Danıştay Kararı 8. Daire 1995/3635 E. 1997/1209 K. 08.04.1997 T.

8. Daire         1995/3635 E.  ,  1997/1209 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/3635
Karar No: 1997/1209

Temyiz İsteminde Bulunan : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : …
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik bölümü öğrencisi olan davacının okuldan kaydının silinmesi nedeniyle uğramış olduğu zararları karşılamak üzere 1.000.000. lira maddi ve 4.000.000. lira manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılan davada; davacının süresinde kayıt yeniletmemesi nedeniyle kaydının silinmesine ilişkin Yönetim Kurulu kararının Mahkemelerinin 27.12.1991 gün ve … sayılı kararı ile iptal edildiği, kararın Danıştay 8. Dairesinin 13.10.1993 gün ve 3185 sayılı kararıyla kesinleştiği, idarenin haksız olduğu yargı kararıyla saptanan işlemi nedeniyle meydana gelen zararları tazmin etmesi gerektiği gerekçesiyle tazminat istemini kabul eden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; karara esas alınan iptal kararının kesinleşmesinden önce açıldığı, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘in Düşüncesi: Tazminata hükmedilebilmesi için işlemin ağır hizmet kusuru ile sakatlanmış ve yoruma dayanmaması gerektiğinden ve manevi tazminatın ise kişilerin duyduğu ağır elem ve üzüntü karşılığı olup, ortada manevi tazminat verilmesine neden olacak bir durum bulunmadığından idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi : Dava; … Üniversitesi mühendislik fakültesi öğrencisi iken kaydı silinen ve bu işlemin iptali üzerine yeniden kaydı yapılan davacının,işlem nedeniyle uğramış olduğu zarar karşılığı 1.000.000 liranın maddi tazminat, ayrıca duyduğu elem ve üzüntü karşılığı 4.000.000 liranın da manevi tazminat olarak faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, dava kabul edilerek istenilen miktarın maddi ve manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı Üniversite tarafından, iptal kararının temyiz edildiği,karar kesinleşmeden tazminat davası açılmasının usule aykırı olduğu,uygulama gecikmediğinden,2577 sayılı Yasanın 28. maddesine göre de tazminat davasının söz konusu olmadığı, esasen iptal kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmiştir.
Davacının,kaydının silinmesine ilişkin işlemin iptaline dair mahkeme kararı Danıştay’ca onaylanıp kesinleştiğinden artık bu işlemin hukuka aykırılığı tartışmasız duruma gelmiştir.
Diğer yandan tazminat davasının, iptal kararının temyiz sonucu alınmadan açıldığı anlaşılmakta ise de,iptal davası ile birlikte açılabilmesi mümkün olduğundan, temyiz sırasında açılmasında dava ekonomisi yönünden usule aykırılık yoktur.
Nitekim mahkemece bu konu ön mesele (bekletici mesele) kabul edilerek temyiz sonucu beklenilmiştir.
Bu durumda idarenin usule ilişkin iddiaları yerinde görülmeyerek işin esasına gelince; maddi tazminatın belirli ve kanıtlanmış zararların karşılığı olduğu bilindiğine göre,ilgilinin süresinde okulunu bitirmesi ve gelir elde etmesi kesin değil muhtemel zarar olduğundan,maddi tazminatın dayanağı bulunmamaktadır.
Çeşitli Danıştay kararlarında belirtildiği gibi tazminata hükmedilmesi için işlemin bir dereceye kadar ağır hizmet kusuru ile sakatlanmış ve yoruma dayanmaması gerekmektedir.
Diğer yandan, manevi tazminat,idari bir işlem,eylem veya haksız fiil nedeniyle kişilerin duyduğu ağır bir elem ve üzüntünün karşılığı olup,ortada manevi tazminat verilmesine neden olacak bir durum da yoktur.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacının okuldan kaydının silinmesi nedeniyle …. lira maddi ve …. lira manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
2709 sayılı T.C. Anayasasının 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu açık olarak ifade edilmiştir. Bir idari işlemin yasalara ve hukuka aykırlığı kural olarak hizmet kusuru sayılmakta ise de, her aykırılığın tazminat sorumluluğuna yol açmayacağı da idare hukukunun ilkelerindendir. Bir işlemin her hangi bir yönden yasalara ve hukuk kurallarına aykırı görülerek iptal edilmiş olması, hizmet kusurunun varlığını kabule yetmez. Bir başka anlatımla, işlemin iptalini gerektiren her hukuki yanlışlığı ve aykırlığı kendiliğinden hizmet kusuru olarak niteleme olanağı yoktur. İdari işlemin yapılması ve uygulanmasında hizmet kusurunun varlığından sözedebilmek için saptanan hukuki sakatlığın ağır ve önemli olması gerekeceği,olağan nitelikteki hukuki yanlışlık ve aykırılıkların hizmet kusuruna yol açamayacağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden … Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi Elektronik Mühendisliği bölümü öğrencisi olan davacının süresinde kayıt yeniletmemesi nedeniyle 2547 sayılı Yasanın 44. maddesi uyarınca kaydının silindiği, bu işleme karşı açılan davada ise işlemin iptal edildiği, bu kararın Danıştay 8. Dairesince onanarak kesinleştiği, açılan tam yargı davasının ise kesinleşen iptal kararı nedeniyle kabul edilerek 1.000.000. lira maddi ve 4.000.000. lira manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, idare mahkemesince idarenin haksız olduğunun mahkeme kararıyla saptandığı gerekçesiyle tazminata hükmedilmiş ise de, ortada idarenin ağır hizmet kusuru ile sakatlanmış bir işlem bulunmadığı ve yoruma dayalı bir idari tasarruf olduğundan aksine verilen idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, manevi tazminat, idari bir işlem veya eylem nedeniyle kişilerin duyduğu ağır bir elem ve üzüntünün karşılığı olup, ortada manevi tazminat verilmesine neden olacak bir durum da yoktur.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 8.4.1997 gününde oybirilği ile karar verildi.