü Yasasının 28. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 30 gün içinde işlem tesis etmeye yetkili bulunması karşısında, mahkemece bu hususların yerine getirip getirilmediği araştırılmadığı gibi yürütmenin durdurulması kararı ile tesis edilen işlemin hukuken doğmamış olduğundan bahisle ilgilinin yargı kararı uygulanıncaya kadar görevli bulunduğu yerdeki kusurlu fiil ve davranışları nedeniyle bulunduğu yer disiplin amirince cezalandırılamayacağı yolundaki kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye iadesine 22.12.1997 gününde gerekçede ve esasta oyçokluğu ile karar verildi.

Azlık Oyu (X) : 657 sayılı yasanın değişik 135. maddesi, disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı varsa bir üst disiplin amirine, yoksa disiplin kuruluna itiraz edileceğini, diğer cezalara karşı idari yargı yoluna başvurulabileceğini belirterek, uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargı yolunu kapatmıştır.
Bu düzenlemede Anayasanın 129. maddesine de aykırılık bulunmamaktadır.
Yasanın belirtilen hükmü uyarınca, uyarma cezasına karşı açılan davanın incelenmeksizin reddi gerekirken işlemin yetki yönünden iptal edilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekeceği oyu ile karara gerekçe yönünden katılmıyorum.

Azlık Oyu (XX): İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından temyiz isteminin reddedilerek mahkeme kararının onanması gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum.