Danıştay Kararı 8. Daire 1994/5583 E. 1996/101 K. 18.01.1996 T.

8. Daire         1994/5583 E.  ,  1996/101 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 1994/5583
Karar No: 1996/101

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacının, … Üniversitesi Nükleer Enerji Enstitüsü Nükleer Teknoloji Anabilim dalında açık bulunan 1 adet doçentlik kadrosuna atanmak isteminin reddine ilişkin 21.7.1992 günlü ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davayı; Üniversitede açık bulunan doçentlik kadrosuna atamada ilgilisinin doçentlik unvanı almış olmasının yanında, atanacak kadronun gerektirdiği görev alanıyla ilgili bilimsel çalışma ve yayınlara sahip olmanın da aranacağı, doçentlik ünvanını almış olan davacının, başvurduğu boş kadroya ait bilim dalında yeterli bilimsel çalışmasının bulunmadığı, başvurduğu bilim dalının amacı ve niteliği de gözetildiğinde, boş kadro ile ilgili anabilim dalında yeterli bilimsel yeteneğe sahip olmadığının Üniversite Yönetim Kurulunca saptanması üzerine davacı hakkında oluşturulan işlemde kamu hizmeti gereklerine ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden …İdare Mahkemesinin … gün ve E: …, K: … sayılı kararının; 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir. Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘nın Düşüncesi : Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Uyuşmazlık, üniversite doçentliği ünvanını almış davacının açık bulunan bir kişilik doçentlik kadrosuna başvuran tek aday olmasına karşın atanmaması işleminden doğmuştur.
Doçentlik kadrosuna başvuran adayların özgeçmişleri, bilimsel çalışma, yayın ve yeterlilik yönlerinden değerlendirilmesi 2547 sayılı Yasanın 25. ve anılan yasaya ilişkin Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliğinin 16.maddelerinin hükümleri gereğidir.
Bu itibarla, kendisinin doçentlik ünvanı alırken bilimsel denetimden geçtiği ve bu aşamada bilimsel yeterliliğinin değerlendirilemeyeceği yolundaki davacı iddiasında isabet yoktur.
Ancak, rektörlükçe görevlendirilen üç profesörün davacı hakkında ayrı ayrı düzenledikleri raporlarda bazı yönlerden eleştiri getirilmesine karşın, sonuç olarak davacının kadroya atanması konusunda olumlu görüş bildirmeleri gözönüne alınmaksızın gerekçesiz olarak atanma isteminin reddi isabetsiz olmuştur.
Açıklanan bu nedenle davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olduğu düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
Uyuşmazlık, doçentlik ünvanını almış olan davacının, davalı Üniversitede açık bulunan 1 kişilik doçentlik kadrosuna atanmamasına ilişkin işlemden doğmuştur.
2547 sayılı Yüksek Öğretim Yasasının 24.maddesinde, doçentlik sınavına katılabilmek için maddede sayılan koşulları taşıyan adayların eserlerinin, Üniversitelerarası kurulca oluşturulan bir jüri tarafından incelenip, sınava tabi tutularak başarılı olmaları durumunda doçentlik yetkisi verileceği belirtilmiştir.
Yasanın 25.maddesinde ise, doçentlik ünvanını almış olmak koşuluyla, Rektörlükçe belirlenen 3 profesörün aday hakkında ayrı ayrı belirttikleri görüşlere dayanarak Üniversite Yönetim Kurulunun görüşü de alındıktan sonra Rektör tarafından atama yapılacağı öngörülmüştür. Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliğinin 16.maddesinde de, Doçentlik kadrosuna başvuran adayların özgeçmişleri, bilimsel çalışma ve yayınlarının, Rektörlükçe belirlenen profesörlerce inceleneceği belirtilmiştir.
Orjinal, bilimsel araştırma ve yayınlar yapmış olmak, doçentlik sınavına katılabilmenin koşullarından birisidir. Doçentliğe yükseltilme aşamasında ilgililer bu yönden değerlendirilmekte ve bilimsel yeterliliği saptananlar doçentliğe yükseltilebilmektedirler.
Olayda, davacının 1991 yılında doçentlik unvanını aldığı ve … Nükleer Enerji Enstitüsünde Nükleer Teknoloji Anabilim dalında yardımcı doçentlik kadrosunda görevini sürdürdüğü, aynı Anabilim dalındaki 1 kişilik boş doçentlik kadrosuna atanmak için tek aday olarak başvurduğu, Yasa ve Yönetmelik uyarınca, Rektörlükçe belirlenen 3 profesörün, davacının özgeçmişi, bilimsel çalışma ve yayınları üzerinde yaptıkları değerlendirme sonucu, bilimsel olarak yeterli olmamasına karşın, dalında deneyimli olduğu, öğretim üyesi olarak uzun süredir eğitim ve öğretim görevlerini başarıyla yürüttüğü, boş olan kadroya başka bir adayın da başvurmaması nedeniyle doçent olarak atanmasının uygun olduğu yönünde görüş bildirdikleri, Üniversite Yönetim Kurulunca, hiç bir gerekçe gösterilmeden, davacının doçentlik kadrosuna atanmasının uygun olmadığı yolunda karar alındığı ve Rektörün de bu doğrultuda işlem oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Doçentliğe yükseltilmek için yasal düzenlemelerde öngörülen tüm akademik süreçlerden geçerek konu ile ilgili bilim jürisinin görüşü ve Üniversitelerarası Kurulun kararı ile bilimsel olarak başarılı ve yeterli bulunması nedeniyle doçentliğe yükseltilen davacının, 3 öğretim üyesinin olumlu görüşlerine karşın, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin doçentliğe atanmamasının hukuka uygun olmadığı açıktır.
Kuşkusuz ki, doçentliğe atanma öncesi adayların yayınları ve akademik çalışmaları bakımından değerlendirilmeleri Yasa ve Yönetmelik gereğidir. Esasen birden fazla başvuru olması durumunda, adaylar arasında bilimsel ve akademik nitelikleri bakımından yapılacak karşılaştırmaya esas olmak üzere böyle bir değerlendirme zorunludur. Ancak davacının bilimsel yeterliliğini kanıtlayarak doçentlik ünvanını kazanmış olması ve boş kadroya tek aday olarak başvurması karşısında, kabul edilebilir bir gerekçeye dayanmayan dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptali gerekirken, davayı reddeden … İdare mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 18.1.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.