Danıştay Kararı 8. Daire 1993/1617 E. 1993/4214 K. 14.12.1993 T.

8. Daire         1993/1617 E.  ,  1993/4214 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1993/1617
Karar No: 1993/4214

Temyiz İsteminde Bulunan :… Valiliği
Karşı Taraf :…
Vekili :…
İstemin Özeti :Öğretmen olan davacının … Valiliğinin icraatı ile ilgili olarak basına açıklama yaptığı gerekçesiyle 657 sayılı Yasanın 125.maddesinin D-g bendi uyarınca bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … gün ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, davacının … Sendika temsilciliğinin … ‘da kurulması nedeniyle açıklama yaptığı, bu açıklamanın sendika temsilciliğinin açılmasına ilişkin olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … günlü ve … sayılı kararının, davacının konuşmasında Valilik makamını eleştiren ithamlarda bulunduğu, basına izinsiz demeç veremiyeceği öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti :Yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Temyiz dİlekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, öğretmen olan davacının 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkindir.
657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 15. maddesinde, devlet memurlarının, kamu görevleri hakkın da basına,haber ajanslarına veya radyo televizyon kurumlarına bilgi ve demeç veremiyecekleri, bu konuda gerekli bilginin ancak Bakanın yetkili kılacağı görevli, illerde valiler veya yetkili kılacağı görevli tarafından verilebileceği belirtilmiş, 125.maddesinin (D-g) bendinde de yetkili olmadığı halde basına,haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek,kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren eylemler arasında sayılmıştır. Olayda,davacı yerel bir gazeteye … Sendikası … temsilcisi sıfatıyla, sendikalarının faaliyete geçmesini hazmedemeyen valiliğin haklarında suç duyurusunda bulunduğunu belirterek Valilik Makamını eleştiren bir demeç vermiş, bu eylemi davalı idarece 657 sayılı Yasanın 125/D-g maddesi kapsamında değerlendirilerek dava konusu ceza ile cezalandırılmıştır.
657 sayılı Yasanın 15.maddesindeki yasaklamanın ve 125/D-g maddesindeki cezanın,memurun görevli bulunduğu kamu kuruluşu ile ilgili konularda ve durumlarda uygulanması gerektiği açıktır.Davacı hakkında işlem oluşturulmasına neden olan demecin ise kendi öğretmenlik görevine ilişkin olmadığı bellidir.
Bununla birlikte, henüz memur sendikaları ile ilgili yasal düzenlemenin çıkmamış olması nedeni ile ortada yasal olarak kurulmuş bir sendikanın varlığından söz edilemeyeceğinden, basında, sendika yetkilisi sıfatıyla açıklama yaptığı yolundaki davacı savı da,davranışına haklılık kazandırmaz.
Öte yandan, davacının,kişilerin düşüncelerini açıklamasının anayasal bir hak olduğu ve bu hakkın Anayasanın 13.maddesine aykırı biçimde kısıtlanamayacağı yolundaki savına gelince; kuşkusuz ki, her vatandaşın anayasa ile güvence altına alınan düşünce ve kanaat özgürlüğü çerçevesinde düşünce ve gözlemlerini dile getirmek ve başkalarına iletmek hakkı vardır. Ancak bu hakkın toplumun tüm bireylerince eşit olarak ve aynı yoğunlukta kullanılmasına olanak yoktur. Devlet memuru olan kişilerin amirleri ve kamu görevleri hakkındaki açıklamalarında bu hak ve özgürlükleri, daha ölçülü ve daha özenli kullanmaları gerekir. Olayda, davacı sendika temsilciliğinin açılışına uygulanan işlem nedeniyle düşüncelerini ve gördüğü olumsuzlukları dile getirirken,yönetimi eleştirerek suçlamaktadır. Devlet memuru olan davacıya,hizmetin özelliğine aykırı olan bu davranışı nedeniyle disiplin cezası verilmesi yerinde ise de,suçla verilen ceza arasında adil bir denge bulunması gerektiğinden daha hafif bir ceza ile cezalandırılması hakkaniyet gereğidir.
Açıklanan nedenlerle … idare mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 14.12.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.