Danıştay Kararı 8. Daire 1995/3742 E. 1997/2289 K. 25.06.1997 T.

8. Daire         1995/3742 E.  ,  1997/2289 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/3742
Karar No: 1997/2289

Temyiz İsteminde Bulunanlar: 1-…
Vekili : …, …
2-…
Vekili : …
Karşı Taraf : 1-…
2-…
İstemin Özeti : … Ticaret Odasında 1.4.1981-30.8.1987 tarihleri arasında Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalışıp … Ticaret Odasına naklen atanan davacının emekli olması nedeniyle … Odasında çalıştığı süreye ilişkin 67.100.356- lira tutarındaki ayrılma tazminatının vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıyla birlikte tazmini istemiyle açılan davada, davalı idarenin süre itirazının yerinde görülmediği, Türkiye Ticaret ve Sanayi Odaları Personel Yönetmeliğinin 32. maddesinde emeklilik suretiyle işten ayrılanlara ayrılma tazminatı ödeneceği ve Odada geçen her tam hizmet yılının ayrılma tazminatına esas alınacağı hükmü yer aldığından, davacının … Ticaret Odasında çalıştığı hizmet süresi karşılığının ayrılma tazminatı olarak kendisine ödenmesi gerektiği, Mahkemelerince davacının 1981 ve 1987 yılları arasında çalıştığı süreye karşılık ayrılma tazminatı tutarının hesaplanması için yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ayrılma tazminatı tutarının … Ticaret Odasından aldığı son brüt aylık tutarı esas alınarak 1.758.952-lira olarak belirlendiği, bu nedenle tazminat olarak istenilen 67.100.356- liranın 1.758.952-liralık kısmının kabulüne, kalan kısmının ise reddine, kabul edilen kısım için Borçlar Kanununu hükümlerine göre yasal faiz işletilmesine karar veren … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; davalı idare tarafından, davanın süresinde açılmadığı, bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edilmediği ve kabul edilen 1.758.952-liralık kısmı ile ilgili faizin hangi tarihte başlayacağına açıklık getirilmediği, davacı tarafından ise, bilirkişi raporu tebliğ edilmeksizin karar verildiği, anılan raporda hesaplanan miktarın gerçekleri yansıtmadığı, mevzuat hükümlerine göre son aylık üzerinden kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Davalı idare tarafından davacının temyize cevap ve temyiz etme süresini geçirdiği bu nedenle dilekçenin reddi gerektiği, davacı tarafından ise davanın süresinde açıldığı savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ün Düşüncesi : Bilirkişi raporunu taraflara tebliğ etmeksizin karar veren idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Dava, … Ticaret Odasında yaklaşık altı yıl çalıştıktan sonra … Ticaret Odasına naklen geçen davacının emekli olması nedeniyle … Ticaret Odasında çalıştığı süreye ilişkin 67.100.356 lira ayrılma tazminatının ödenmesine hükmedilmesi dileğiyle açılmış,İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesine dayanılarak davacının ayrılma tazminatı alacağının 1.758.952 lira olduğu gerekçesiyle bu miktarın kabulüne fazlaya ilişkin kısmının ise reddine karar verilmiş, İdare Mahkemesi kararının kabul edilen miktara ilişkin kısmı davalı idarece,redde ilişkin kısmı da davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 31.maddesinde bu yasada hüküm bulunmayan hususlarda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun uygulanacağı haller sayılmış,bunlar arasında bilirkişi incelemesi de yer almıştır.
Anılan yasa kuralı ile yollamada bulunulan Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 282.maddesinde ise aynen “Ehlivukuf raporunu mahkeme kalemine verir.Verildiği tarihi yazı işleri müdürü rapora işaret eder ve muhakemeden evvel suretlerini iki tarafa tebliğ eder” denilmektedir. Aynı Yasanın 283.maddesinde de davanın iki tarafının da noksan ve açık olmayan konular hakkında bilirkişiden izahat alınmasını raporun kendilerine tebliği tarihinden bir hafta içinde hakimden yazılı olarak isteyebilecekleri kuralı yer almıştır.
Yukarıda metni açıklanan yasa kurallarının birlikte incelenmesinden, bilirkişi raporunun taraflara tebliğinin zorunlu olduğu, tarafların da tebliğden itibaren bir hafta içinde rapora itiraz edebilecekleri anlaşılmaktadır.
Olayda,mahkemece davacının ne miktarda ayrılma tazminatına hak kazandığının saptanması amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırıldığı,bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmeksizin ve taraflara itiraz haklarını kullanma olanağı tanınmaksızın işin karara bağlandığı temyiz dosyasından anlaşıldığı cihetle yasanın emredici kuralına açıkca aykırılık oluşmuştur.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacının … Ticaret Odasında 1.4.1981-30.8.1987 tarihleri arasında çalıştığı sürelere ilişkin 67.100.356-lira ayrılma tazminatının yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminden doğmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 31. maddesinin bilirkişi incelemesi konusunda yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 282 ve 283. maddelerinde, bilirkişinin raporunu Mahkeme kalemine vereceği, yazı işleri müdürünce verildiği tarihin rapora işaret edileceği ve yargılamadan önce rapor örneklerinin taraflara tebliğ edileceği, tarafların noksan ve açık olmayan konularda bilirkişiden açıklama alınmasını raporun kendilerine tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde hakiminden yazılı olarak isteyebilecekleri kuralı yer almıştır.
Dava konusu olayda, davacının 1981 ve 1987 yılları arasında …Ticaret Odasında çalıştığı sürelere ilişkin ayrılma tazminatının hesaplanması amacıyla talimat yoluyla … İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunun, … İdare Mahkemesi Başkanlığının 1.3.1995 gün ve … Talimat sayısı ile … İdare Mahkemesine gönderilmesine rağmen, Mahkemece anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmeksizin, davanın 24.3.1995 tarihinde karara bağlandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 2577 sayılı Yasanın 31. maddesinin atıfta bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uyarınca bilirkişi raporunun taraflara tebliği ile tebliğden itibaren bir haftalık itiraz süresi verilmesi gerekli bulunduğundan, aksi yöndeki mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye iadesine 25.6.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.