Danıştay Kararı 8. Daire 1993/1293 E. 1994/680 K. 02.03.1994 T.

8. Daire         1993/1293 E.  ,  1994/680 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 1993/1293
Karar No: 1994/680

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : …
İstemin Özeti : … İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisi olan davacının başörtülü olarak sınava girdiği nedeniyle bir yarıyıl süreyle okuldan uzaklaştırma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 3670 sayılı Yasanın, yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafeti, yürürlükteki yasalara aykırı olmamak koşuluyla serbest bıraktığı, 9.4.1991 gün ve 8 sayılı Anayasa Mahkemesi kararınında bunu teyit ettiği, yükseköğretim kurumlarında yürürlükteki kanunlara dayanılarak konmuş bulunan kılık ve kıyafet konusundaki yasakların halen geçerliliğini koruduğu, öğrencilerin kılık ve kıyafetlerinin, yalnız Anayasanın 174.maddesi ile teminata bağlanmış bulunan Devrim Kanunlarında öngörülen düzenlemelere değil, aynı zamanda Anayasanın temel görüş ve ilkelerine, Cumhuriyetin özgün niteliklerine, yükseköğretim kanunlarında belirlenmiş olan amaçlara da uygun olmasının zorunlu olduğu, 3670 sayılı Yasada yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbestliği yürürlükteki yasalara aykırı olmamak kaydı ile sınırlanırken bu zorunluluğun kastedildiğinin açık olduğu, bu görüşler doğrultusunda yürürlükteki yasalar ve Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğine dayanılarak oluşturulan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … İdare Mahkemesinin 29.12.1992 gün ve … sayılı kararının; işlemde kurallarına uygunluk bulunmadığı öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Davacının suç oluşturan eylemini tekerrür etme alışkanlığı edindiği cihetle okuldan bir yarıyıl uzaklaştırma cezasına karşı açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması istemiyle verilen temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
Uyuşmazlık davacının bir yarıyıl süreyle okuldan uzaklaştırma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemden doğmuştur.
Dava ve soruşturma dosyasının incelenmesinden davacı öğrencinin 15.6.1991 günü yapılan … dersinin final sınavına başörtülü girdiği, başını açması için yapılan uyarıyı reddettiğinin tutanakla tespit edilerek, soruşturma açıldığı, davacının savunma yapması için yapılan çağrıya uyarak soruşturmacının odasına gittiği ancak savunma yapmadığı, soruşturmacı tarafından, davacının eyleminin Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 7/a maddesinde belirtilen, öğrencilik sıfatının gerektirdiği itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak ve yine aynı yönetmeliğin 7/e maddesindeki, ders, seminer, uygulama, labaratuvar, atelye çalışması ve konferans gibi çalışmaların düzenini bozmak eylemi kapsamında değerlendirilerek, kınama cezası verilmesinin önerildiği, ancak davacının daha öncede kınama bir ay okuldan uzaklaştırma, bir yarıyıl okuldan uzaklaştırma cezası aldığı gözönünde tutularak Fakülte Yönetim Kurulunca Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 12.maddesi uyarınca suçun tekerrürü nazara alınarak bir yarıyıl okuldan uzaklaştırma cezası verildiği anlaşılmaktadır.
Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin Disiplin Suçunun Tekerrürü başlıklı 12.maddesinde “Disiplin cezası verilmesine neden olmuş bir fiil veya halin öğrencilik süresince tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır.” kuralı yer almıştır.
Bu maddedeki bir derece ağır ceza kavramından suçun niteliği hangi cezayı gerektiriyorsa bu cezanın bir derece ağırının anlaşılması gerektiği açıktır. Aksi bir anlayış cezaların derece derece ağırlaşarak öğrencinin fakülteden çıkarılması sonucunu doğururki bu da Anayasa ile güvence altına alınan öğrenim hakkını kısıtlayıcı bir duruma yol açar.
Bu durumda öğrencinin eyleminin Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin kınama cezasını gerektiren 7.maddesinin (a) ve (e) bendleri kapsamına girdiği açık olduğuna göre, tekerrür durumunda kınama cezasının bir derece ağırı olan bir haftadan bir aya kadar uzaklaştırma cezasının uygulanması gerekirken, bir yarıyıl uzaklaştırma cezası verilmesinde kurallara uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın anılan mahkemeye gönderlimesine 2.3.1994 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu : Başı örtülü olarak sınava giren davacıya, bir yarıyıl okuldan uzaklaştırma cezası verilmesine ilişkin işleme karşı açılan davayı ret eden İdare Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
2547 sayılı yasanın 65.maddesinin (g) bendi, öğrencilerin disiplin işlemleri ile ilgili hususlar hakkında yönetmelik çıkarma yetkisini Yükseköğretim Kuruluna bırakmış ve aynı kanunun 14.maddesinin b-2 bendinde, üniversitenin bütününü ilgilendiren yönetmelik taslaklarının senato tarafından hazırlanacağı belirtilmişir.
Öte yandan, 2547 sayılı yasanın Ek/17.maddesi ile de yürürlükteki yasalara aykırı olmamak koşulu ile Yüksek Öğretim Kurumlarında giyim kuşam serbest bırakılmıştır.
Yukarıda sözü edilen yasa hükmünün verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin, öğrenci kılık kıyafeti ile ilgili 7/4.maddesi 28.12.1989 tarihinde yürürlükten kaldırılmış olup, söz konusu yönetmelikte kılık kıyafet konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır.
Aynı yönetmeliğin 7/a ve 7/e bentlerinin kılık ve kıyafetle bir ilgisi bulunamadığı gibi, öğrencilerin kılık kıyafet nedeniyle öğrencilik sıfatının gerektirdiği itibar ve güven duygusunun sarstığı düşünülemiyeceği gibi düzeni bozdukları da söylenemez.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, bozma kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.