Danıştay Kararı 8. Daire 1995/2929 E. 1997/780 K. 10.03.1997 T.

8. Daire         1995/2929 E.  ,  1997/780 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/2929
Karar No: 1997/780

Davacı : …
Davalı : Adalet Bakanlığı
Davanın Özeti : Davacı; Adalet Bakanlığının; Hazırlık Soruşturmasının icrası sırasında, Hazırlık Soruşturması evrakının incelenmesi ve suretinin alınmasına ilişkin 18.4.1995 gün ve 8-41 sayılı genelgesinin, hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu öne sürerek iptalini istemektedir. Savunmanın Özeti : Davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ın Düşüncesi : Dava; Ceza yargılamasında Hazırlık Soruşturmasının icrası sırasında, Tahkikat evrakının sadece müdafiye incelettirilebileceği ve istenildiğinde harçsız bir suret alınabileceği yolundaki, Adalet Bakanlığının genelgesinin iptali istemiyle açılmıştır.
T.C. Anayasasının ” Hak Arama Hürriyeti ” başlıklı 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir… ” kuralı yeralmaktadır.
CMUK’nun 143.maddesinin değişiklikten önceki halinde, iddianamenin mahkemeye verilmesinden sonra (Kamu davasının açılması) müdafiin dava ile ilgili her türlü evrak ve belgeyi tetkik edebileceği, bundan evvel ( hazırlık soruşturması sırasında ) dahi soruşturmanın amacına zarar verilmeyeceğinin anlaşılması halinde de soruşturmaya ait her türlü evrakı incelemek için müdafiye izin verileceği, ancak herhalükarda sanığın sorgusuna ait tutanak ile bilirkişi raporlarının ve sanığın hazır bulunmaya yetkisi olduğu diğer adli işlemlere ilişkin tutanakların müdafi tarafından incelenmesine hiçbir zaman karşı konulamayacağı belirtilmiş iken, yeni düzenleme ile; Müdafinin hazırlık evrakı ile dava dosyasının tamamını inceleme ve istediği evrakın bir suretini harçsız alma hakkına sahip olduğu, müdafinin hazırlık evrakını incelemesi veya hazırlık evrakından suret alması hazırlık soruşturmasının gayesini tehlikeye düşürebilecekse Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine sulh hakimi kararıyla hazırlık soruşturması sırasında bu hakkın kısıtlanabileceği. ancak, yakalanan kişinin veya sanığın sorgusunu içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve yakalanan kişi veya sanığın hazır bulunmaya yetkili olduğu diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar için bu kısıtlamanın hiçbir zaman uygulanamayacağı belirtilmiştir.
Her iki madde hükmünün incelenmesinden anlaşıldığı gibi, sanık ve müdafi için hazırlık soruşturması safhasında gizlilik prensibi esas iken, yeni düzenleme ile açıklık prensibi kural, kısıtlama durumu istisna haline getirilmiştir.
Maddenin yeni halinde müşteki ve şikayetçi açısından hazırlık soruşturması evraklarının incelenmesi yönünden yasaklayıcı bir kural getirilmediğine göre, bunların da hazırlık tahkikat evrakını inceleme haklarının olduğunu evleviyetle kabul etmek gerekmektedir.
Kamu davası açılmadan önce, bunların davaya müdahale etme hakları olmadığından bu aşamada henüz ” taraf ” sıfatını kazanmamış bile olsalar, tahkikat sonucunda, savcının vereceği kamu davası açılmasına veya takipsizlik kararları ile menfaatleri yakından ilgili olduğundan, müşteki ve şikayetçi açısından genelge hükmünün uygulanması adaletsizliğe yol açacaktır. Takipsizlik kararı verilmesi durumunda şikayetçiye veya müştekiye itiraz hakkı verildiğine göre, Cumhuriyet Savcısının bu kararı vermesine dayanak teşkil eden dosyayı (bilgi ve belgeleri) inceleme hakkının da olduğunu kabul etmek zorunludur. Yasalar önünde herkes eşit haklara sahip olduğundan, savunma makamına tanınan hakların iddia makamına tanınmamasının hukuki bir açıklamasının olmayacağıda tartışmasızdır. Bu, Ceza yargılamasının ana ilkelerinden olan ” eşit silah ” ilkesi (yetkilerin denkliği ilkesi ) ninde gereğidir.
Yasayla açık bir kısıtlama getirilmediği sürece hak ve özgürlüklerin kısıtlanması düşünülmeyeceğinden, genelge hükmünün mevzuata ve hukuka aykırı olduğu görüşü ile iptalinin uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi : Davacı … Barosu,Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasının hazırlık soruşturma belgelerinin incelenmesi ve örnek alınmasına ilişkin 193.maddesinin açıklamasına dair 18.4.1995 gün ve 8.41 sayılı Adalet Bakanlığı Genelgesinin iptalini istemektedir.
Dava konusu genelgede; hazırlık soruşturması sırasında belgelerin incelenmesi konusunda sanık vekiline verilen hakların şikayetçi vekiline de tanınıp tanınmadığı yolunda duraksama ve başvurular olduğu belirtilerek, CMUK.nun değişik 143.maddesine göre savunma tarafının hazırlık evrakını inceleme ve örnek almaya yetkili bulunduğu, yasada bu hakkın şikayetçi tarafa verilmediği,bu konudaki uygulamaların yasa ve yargı yolundan çözümünün uygun olacağı ifade edilmiştir.
Genelge hükmüne göre, hakim kararı olmadan şikayetçinin hazırlık evrakını incelemesi mümkün olmadığından, hakim için bağlayıcı olmasa bile ilgililerin aleyhine sonuç doğurduğundan,etkili bir işlem olarak idari davaya konu teşkil ettiği açıktır.
