Danıştay Kararı 8. Daire 1994/6439 E. 1996/565 K. 26.03.1996 T.

8. Daire         1994/6439 E.  ,  1996/565 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 1994/6439
Karar No: 1996/565

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : … Belediye Başkanlığı
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı Bankanın … Şubesi için işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınması gerektiğine ilişkin … Belediye Başkanlığının 11.1.1993 gün ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davayı; 3572 sayılı Yasanın 3/b maddesinde, belediye hudutları ile mücavir alan içinde kalan tüm işyerleri ve işletmelere işyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı vermeye belediyelerin yetkili olduğu kuralının bulunduğu, aynı kanunun 2. maddesinde, bu kanun hükümlerinin uygulanmayacağı işyerlerinin sayıldığı, bankaların bu istisnalar arasında yer almadığı, öte yandan 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Çeşitli Harçlarla İlgili Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin yönetmelikte, işyerlerinden “mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane, fabrika, depo, otel kıraathane vs.nın anlaşılacağı” kuralının yer aldığı, banka faaliyetlerinin anılan yasa ve yönetmelik hükümleri dışında tutulması mümkün olmadığından, davacı banka şubesinin işyeri açma ve çalışma ruhsatı alması yolundaki dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; banka şubelerinin açılma izinleri ve faaliyetlerin sürdürmelerinin Bankacılık Kanununda yer alan hükümlere tabi olduğu, 1580 ve 3572 sayılı Yasada, bankaların belediyelerden izin almaları gerektiği yolunda bir düzenleme bulunmadığı öne sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacı bankanın … Şubesi için İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı alınması gerektiğine ilişkin … Belediye Başkanlığı işleminden doğmuştur.
Bankalar Kanununun 14. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası hariç sermayesinin yarıdan fazlası genel ve katma bütçeli idarelere veya kamu iktisadi teşebbüslerine ait bankaların Bakan’ın izni ile şube açabilecekleri kuralı bulunmaktadır.
Belediyeden ruhsat alma durumunda olan işyerleri, aynı zamanda belediyenin denetim ve gözetimine tabidirler. Bu tür işyerlerinden ne anlaşılması gerektiği 1580 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesinin 4. bendinde “… umumun yiyip içmesine, yatıp kalkmasına, taranıp temizlenmesine ve eğlenmesine mahsus…” ifadesi ile açıklığa kavuşturulmuştur. Dolayısıyla açılma izinleri ve faaliyetlerinin denetimi özel kanunlarına göre yürütülen işyerlerinin, özel kanunlarında belirtilen mercilerden aldıkları izinler yeterli olup, ayrıca belediyeden işyeri açma ve çalışma izni olmalarına gerek yoktur.
Bu durumda, açılma izinleri ve faaliyetlerinin denetimi Bankalar Kanunu’na tabi olan banka şubelerinin, ayrıca belediyelerden işyeri açma ve çalışma ruhsatı alma zorunlulukları bulunmadığından, davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 26.3.1996 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu (X) : Uyuşmazlık davacı bankanın … Şubesinin belediyeden İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı olması gerektiğine ilişkin … Belediye Başkanlığı işleminden doğmuştur.
3572 sayılı Yasanın 3. maddesinin (b) bendinde, aynı yasanın 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında kalan belediye hudutları dahilindeki tüm işyeri ve işletmelere işyeri açma çalışma ruhsatı vermeye belediyelerin yetkili olduğu belirtilmiştir.
Banka şubelerinin anılan Kanunun 2. maddesinde sayılan istisna kapsamındaki işyerlerinden olmadığı tartışmasızdır.
Öte yandan, Bankalar Kanunu uyarınca verilen şube açma izni, bankanın mali durumuna göre verilen bankacılık faaliyeti yapılabileceğine ilişkin bir izindir.
Aynı kanun uyarınca yapılan denetim de bankacılık faaliyeti ile sınırlıdır. Oysa belediye tarafından verilen işyeri açma ve çalışma izni ise bankacılık faaliyetinin fiilen yürütüleceği fiziki mekana (işyerine) verilen bir izindir. Nitekim bu izin verilirken işyerinin insan sağlığına zarar verip vermediği, çevre kirliğine yol açıp açmadığı, yangın, genel güvenlik, işçi sağlığı, iş güvenliği, trafik ve karayolları ve imar ile ilgili düzyenlemelere uygun olup olmadığı gibi esas ve ölçüler gözönüne alınmaktadır. Bankalar Kanunu uyarınca verilen iznin niteliği esas ve ölçüleri ile belediyeler tarafından verilen ruhsatın niteliği, esas ve ölçüleri tamamen birbirinden farklıdır.
3572 sayılı Yasa, 1580 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden çok sonra yürürlüğe girmiş, işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesini düzenleyen özel bir yasadır. Bu yasa kuralı ile, belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan tüm işyeri ve işletmelere ruhsat verme konusunda belediyeler yetkili ve görevli kılındığına göre, hiç bir yasal dayanak olmaksızın, banka şubelerini “tüm işyeri ve işletmeler” hükmü dışında tutmak mümkün değildir.
Böyle bir uygulamanın, banka şubelerinin 3572 sayılı Yasanın öngördüğü esas ve ölçüler yönünden denetim dışı kalmasına yol açacağı doğaldır.
Sonuç olarak, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığından, temyiz isteminin reddi ile idare mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.