Danıştay Kararı 8. Daire 1988/217 E. 1989/756 K. 11.10.1989 T.

8. Daire         1988/217 E.  ,  1989/756 K.
Daire : SEKİZİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 756
Esas Yılı : 1988
Esas No : 217
Karar Tarihi : 11/10/989

BELEDİYENİN, MÜLKİYETİ KENDİSİNE AİT OLAN VE KAMUNUN KULLANIMINA AYRILAN BİR YERDE BULUNAN İŞYERİNDE ALKOLLÜ İÇKİ SATIŞI YAPILMASINA İZİN VERİP VERMEMEYE İLİŞKİN İŞLEMİNİN, SALT MAL SAHİBİ KİRACI İLİŞKİSİ KAPSAMINDA DÜŞÜNÜLEMEYECEĞİ, BELEDİYENİN KAMU GÜCÜNÜ KULLANARAK BU İŞYERİNİN ÇALIŞMA KURALLARINI DENETLEYEBİLECEĞİ HK.

Dava, kamunun kullanımına ayrılmış bir yerde belediyece yapılan işyeri için, vilayetten alınacak alkollü içki satış iznine dayanak olmak üzere mülk sahibi belediyenin izin vermemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Dosya içeriğinden, davacının kira sözleşmesi ile … Kültürpark içerisindeki işyerini 5 yıl için Belediyeden kiraladığı, Belediye Encümeni Kararı ile de işyerinin Kafeterya-birahane olarak çalışmasına izin verildiği anlaşılmıştır. 4250 sayılı İspirtove İspirtolu İçkiler İnhisarı Yasasının 3023 sayılı yasa ile değişik 19.maddesi ile biranın alkollü içki niteliği kazanması üzerine davacının içkili yer izni verilmesi yolundaki istemi, belediyece, kira sözleşmesi ve ekindeki bu dükkanlarda alkollü içki satışının yapılabilmesi için bir kural bulunmadığı, yerin değerini artırıcı bir özelliğin sonradan getirilmesinin sözleşme koşullarının değiştirilmesi ve kişiye yarar sağlanması sonucunu ortaya çıkaracağı, bu durumun idareyi sorumluluk altına sokacağı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Temyiz konusu edilen Mahkeme kararında içkili yer izni vermeye o yerin en büyük mülkiye amirinin yetkili olduğu bu nedenle davacı isteminin Belediye Encümenince reddedilmesinde yetki yönünden yasalara uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmişse de, davacının işyeri kamuya ayrılmış ve belediyenin kamu hizmeti verdiği bir park içerisinde yer aldığına göre belediyenin olaydaki işlevinin salt malsahibi kiracı ilişkisi kapsamında düşünülmesine olanak yoktur.
Çünkü, belediye park içerisindeki dükkandan kira geliri sağlarken diğer yandan da bu yerde kamu hizmeti yapmaktadır. Bu bakımdan belediyenin, kamuya ait olan yer üzerindeki işyeri için kamu gücünü kullanarak bu işyerinin çalışma kurallarını denetleyebilmesi gerekir. Ancak belediyece 1982 yılında işyerinin birahane olarak çalıştırılmasına izin verilirken, burada bira satışı yapılmasında bir sakınca olmadığı belirlenmiş, kira miktarı da ilgilinin bira satışından sağlayabileceği kazanç tutarı gözönüne alınarak saptanmış olduğuna göre 3023 sayılı yasa ile yapılan değişiklikten sonra alkollü içki satışı ile kişi yararına ek kazanç sağlanacağı gerekçesiyle bira satışına izin verilmemesi yerinde değildir.
Davacının, biranın dışında başka içkiler de satmak istemesi durumunda, 3023 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce kendisine verilen iznin kapsamını aşmış olacağı kuşkusuzdur. O zamanda belediyeden ayrıca izin alması zorunludur.
Öte yandan dava konusu belediye encümeni kararı ile sadece alkollü içki satışının kira artırıcı bir sonuç doğuracağı belirtilmiş, başka bir sakıncası olduğu ileri sürülmemiştir.
Bu durumda belediyece, davacının başvurusu üzerine bira ile sınırlı olarak izin verilmesi gerekirken istemin reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, uyuşmazlığın hukuki niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler işin esası hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 2.fıkrası uyarınca dava konusu işlemin bira satışına izin verilmemesine ilişkin kısmının iptaline, diğer alkollü içkilere yönelik davanın reddine karar verildi.
AZLIK OYU:
Uyuşmazlık mülk sahibi bedediye ile kiracısı arasında yapılan kira sözleşmesinde kiralanan yerde alkollü içki satışı yapılabileceğine ilişkin bir kural bulunmadığı gerekçesiyle davacının bu konudaki isteminin reddi nedeniyle ortaya çıkmıştır.
Bu durumda davanın, özel hukuk kurallarına göre adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden, temyiz isteğinin kabulü ile davanın görev yönünden reddi gerekeceği görüşü ile karara karşıyız.