Danıştay Kararı 8. Daire 1994/7701 E. 1996/2345 K. 30.09.1996 T.

8. Daire         1994/7701 E.  ,  1996/2345 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 1994/7701
Karar No: 1996/2345

Temyiz İsteminde Bulunan : … Belediye Başkanlığı
Vekili : …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacının 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziyesine ilişkin 14.4.1992 gün ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davayı, davalı idarece başkan yardımcısı iken 30.1.1992 günlü işlemle Teftiş Kurulu Müdürlüğüne müfettiş olarak atanan davacı hakkında, Başkan Yardımcıları … ve … ‘e telefonla küfür ve hakarette bulunmak, izinsiz ve mazeretsiz olarak 3.2.1992-12.2.1992 tarihleri arasınında 10 gün göreve gelmemek, basına izinsiz demeç vererek belediye hakkında asılsız suçlamalarda bulunmak iddialarıyla ilgili olarak soruşturma açıldığı, soruşturma neticesinde elde edilen bilgi ve belgelere göre ileri sürülen iddiaların sübut bulduğundan bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin D/b, D/b ve D/g fıkraları uyarınca 1 yıl kademe ilerlememisin durdurulması cezası ile tecziyesi yolunda dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmakta ise de olayda davacının telefonla küfür ettiğine dair yeterli kanıt bulunmadığı, devamsızlığın iddia edildiği gibi 10 gün değil 9 gün olduğu, basında yer alan yazının belediye ile ilgili bir bilgi veya demeç niteliğinde olmadığı gerekçeleri ile dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin 20.6.193 ve … sayılı kararının, davacının o gün işe gelmediğinin tutanaklarla sabit olduğu, davacının dava dilekcesinde basında yer alan yazı hakkında ” görevin gereği beni ilgilendiren açıklamalardan ibarettir” diyerek 657 sayılı Yasanın 125/D-g fıkrasında belirtilen yasağı çiğnediğini itiraf ettiği, mahkemenin eksik inceleme sonucu karar verdiği öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir. Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının yerinde ve hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ın Düşüncesi : Davacının 3 gün göreve gelmediği sabit olduğundan temyiz isteminin kabulü ile anılan mahkeme kararının bozularak, gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi : Dava; … belediyesinde müfettiş olarak görev yapan davacının 657 sayılı yasanın 125/D maddesinin (b-g-1) fıkraları uyarınca bir yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kusurlu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davacının üstüne atılan eylemler 3817 sayılı disiplin affıyla ilgili yasa kapsamında bulunmakla birlikte süresi içinde dilekçe vererek davanın sürmesini istediğinden, işin esasına girilmiş, davacının telefonla küfür ve hakarette bulunduğu, basına yetkisi olarak demeç verdiği konularında yeterli kanıt olmadığı, devamsızlığın rapor ve özüre dayandığı gerekçeleriyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Dava dosyası ve ekli soruşturma dosyasının incelenmesinden, görevden alınmasında katkısı olduğunu düşündüğü başkan yardımcısını telefonla arayarak küfür ve hakaret ettiği, gerek şikayetçinin, gerekse yanında bulunan tanığın ifadesinden açıkça anlaşılmaktadır. Ayrıca dosyada bulunan tutanaklardan, 3.2.1992-12.2.1992 tarihleri arasında görevine gelmediği görülmektedir. Yasaya göre kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesi için 3 günden fazla devamsızlığı yeterli olup, 10.2.1992 gününde izin istemesi ve 10.12.1992 gününde rapor alması, daha önceki devamsızlığı ortadan kaldırmaz. Sonuç olarak davacının küfür ve hakarette bulunmak ve devamsızlık eylemleri gerçekleşmiş olup, bu durumda işlemin iptal edilmesinde isabet yoktur. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, başkan yardımcısı iken 30.1.1992 günlü işlemle Teftiş Kurulu Müdürlüğüne müfettiş olarak atanan davacının, 3.2.1992 tarihinden 12.2.1992 tarihine kadar göreve gelmediği, başkan yardımcısı … ile … ‘e telefonla hakaret ettiği ve basına izinsiz demeç verdiği gerekçesi ile 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziyesine ilişkin davalı idare işleminden doğmuştur. 657 sayılı Yasanın 125. maddesinin D/b fıkrasında, özürsüz ve kesintisiz 3-9 gün göreve gelmemek fiili, ağırlık derecesine göre memurun bulunduğu kademede ilerlemesinin 1-3 yıl durdurulması cezasını gerektiren hallerden sayılmıştır. Aynı yasanın yine 125. maddesinde ise ” Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve iyi veya çok iyi derecede sicil alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir ” hükmü yer almaktadır. Dosyanın incelenmesinden, davacının 3.2.1992 tarihi ile 12.2.1992 tarihleri arasında 9 gün göreve gelmediğinin tutanaklarla sabit olduğu, 12.2.1992 tarihinde aldığı 7 günlük raporun sonraki tarihleri kapsadığı anlaşılmaktadır. 657 sayılı yasanın disiplin cezaları başlıklı 125. maddesinde cezalar, ağırlık derecesine göre; uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve memurluktan çıkarma olarak sıralanmıştır. Davalı idarece, davacının eyleminin 3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektirdiği tespit edilmekle birlikte, geçmiş hizmetleri gözönüne alınarak 3 yıl yerine 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi yoluna gidildiği görülmektedir. Oysa bir alt ceza, disiplin cezası olarak memurun fiiline uyan cezanın alt sınırı olmayıp, 657 sayılı Yasada ki sıralamaya göre bir derece hafif olan cezadır. Bu durumda, idare mahkemesi tarafından dava konusu işlemin, idarece geçmiş hizmetlerinin iyi olduğu kabul edilen davacı hakkında bir alt ceza uygulamasının hatalı yapıldığı gerekçesiyle iptal edilmesi gerekirken, davacının disiplin suçunu gerektiren 9 gün göreve gelmeme fiilinin sübut bulmadığı gerekçesiyle iptal edilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; idare mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 30.9.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.