Danıştay Kararı 8. Daire 1991/1310 E. 1992/215 K. 10.02.1992 T.

8. Daire         1991/1310 E.  ,  1992/215 K.
Daire : SEKİZİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1992
Karar No : 215
Esas Yılı : 1991
Esas No : 1310
Karar Tarihi : 10/02/992

DİSİPLİN AMİRİNİN HEM SORUŞTURMACI, HEM DE CEZA VEREN KONUMUNDA OLABİLECEĞİ HK.

Yetiştirme yurdu grup öğretmeni olan davacının disiplin amirince 657sayılı Yasanın 125.maddesinin C fıkrasının I bendi uyarınca 1/8 oranın da aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; olayda davacı hakkında soruşturmayı yürüten ve sonuçlandıran disiplin amirinin soruşturma dosyasında yer alan bilgi ve belgeleri değerlendirerek karar vermesi yansızlık ilkesi ile bağdaşmadığından işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Uyuşmazlık, soruşturmayı yapan ile disiplin cezasını veren kişinin aynı kişi olmasının yansızlık ilkesi yönünden yönetsel işlemin hukuksallığını etkileyip etkilemiyeceğine ilişkindir.
657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 126.maddesi, uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirince verilir kuralını içermekte; aynı Yasanın değişik 134.maddesine dayanılarak çıkarılan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri hakkında yönetmeliğin 19.maddesinin a fıkrasında ise Disiplin Amirlerinin, memurların disiplin cezası ile cezalandırılmaları gereken durumlarda, disipline aykırı eylemleri öğrendikleri günden itibaren yasal süreler içinde, disiplin soruşturması başlatmak sorumluluğunda olduklarını düzenlemektedir. Anılan yasa ve yönetmelikte sorumluluk ve yetki verilen Disiplin Amirinin hem soruşturmacı, hemde ceza veren konumunda olmasını engelleyen bir kural bulunmamaktadır. Diğer yandan kamu görevlilerinin, kamu hizmeti sırasında yaptıkları yönetsel işlemlerin yasa, tüzük ve yönetmeliklere uygun olması zorunludur. Kamu görevlilerinin kişisel olarak yansız bir konumda bulunup, bulunmadıkları konusunda bir irdelemeye gerek yoktur. Yargıçların kişisel yansızlığı ile diğer kamu görevlilerinin kişisel yansızlığını birbirine karıştırmamak gerekir. Yargıç yansızlığı yasalarla özel olarak düzenlenmiştir.
Diğer kamu görevlileri için böyle bir düzenleme söz konusu değildir. O halde yargıçlar ve yargıçlara benzer durumda bulunanların dışında kalan kamu görevlilerinin yaptıkları işlemlerin kişisel olarak yansız olup olmadığına göre değil yaptıkları işlemlerin yasa, tüzük, yönetmelik ve hukuk kurallarına uygun olup, olmadıkları yönünden denetlemek
gerekir. Aynı şekilde yasal düzenleme uyarınca davacının disiplin amiri olan İl Sosyal Hizmetler Müdürünün davacı hakkında soruşturmayı yapması ve disiplin amiri konumuyla yetkisi içindeki disiplin cezasını vermesi işleminde, davacı ile aralarında önceden geçen olaylar nedeniyle yansız olmadığı ileri sürülmekte isede; yukarıda belirtildiği üzere disiplin amirinin yansız bir konumda bulunup bulunmadığı, işlemin iptali için yeterli bir neden değildir.
Uyuşmazlığın esasına girilerek, cezayı veren kişinin yansız konumda olup olmadığının incelenmesi yerine, verilen cezanın yasa, tüzük, yönetmelik ve hukuk kurallarına ve işlenen suçun niteliğine uygun olup olmadığının incelenmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.