Danıştay Kararı 8. Daire 1994/857 E. 1994/1730 K. 08.06.1994 T.

8. Daire         1994/857 E.  ,  1994/1730 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 1994/857
Karar No: 1994/1730

Temyiz İsteminde Bulunan : İçişleri Bakanlığı
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : … İli, … İlçesi … Bucağına bağlı … Köyünün tüzel kişiliğinin kaldırılarak aynı bucağın … Köyüne bağlanmasına ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemi; Sınır Anlaşmazlığı Mülki Ayrılma ve Birleşme ile Köy kurulması ve Kaldırılması Hakkındaki Yönetmeliğin Köy Tüzel Kişiliğinin Sona Ermesi halleri başlıklı 40.maddesinin (D) bendinde ekonomik ve sosyal sebeplerle halkın bulunduğu yerleşik yeri terk ederek ekonomik odaklara göç etmesi sonucunda o köyde yerleşik kimsenin kalmaması gerektiğinin hüküm altına alındığı, davacı köyde ise üç hanenin kaldığı, yapılan halk oylamasında ise 18 seçmenden 15’nin başka köye bağlanma konusunda ret oyu verdiği, bu durumda köy tüzel kişiliğinin sona ermesi için aranılan şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle iptal eden … gün ve … sayılı … İdare Mahkemesinin kararının; nüfusun çok azalması alt yapı hizmetlerinin götürülmesini ve kamu hizmetinin yürütülmesini olumsuz yönde etkilediği, köy olma karakterinin kaybedildiği, öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi : Dava; … İli, … İlçesi … Bucağına bağlı … köyü tüzel kişiliğinin kaldırılarak başka bir köye bağlanmasına ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; konuya ilişkin yönetmelikte köy tüzel kişiliğinin hangi durumlarda sona ereceğinin ayrıntılı kurallara bağlandığı, köyde halen üç hanenin oturduğu halk oylamasında 18 seçmenden katılan 15 inin olumsuz oy kullandığı yönetmeliğin 40/D maddesine göre tüzel kişiliğin kaldırılması için köyde hiç kimsenin kalmaması gerektiği, durumda dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilerek iptaline karar verilmiştir.
Tüzel kişiliği kaldırılan köyde üç ailenin oturarak hayvancılıkla uğraştıkları, bu ailelere ait seçmenlerin olumsuz oy kullandıkları da bellidir. Ancak yetkili kurul kararlarında ve kaymakamlık yazısında da açıkca belirtildiği gibi, halkın çok büyük bölümünün ekonomik ve sosyal nedenlerle köyü terk ettiği, kalan aile için hiçbir alt yapı ve hizmet verilemediği, verilmesinin de kaynak israfı olduğu,kalan kişilerin de köyü terk etme olasılığının yüksek bulunduğu anlaşılmaktadır. Yönetmeliğin ilgili maddesinde, köy tüzel kişiliğinin kaldırılması için burada yerleşik hiç kimsenin kalmaması gerektiği belirtilmiş ise de, bu hükmün günümüz koşullarına ve ülkenin ekonomik gerçeklerine uygun yorumlanması, yatırım ve hizmet götürülmesine değmeyen çok küçük toplulukların köy statüsünün kaldırılmasına engel sayılmaması gerekir.
Çeşitli Danıştay kararlarında da belirtildiği gibi, plan çalışmaları ve ekonomik koşullar, yerleşim birimlerinin bölünmesini değil, olabildiği kadar bir araya toplanmasını gerektirmektedir.
Bu durumda dava konusu işlemde kamu yararına hizmet gereklerine ve mevzuatın özüne ve amacına aykırılık görülmediğinden, işlemin iptalinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile, kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
Uyuşmazlık , davacı … köyünün tüzel kişiliğinin kaldırılarak … Köyüne bağlanmasına ilişkin işlemden doğmuştur.
Dosyanın incelenmesinden köy halkının çeşitli ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı köyü terkederek ilçe merkezine yerleştikleri ve tespit anında köyde üç hanenin kaldığı, hayvancılıkla uğraştıkları köyde su, elektirik, okul ve telefon gibi kamu hizmetlerinin bulunmadığı, İl İdare Kurulu ve İl Genel Meclisince köyün tüzel kişiliğinin kaldırılmasının uygun olacağının bildirildiği, İl Valisinin de bu görüşü benimsediği, idare mahkemesince köyde üç hanenin bulunduğu yönetmelikte ise kimsenin kalmaması halinde tüzel kişiliğin sona ereceğinin öngörüldüğü bu nedenle dava konusu işlemin iptal edildiği anlaşılmaktadır.
442 sayılı Köy Kanunun 89.maddesinde bu kanunun kadın ve erkek nüfusu yüzelliden yukarı olan köyler için olduğu hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda sınır anlaşmazlığı Mülki Ayrılma ve Birleştirme ile Köy Kurulması ve Kaldırılması Hakkındaki Yönetmeliğin 40.maddesinin (D) bendinde belirtilen yerleşik kimsenin bulunmaması ifadesinin yeteri kadar kimsenin kalmaması olarak anlaşılması gerektiği tabiidir.
Başka bir anlatımla köy olabilmek için gerekli olan yüzelli nufusun altına düşüldüğü takdirde köy tüzel kişiliğin sona erdirilerek başka bir köye bağlanmasında kamu hizmetlerinin verimli bir şekilde yürütülebilmesi de dikkate alındığında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 8.6.1994 gününde oybirliği ile karar verildi.