Danıştay Kararı 8. Daire 1995/1362 E. 1997/1960 K. 03.06.1997 T.

8. Daire         1995/1362 E.  ,  1997/1960 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 1995/1362
Karar No: 1997/1960

Davacı : …
Vekili : …
Davalı : Milli Eğitim Bakanlığı
Davanın Özeti: 31.1.1995 gün ve 22188 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliğinin, 16. 17, 17/C-13, 17/Ç-4, 19/e-4, 30 ve 57. maddelerinin Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye aykırı olduğu öne sürülerek iptali istemidir. Savunmanın Özeti : Davacının, 1994 yılında yürürlükte bulunan Milli Eğiim Gençlik ve Spor Bakanlığına Bağlı Ortaokul ile Ortaöğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliğinin 5/E-g, h maddesi uyarınca okuldan sürekli uzaklaştırma cezası ile cezalandırıldığı, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada yürütmenin durdurulması isteminin … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararı ile reddedildiği, iptali istenilen 31.1.1995 gün ve 22188 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Yönetmeliğin davacının kişisel haklarını ihlal etmediğinden 2577 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca iptal davası açamayacağı, 1739 sayılı sayılı Yasanın 2842 sayılı Yasa ile değişik 22. maddesinde 6-14 yaş arasındaki kişilerin çocuk olarak nitelendirildiği, bu yaşlardaki kişiler için disiplin yönetmeliği bulunmadığı ve disiplin cezası öngörülmediği, davacının iptalini istediği Yönetmeliğin ise ilköğretim çağı çocuklarını kapsamadığı, davacının Lise 2. sınıf öğrencisi iken işlediği suç nedeniyle günün mevzuatına uygun olarak cezalandırıldığı, ilgili mevzuata göre çocuk olmadığı, bu nedenle Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırılığın ileri sürülemeyeceği, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘nın Düşüncesi : Davacının iptalini istediği Yönetmelik kendisine uygulanmadığından bu yönetmelikle bir yarar ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın 2577 sayılı Yasanın 15. maddesinin (1/b) bendi uyarınca ehliyet yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Dava,31.1.1995 günlü,22188 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliğinin iptali dileğiyle açılmıştır.
İdari işlemler hakkında açılacak iptal davalarında,iptal edilen işlemin ilgilinin menfaatini ihlal etmesi, başka bir anlatımla idari işlemin dava açan kişinin hukuki durumunda değişiklik yaratması gerektiği idare hukukunun genel kabul görüş ilkelerindendir.
Olayda,davacının çocuğunun 1994 yılında işlediği bir disiplin suçundan ötürü o tarihte yürürlükte bulunan ortaokul ve Ortaöğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliği hükümleri uyarınca okuldan sürekli uzaklaştırma cezası ile cezalandırıldığı dosyadan anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında,öğrencilik statüsü kalmamış davacının çocuğunun iptali istenilen yönetmelikle menfaat ilişkisi bulunmadığı ve keza yeni yönetmelik uygulanarak kendisi hakkında kişisel bir işlem de tesis edilmediği cihetle soyut olarak yönetmelik iptali isteminin incelenmesine hukuken olanak görülmemiştir.
Açıklanan nedenle davanın 2577 sayılı Yasanın 14/3-c maddesi yardımıyla 15/1-b maddesi uyarınca ehliyet yönünden reddinin uygun olduğu düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
2709 sayılı T.C. Anayasasının Cumhuriyetin Niteliklerinin sayıldığı 2. maddesinde, ” hukuk devleti ” olduğu belirtilmiş, 125. maddesinde de idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu kurala bağlanmıştır.
Hukuk devletinin en önemli niteliği, kamu gücü karşısında kişilerin hak ve özgürlüklerinin korunmasıdır. Bu da, idarenin tüm işlem ve davranışlarında hukuka uygunluğun sağlanması ve keyfiliğin önlenmesi bakımından, yargısal denetime tabi tutulması ile olanaklıdır.
İdarenin yargısal denetimine ilişkin dava türlerinden en yaygın olanı da iptal davasıdır.
İptal davası, İdare Hukuku alanında, idari işlemler hakkında, yetki, şekil neden, konu ve amaç yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için hakları ve yararları zarar görenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
İptal davası açılabilmesi için, idari işlemin, ilgili kişinin yararını olumsuz yönde etkilemiş ve hukuksal durumunda bir değişiklik yaratmış olması gerekir.
Olayda, davacının çocuğunun, disiplin cezasına konu eylemin olduğu günde yürürlükte bulunan ve 21.10.1978 günlü ve 16441 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Ortaokullar ve Ortaöğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uygulanarak okuldan sürekli uzaklaştırma cezası ile cezalandırıldığı bu işlemin iptali istemiyle açtığı davanın reddedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı, anılan yönetmeliği yürürlükten kaldıran ve 31.1.1995 günlü ve 22188 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliğinin iptali istemiyle bu davayı açmıştır.
Ancak iptali istenilen düzenleyici işlem, öğrencilik niteliği kalmamış olan davacının çocuğuna uygulanmadığından, bu idari işlemle davacının çocuğunun menfaatinin zarar gördüğünden sözedilemez.
Bu durumda, davacının bu davayı açmakta menfaati bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın ehliyet yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına 3.6.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu ( X ) – : Olayda, davacıya disiplin kuralları uygulanarak öğrencilik statüsüne son verilmiştir. Davacıya verilen disiplin cezasının dayandırıldığı Disiplin Yönetmeliği daha sonra yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlüğe konulan yeni Yönetmelikte de öğrencilerin eğitim ve öğretim haklarını geçici olarak ellerinden alan ya da örgün eğitimden çıkarma cezasında olduğu gibi, bu tür eğitim kurumlarında eğitim yapılmasına engel olan kurallar yer almaktadır.
Davacıya, iptalini istediği Yönetmelik uygulanmamış ise de, eğitim ve öğretimine devam etmek isteyen davacının, buna engel kurallar içeren bu Yönetmelikle de menfaat ilişkisinin bulunduğunun ve iptali için dava açılabileceğinin kabulü gerekir.
Bu nedenle davanın esastan incelenmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.