8. Daire 1985/831 E. , 1986/53 K.
Daire : SEKİZİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1986
Karar No : 53
Esas Yılı : 1985
Esas No : 831
Karar Tarihi : 03/02/986
KİRACISI BULUNDUĞU MÜLKİYETİ BELEDİYEYE AİT OLUP KİRALANAN BÜFENİN İZİN DIŞI BİRA SATIŞI YAPTIĞI GEREKÇESİYLE SÜRESİZ KAPATILMASINA İLİŞKİN BELEDİYE ENCÜMENİ KARARINDA İSABETSİZLİK BULUNMADIĞI HK.
Davacının kiracısı bulunduğu mülkiyeti Belediye’ye ait büfenin izindışı bira satışı yaptığı gerekçesiyle süresiz kapatılmasına ilişkin Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılan davayı, 1580 sayılı Belediye Kanununun “Belediyenin izin, resim ve vergilerine tabi işleri izin almadan görenlerin cezası” başlıklı 113.maddesinde, “yasaca belediyenin iznine ve resim veya vergilerine tabi iken izin almaksızın ve belediye resim ve vergi veya izin harcı vermeksizin yapılan işler, işlemler, işleyen veya işleten kimseler, satılan veya kullanılan şeyler belediyece tutulduğu vakit bunların yapılmasında işletilmesinde, işlemlerinde veya satılıp kullanmalarında kanunen veya nizamen ve Belediye emri ve yasaklarınca veya hıfzıssıhhaca veya fennen sakınca varsa anında durdurularak hakkında tutanak düzenleneceği ve gerekli yasal işlem yapılarak yasanın öngördüğü para cezası verileceği, yine anılan yasanın “Belediyelerin Görevleri” başlıklı 15.maddenin 19.fıkrasında da, “Belediye kanun, nizam ve yasaklarına uymayan, kanunen izne tabi iken izinsiz yapılan, beldenin huzur, düzen ve sağlığını zedeleyen şeyleri önlemek ve bunları yasaklamak” kurallarına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının izinsiz bira bulundurup sattığı tutanaklarla anlaşılmakla birlikte yeterincede uyarıldığının görüldüğü, ayrıca dosyada bulunan Tekel Başmüdürlüğünün yazısı ekinde gönderilen satış izninin fotokopisinden de davacının satış belgesi üzerinde değişiklik yaptığının anlaşıldığı, ekli listede bira satışı öngörülmediğine göre izin alınmaksızın bira satışı yapıldığının kabulü gerekeceğinden yukarıda anılan madde kuralı uyarınca büfenin kapatılarak çalışmasının durdurulması yolundaki işlemde hukuka aykırılık görülmediği” gerekçesiyle reddeden İdare Mahkemesi kararının, bozulması istemidir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından, verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 49.maddesinin 1.fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır. İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren başka bir neden de bulunmadığından; temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına karar verildi.
AZLIK OYU:
Belediyeden alınan işletme izni ile çalıştırılan büfenin, izin dışı bira satışı yapılması nedeni ile 1580 sayılı belediye yasasının 15.maddesinin 3. ve 19.fıkraaları ile 113.maddesine dayanılarak süresiz kapatıldığı anlaşılmaktadır. Bu maddelerde, belediyenin iznine bağlı iken izinsiz yapılan veya satılan şeylerin yapılmasının veya satılmasının veya belediye yasalarına aykırı davranışların yasaklanacağı, belirtilmişse de bu işlerin yapıldığı yerlerin kapatılmasına ilişkin herhangi bir yetki verilmemiştir. Yasaklamanın, bir yeri kapatma yetkisi olarak düşünülmesine olanak yoktur. Yasaklamak, yasalara uygun olmıyan işleri yapanlara yasalarla belirlenen cezaları uygulamak demektir. Yoksa yasaklamak tek başına bir cezalandırma yetkisi değildir. Gerçektende yasa koyucu belediyeleri, bu yasaklara uyulmasını sağlamak amacı ile 1924 ve 1930 yıllarında yürürlüğe konulan 486 ve bu yasaya maddeler ekleyen 1608 sayılı yasalar ile cezalandırma yetkisi ile donatılmıştır. Başlangıçta, belediye yasa tasarısının ceza maddeleri ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderildiği fakat daha sonra hükümetçe halen belediyelerin cezalandırma yetkilerinin olmaması nedeni ile görevlerini yapamaz halde bulundukları ileri sürülerek tasarının cezalandırma ile ilgili bölümünün öncelikle görüŞülmesinin istenmesi üzerine belediye cezaları ile ilgili 486 sayılı yasanın yürürlüğe konulduğu ve 1608 sayılı Belediye yasasını oluşturduğu gözönünde bulundurulursa belediye yasasının bir cezalandırma yetkisi içermediği, cezalandırma yetkisinin ancak 486 ve 1608 sayılı yasalar çerçevesinde kullanılabileceği kuşkuya yer vermiyecek açıklıkta ortaya çıkmaktadır. Bu yasalarda ise süresiz bir kapatma yetkisi değil, en çok 15 günle sınırlı bir kapatma yetkisi söz konusudur. Yukarda belirtildiği üzere belediye yasasında sadece kapatma değil hiçbir cezalandırma yetkisi verilmemiştir.
Polis vazife ve selahiyetleri yasasında genel kolluk gücüne verilen kapatma yetkisi altı ayla sınırlıdır. En ağır suçlarda bile genel kolluk gücüne verilmeyen süresiz kapatma yetkisinin kabahat türünden çok hafif belediye suçlarında belediyelere verilmesine olanak yoktur. Esasen sınırısız bir kapatma yetkisi kişi hak ve özgürlükleri ile de bağdaşmı
yacağından anayasamıza aykırı düşer.
İdare Mahkemesi kararın bu nedenle bozulması gerektiği oyu ile aksine verilen karara karşıyız.