Danıştay Kararı 8. Daire 1991/1755 E. 1992/30 K. 15.01.1992 T.

8. Daire         1991/1755 E.  ,  1992/30 K.
Daire : SEKİZİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1992
Karar No : 30
Esas Yılı : 1991
Esas No : 1755
Karar Tarihi : 15/01/992

OLAY GÜNÜNDE YÜRÜRLÜKTE BULUNAN YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETİCİ ÖĞRETİM ELEMANI VE MEMURLARI DİSİPLİN YÖNETMELİĞİNİN 47.MADDESİ UYARINCA UYARMA VE KINAMA CEZALARINA KARŞI İDARİ YARGIDA DAVA AÇILABİLECEĞİ HK.

Öğretim üyesi olan davacının kınama cezası ile cezalandırılmasına iliş kin işlemin iptali istemiyle açılan davanın; Yüksek Öğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 47.ve 48.maddelerinde, uyarma ve kınama cezaları hakkında yargı yoluna başvurulamayacağının belirtildiği, bu nedenle davanın, yargı kısıntısı nedeniyle inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle incelenmeksizin reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bozulması istemidir. Uyuşmazlık, … Üniversitesinde öğretim üyesi olan davacının kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkindir.

Yüksek Öğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 10.12.1987 gün ve 19660 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelikte değiştirilen 47.maddesinde, disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itirazın, varsa bir üst disiplin amirine, yoksa disiplin kurallarına yapılabileceği, üst disiplin amiri veya disiplin kurullarının itiraz üzerine verdiği kararların kesin olduğu, bu yönetmelikte yer alan disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında açılan soruşturma sonucunda amirine karşı hal ve hareketleri ile saygısızca davranışta bulunduğu gerekçesiyle Disiplin Yönetmeliğinin 6/c maddesi uyarınca 3.1.1990 gün lü işlemle kınama cezası verilmiştir.

Olay gününde yürürlükte bulunan yönetmeliğin değişik 47.maddesi kuralına göre, uyarma ve kınama cezaların karşı idari yargıda dava açılabileceği açıktır.

Bu durumda, anılan yönetmeliğin değişmeden önceki, uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargıya başvurmayı engelleyen 47 ve 48.maddelerinin olaya uygulanması olanağı bulunmamasına karşın, eski yönetmelik kurallarına dayanarak davayı incelenmeksizin reddeden Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının, davanın esastan incelenerek sonuçlandırılmak üzere bozulmasına karar verildi.

AZLIK OYU: 2709 sayılı Anayasa’nın 129.maddesinin üçüncü fıkrasında, uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar dışında disiplin kararlarının yargı de netimi dışında bırakılamıyacağı kurala bağlanmıştır. Anayasanın bu kuralı, uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakılması gerektiği anlamını taşımaktadır. Yüksek Öğretim Kurulunca, 2547 sayılı Yasanın 53.maddesine dayanılarak düzenlenip 21.8.1982 gün ve 17789 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan Yüksek Öğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 47 ve 48.maddelerinde de, Anayasa nın bu kuralına koşut olarak uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulamayacağını öngören kurallar getirilmiştir.

Ancak, 48.maddesinin “İtiraz edilmeyen kararlar ile itiraz üzerine verilen kararlar kesin olup, bu kararlara karşı idari yargı yoluna başvurulamaz” şeklindeki üçüncü fıkrasının Danıştay Onuncu Dairesinin 21.1. 1986 gün ve 31 sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine yönetmeliğin 47 ve 48.maddeleri değiştirilerek, uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.

Ancak bu durum, Anayasa kuralının uygulanmaması, savsaklanması ve yeri ne getirilmesinin önlenmesi için bir neden olamaz. Uyarma ve kınama cezaları, Anayasa ile yargı denetimi dışında tutulduğuna ve Anayasaya aykırı düzenleme yapılamıyacağına göre, Mahkemece verilen karar hukuka uygun bulunduğundan, bozulmasına ilişkin karara katılmıyoruz.