Danıştay Kararı 7. Daire 2022/641 E. 2023/1484 K. 14.03.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2022/641 E.  ,  2023/1484 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/641
Karar No : 2023/1484

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Sanayi Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesinin 4. kaleminde 4814.90.70.90.00 GTİP’te beyan edilen “duvar kağıdı” ticari tanımlı eşyanın, “(işlenmeden boyanmış kağıtlar) ingrain” cinsi eşya olarak hatalı alt pozisyonda beyan edildiği, eşyanın esasında 4814.90.70.10.00 GTİP’te “işlenmeden boyanmış cinste olmayan duvar kağıdı” olarak beyan edilmesi gerektiği ve ek mali yükümlülüğe tabi olduğundan bahisle tahakkuk ettirilen ek mali yükümlülük ve buna ilişkin katma değer vergisi ile ek mali yükümlülük ve katma değer vergisi üzerinden 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı adına alınan ek tahakkuk ve ceza kararlarının, beyannamede belirtilen “…” adresinde daimi çalışanı …’a 23/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu kararlara karşı süresinde itiraz edildiği, itirazın reddine ilişkin Bölge Müdürlüğünün ret kararının da aynı adreste daimi çalışanı şerhiyle …’a tebliğ edildiği, itirazın reddine ilişkin karara karşı dava açılmadığından, kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmış olup, davacı tarafından, her ne kadar tebligatı alan …’ın çalışanı olmadığından yapılan tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de, Mahkemelerinin E:…, K:… sayılı dosyasında da ek tahakkuk ve ceza kararının aynı adreste …’a tebliğ edildiği ve anılan dosyada davacının yasal süresi içerisinde kararlara itiraz ettiği ve tebligatı alan …’ın çalışanı olmadığı yönünde bir iddiada bulunmadığının tespit edildiği, öte yandan, davacının çalışanı olmayan bir kişinin davacı adına gelen tebligatı imza karşılığı almasının normal ve mutad olmayacağı da dikkate alındığında, yapılan tebligatının usulüne uygun olduğu ve davacının ileri sürdüğü iddiaların bu aşamada “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından, dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bölge Müdürlüğünün kararının tebliğinin Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine uygun olarak yapılmadığı, davacı şirketin tebligatı almaya yetkili çalışanına yapılmayan ve usulsüz olduğu anlaşılan tebligata dayanılarak düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen reddi ile vergi dava dairesi kararının ödeme emrinin, ek mali yükümlülüğe ve katma değer vergisine isabet eden kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının onanması gerektiği; ithal eşyasının GTİP’inin Gümrük İdaresince tespit edilmesi gerektiği, olayda eksik veya yanıltıcı beyanda bulunulduğunun da ileri sürülmediği dikkate alındığında ödeme emrinin para cezasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediğinden, mahkeme kararının para cezasına isabet eden kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan vergi dava dairesi kararının, ödeme emrinin, ek mali yükümlülüğe ve katma değer vergisine isabet eden kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamıştır.
Kararın ödeme emrinin, ek mali yükümlülük ve katma değer vergisi üzerinden hesaplanan para cezasına isabet eden kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun olay tarihinde yürürlükte bulunan 234. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, serbest dolaşıma giriş rejimine veya kısmi muafiyet suretiyle geçici ithalat rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile muayene ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda; 15. maddede belirtilen Gümrük Tarifesini oluşturan unsurlarında veya vergilendirmeye esas olan sayı, baş, ağırlık gibi ölçülerinde aykırılık görüldüğü ve beyana göre hesaplanan ithalat vergileri ile muayene sonuçlarına göre alınması gereken ithalat vergileri arasındaki fark %5’i aştığı takdirde, ithalat vergilerinden ayrı olarak bu farkın üç katı para cezası alınacağı hükme bağlanmıştır.
Maddede, tarife uygulamasını etkileyebileceği kabul edilen durumlar, Gümrük Kanunu’nun 60. maddesinde, beyannameye yazılması veya eklenmesi zorunlu kılınan ve eşyanın beyan edildiği gümrük rejimini düzenleyen hükümlerin uygulanması için gerekli bütün bilgi ve belgelerle ilgilidir. Bu bilgi ve belgelerin beyannameye eklenmesinde yasal zorunluluk olması, gümrük mevzuatını uygulamakla görevli Gümrük İdaresince kendiliğinden bilinmeleri ya da bulunmaları mümkün olmayan; ancak ithalatı yapan veya temsilcisi tarafından sahip olunan ya da temini olanaklı bilgi ve belge niteliği taşımalarından kaynaklanmaktadır.
Aynı Kanun’un 195. maddesinin 1. fıkrasında, gümrük vergilerinin, Gümrük İdaresi tarafından gerekli bilgiler kullanılarak tahakkuk ettirileceği belirtilmiş; 15. maddesinin 1. fıkrasında ise, anılan vergilerin, gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihte yürürlükte olan gümrük tarifesine göre hesaplanacağı öngörüldükten sonra, 7. fıkrasında da, bu maddenin 3. fıkrasının (c) bendinde, gümrük vergisi oranlarını da kapsadığı belirtilen Gümrük Tarife Cetveli, idari uygulamalarda esas tutulması zorunlu metinler arasında sayılmıştır.
4458 sayılı Kanun’un 3. ve devamı maddeleriyle de, gümrük mevzuatını uygulayarak gümrük işlemlerini yapma yetki ve görevi Gümrük İdarelerine verilmiştir. Dolayısıyla; Gümrük Tarife Cetvelini uygulama görevi, gümrük mevzuatını uygulamakla görevli bu İdarelere aittir.
Yukarıda yer verilen hükümlerin bir arada değerlendirilmesinden, ithal olunan eşyanın beyanname ve eki belgelerinin incelenmesi, gerekiyorsa, eşyanın gümrük laboratuvarlarında tetkik edilmesi suretiyle gerçekte hangi tarife istatistik pozisyonunda yer aldığının tespitinin, Gümrük İdaresince, kendiliğinden yapılabilecek durumda olması karşısında; Gümrük İdaresine sunulan bilgi ve belgelerin, eşyanın dahil olacağı tarife istatistik pozisyonunun saptanması bakımından eksik veya yanlış ya da yanıltıcı olduğu konusunda herhangi bir iddia bulunmayan olayda, cezalandırma işlemine dayanak alınacak bir eylemin oluşmaması nedeniyle, beyannameden kaynaklanan ek mali yükümlülük ve katma değer vergisi tahakkuku üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına isabet eden kısım yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, işlemin ek mali yükümlülük ve katma değer vergisi tahakkukuna isabet eden kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, para cezası yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 14/03/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) – KARŞI OY :
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan karar, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, davacı temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği oyu ile, karara katılmıyoruz.