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 143.maddesinde,3842 sayılı Yasa ile değişiklik yapılarak,sanık vekiline hazırlık evrakı ile dava dosyasının tamamını inceleme ve istediği evrakın bir örneğini alma hakkı verilmiştir.Bu hakkın nasıl ve hangi koşullarda kısıtlanacağı ve bu kısıtlamanın da istisnaları maddenin diğer fıkralarında belirtilmiştir.
Hazırlık evrakının sanık vekilince incelenmesi konusunda yetki verilirken madde hükmü ile bu hak şikayetçi veya vekilinden esirgenmiş değildir.
Bize göre madde eksik düzenlenmiş olsa bile,bu haliyle de şikayetçi vekilinin hazırlık evrakını incelemesine engel teşkil etmememektedir.
Tarafların yasa önünde eşit olması genelde hukuk devletinin,özel de yargılama hukukunun önemli bir ilkesidir.
Diğer taraftan hazırlık soruşturması bitmeden davaya müdahale söz konusu olamayacağından,şikayetçinin bu aşamada hakkını koruması veya takipsizlik kararına itiraz edecekse,gerekçelerini tesbit etmesi çok zorlaşacaktır.
Şikayetçi vekilinin hazırlık evrakını incelemesine engel bir yasa hükmü veya sakıncada gösterilmiş değildir.
Açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile dava konusu genelgenin iptalinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; Adalet Bakanlığının 18.4.1995 gün ve 8-41 sayılı genelgesinin iptali istemiyle açılmıştır.
1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 3842 sayılı Yasayla değişik, müdafiin dava evrakını tetkiki başlıklı 143. maddesinde ” Müdafi hazırlık evrakı ile dava dosyasının tamamını inceleme ve istediği evrakın bir suretini harçsız alma hakkına sahiptir.
Müdafinin hazırlık evrakını incelemesi veya hazırlık evrakından suret alması hazırlık soruşturmasının gayesini tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet Savcısı’nın talebi üzerine sulh hakimi kararıyla hazırlık soruşturması sırasında bu hak kısıtlanabilir.
Yakalanan kişinin veya sanığın sorgusunu içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve yakalanan kişi veya sanığın hazır bulunmaya yetkili olduğu diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında ikinci fıkra hükmü uygulanamaz.” hükmü yeralmaktadır. Yasanın değişiklikten önceki hali ise ” İddianamenin mahkemeye verilmesinden sonra müdafi dava ile ilgili her nevi evrak ve belgeyi tetkik edebilir.
Bundan evvel dahi tahkikatın gayesine halel vermiyeceği anlaşılırsa tahkikata müteallik her nev’i evrak ve vesaiki tetkik etmek için müdafiye müsaade olunur.
Sanığın sorgusunu havi tutanak ile bilirkişi raporlarının ve sanığın hazır bulunmaya yetkisi olduğu sair adli muamelelere müteallik tutanakların müdafi tarafından tetkikine hiç bir vakit muhalefet edilemez.
Tahkikat dosyasının mahkemeye tevdiinden sonra müdafi, sanık birden fazla olsa dahi, bu dosyadan istediği evrakın birer suretini harçsız alabilir.”hükmünü taşımakta idi.
Dava konusu edilen genelgede ise; yasayla, hazırlık soruşturması aşamasında tahkikat evrakının incelenmesi ve istenildiğinde bir örneğinin alınması hakkının sadece müdafiye tanındığı, bu nedenle uygulamanın da bu yönde olması gerektiği belirtilmiştir.
Davacı, 3842 sayılı yasanın amacının Hazırlık Soruşturması safhasının gizliliğine son vererek tarafların soruşturmaya müdahalesinin sağlandığı, müşteki vekilinin evrakları tetkik etme ve suret alma hakkının açıkca yasaklanmadığı halde genelge ile yasaklanmasının Anayasanın 36. maddesinde ifadesini bulan, herkesin yasal araç ve yollardan yararlanarak yargı mercileri önünde iddia ve savunmada buluma hakkını müşteki yönünden kısıtladığı, hazırlık soruşturması sonunda takipsizlik kararı verilmesi durumunda müştekinin bu karara itiraz etme hakkının elinden alınmış olduğu, ayrıca genelgenin Avukatlık Kanununun 2. ve 38. maddelerinin amacına da aykırı olduğunu öne sürerek iptalini istemektedir.
CMUK’nun ” Müdafiin dava evrakını tetkiki ” başlıklı değişik 143. maddesinde, müdafiin hazırlık evrakı ile dava dosyasının tamamını inceleme ve istediği evrakın bir suretini harçsız alma hakkına sahip olduğu ve müdafiin hazırlık evrakını incelemesi veya hazırlık evrakından suret alınması hazırlık soruşturmasının gayesini tehlikeye düşürecek ise Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine Sulh Hakimi kararıyla hazırlık soruşturması sırasında bu hakkın kısıtlanabileceği öngörülmüştür.
Madde başlığından ve hükmünden de anlaşıldığı gibi, yasayla sadece müdafiye hazırlık soruşturması dosyasının incelettirilebileceği belirtilmiştir.
Maddenin değişikliğinden önce hazırlık soruşturmasının gizliliği ilkesi müdafii içinde geçerli iken, yeni düzenleme ile sadece müdafii açısından gizlilik ilkesi kaldırılmış ve müdafiye bu hak tanınmıştır. Madde kapsamı dışında kalanlar için gizlilik esası korunmuştur. Yasanın sadece sanık ve müdafiine tanıdığı bu hakkın, kıyas yolu ile genişletilerek müşteki ve vekiline de tanınması halinde, yasa koyucunun amacına ters düşüleceği açıktır.
Bu durumda, genelgenin yasa maddesine aykırılığından söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına 10.3.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.