8. Daire 1992/556 E. , 1992/519 K.
Daire : SEKİZİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1992
Karar No : 519
Esas Yılı : 1992
Esas No : 556
Karar Tarihi : 25/03/992
ARA KARARINA YANIT GELMESİ BEKLENMEDEN VE VERİLEN SÜREDEN ÖNCE DAVACININ KARARA BAĞLANMASININ YERİNDE OLMADIĞI HK.
Öğretim üyesi olan davacının uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; dava konusu cezanın, davacıya 14.2.1990 günü bildirildiği, davacının bugünden başlayarak ya 60 gün içerisinde cezanın iptali istemiyle dava açması veya cezanın kaldırılması için 2577 sayılı Yasanın 11.maddesi uyarınca davalı idareye
başvurması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 30.4.1990 günü açılan davanın esastan incelenmesine olanak bulunmadığı, öte yandan, davalı idarenin savunmasına göre cezaya karşı itiraz edildiğine ilişkin herhangi bir evrak kaydının bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle reddeden … İdare Mahkemesinin … gün … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Öğretim üyesi olan davacıya verilen uyarma cezasının iptali istemiyle açılan davayı süre aşımından reddeden İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dosya içeriğinden, uyarma cezasına ilişkin Dekanlık işleminin davacıya 14.2.1990 günü bildirildiği, davacının bu cezaya karşı Rektörlüğe itiraz ettiği savına karşılık, davalı idarece, evrak giriş kayıtlarında davacının itiraz dilekçesinin bulunmadığını ileri sürmesi nedeniyle, mahkemece yapılan ara kararı ile davacıdan, itirazını kanıtlayan belge
lerin istendiği ve ara kararı gereğinin yerine getirilmesi için otuz gün süre verildiği, ancak bu sürenin bitiminden önce 9.1.1991 günü davanın karara bağlandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, ara kararına yanıt gelmesi beklenmeden ve verilen süreden önce dava karara bağlanmakla, davacı savının dava aşamasında kanıtlanması olanağı ortadan kaldırılmıştır. Bu nedenle davacı, Rektörlüğe yaptığı itiraza ilişkin … makbuzu ile itiraz dilekçesinin davalı idareye verildiğine ilişkin … kaydını temyiz aşamasında vermiştir.
Bu durumda, davacının temyiz dilekçesi ekinde verdiği belgeler incelenerek, uyarma cezasına karşı itiraz edilip edilmediğinin belirlenmesi ve sonuca göre yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.
AZLIK OYU:
2709 sayılı Anayasının 129.maddesinin üçüncü fıkrasında, uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar dışında disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakılamıyacağı kurala bağlanmıştır.
Anayasanın bu kuralı, uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakılması gerektiği anlamını taşımaktadır.
Yükseköğretim Kurulunca, 2547 sayılı yasanın 53.maddesine dayanılarak düzenlenip 21.8.1982 gün ve 17789 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulan Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve
Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 47 ve 48.maddelerinde de Anayasanın bu kuralına koşut olarak uyarma ve kınama cezalarına karşı İdari Yargı yoluna başvurulamıyacağını öngören kurallar getirilmiştir.
Ancak, 48.maddesinin “itiraz edilmeyen kararlar ile itiraz üzerine verilen kararlar kesin olup, bu kararlara karşı İdari Yargı yoluna başvurulamaz” şeklindeki üçüncü fıkrasının Danıştay Onuncu Dairesinin 21.1.1986 gün ve 31 sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine yönetmeliğin 47. ve 48.maddeleri değiştirilerek uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
Ancak bu durum, Anayasa kuralının uygulanmasının savsaklanması ve yerine getirlmesinin önlenmesi için bir neden olamaz. Mahkeme kararının, uyarma ve kınama cezaları, Anayasa ile yargı denetimi dışında tutulduğuna ve Anayasaya aykırı düzenleme yapılamıyacağına göre Mahkemece uyarma cezasının dava konusu edilemiyeceği gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddi gerektiği oyuyla karara gerekçe yönünden katılmıyorum.