Danıştay Kararı 7. Daire 2022/4279 E. 2023/649 K. 16.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2022/4279 E.  ,  2023/649 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/4279
Karar No : 2023/649

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Gıda Otomotiv İnşaat Tekstil
İthalat İhracat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına tescilli … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşyaya ilişkin olarak gözetim uygulaması nedeniyle fazladan ödenen ithalat vergilerinin mahkeme kararıyla iade edilmesinden sonra davacı tarafından gözetim belgesi ibraz edilmediğinden bahisle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca alınan eşyanın gümrüklenmiş değerinin kamuya geçirilmesine ilişkin karara vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; gözetim uygulaması ile malın ithal seyrinin izlenmesinin amaçlandığı, gözetim önlemi uygulanmasına karar verilen eşyanın, belirlenen bir kıymetin altında ithal edilmek istenilmesi halinde “gözetim belgesi” ibrazı zorunluluğu getirildiğinden, bu zorunluluğa uyulmaması halinin Gümrük Kanunu hükümlerine göre para cezası kararı alınmasını gerektiren bir durum olmadığı, anılan Kanun’un 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca para cezası kararı alınabilmesi için, eşyanın ithalinin, lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşlarının vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olmasına rağmen bunlara tabi değilmiş veya belge varmış gibi beyan edilmesinin gerektiği, olayda, cezayı gerektiren fiillerin davacı bakımından gerçekleştiğine ilişkin davalı idarece yapılmış herhangi bir tespitin bulunmadığı, bu durumda gözetim belgesinin ibraz edilmediğinden bahisle eşyanın gümrüklenmiş değerinin kamuya geçirilmesine ilişkin kararda hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Gözetim belgesinin, bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amacıyla Dış Ticaret Müsteşarlığınca düzenlenen bir belge olduğu, gözetim belgesi ibrazının zorunluluğu ise, o malın, belli bir değerin altında kıymetle ithal edilmek istenmesi durumuna münhasır bulunduğu, ithali serbest olan eşyanın ithalat seyrinin izlenmesi ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına gerek olup olmadığının belirlenmesi amacıyla getirilen ancak 4458 sayılı Kanun’un 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde sayılanlar dışında kalan gözetim belgesinin ibraz edilmemesinin, anılan madde uyarınca ceza kesilmesini gerektiren neden olarak kabul edilemeyeceği bu durumda, gözetim belgesinin, Kanun’un 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde düzenlenen, eşyanın ithali, lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesi kapsamında sayılan belgelerden olmadığı sonucuna varıldığından, anılan belgenin ibraz edilmediğinden bahisle söz konusu maddenin 4. fıkrası uyarınca alınan karara vaki itirazın reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Gözetim uygulaması nedeniyle fazladan ödendiği belirtilen ithalat vergilerinin yükümlüsüne geri verilmesi neticesinde uyuşmazlık konusu eşyaların kıymeti gözetim kıymetinin altında kaldığından gözetim belgesi ibraz edilmeksizin gerçekleştirilen ithalatlar nedeniyle yapılan işlemlerin kanun ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 16/02/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 4. maddesi: “Gümrük idareleriyle muhatap olan kişiler bu Kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile bunlara dayanılarak çıkarılan mevzuat hükümlerine uymak; gümrük idarelerinin gerek bu Kanunda gerek diğer mevzuat hükümlerine göre yapacağı gözetim ve kontrollere tabi olmak; bu idarelerin kendi adına veya başka idareler nam veya hesabına tahsil edeceği her tür vergi, resim, harç ve ücretleri ödemek veya bunların teminata bağlamak; mevzuat hükümlerinin uymayı zorunlu kıldığı her tür işlemleri yerine getirmekle sorumludurlar.” Kanun’un, 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi: “İthali lisansa, şarta, izne, kısıntıya ve belli kuruluşların vereceği uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde eşyanın gümrük vergilerinin yanı sıra eşyanın gümrüklenmiş değerinin 2 katı para cezası verileceği” ve aynı maddenin 4. fıkrasının (c) bendi de eşyanın kaim değerinin “mülkiyetin kamuya geçirilmesine dair kararın verileceği” düzenlemelerini haizdir.
03/02/1995 tarih 1995-6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması ekinde yer alan ve bu anlaşmanın ayrılmaz parçasını teşkil eden “Korunma Tedbirleri Anlaşması”, mevzuatımızda yerini almış, uygulanması uluslarası sözleşmeye dayalı tedbir mahiyetinde işlemlerdir. Normlar hiyararşisi bağlamında çıkarılan ithalatta gözetim uygulanması yönetmeliğinde gözetim uygulama karar alma süreci amacı başvuru şekli vs. yer almakta olup, başvuru usul ve esasları ile başvuru sahiplerinden alınacak taahhütler tebliği ile belirlenir hükmüne istinaden, olay tarihinde yetkili idare tarafından düzenlenerek Resmi Gazete’de yayınlanan teblig ile, tebliğde yer alan eşyaların belirlenen birim kıymetin altında olması halinde, ithalatın “gözetim belgesine” tabi olduğu, bu düzenlemeyle belirlenmiş malların ancak bu belge ile ithal edileceği genel düzenleyici işlem olarak tebliğ edilmiştir. Anılan Tebliğler hukuka uygun bulunmuş olup, iptal taleplerinin yargı makamlarınca reddedilmiş olduğu da bilinmektedir.
Gözetim Belgesi; Ortak Ticaret Politikası araçlarına uyum kapsamında, AB’nin Konsey Yönetmelikleri ve Dünya Ticaret Örgütü’nün Koruma Tedbirleri Anlaşması ile belirli üçüncü ülkeler menşeili ürünlerin ithali için zorunlu olan ve bir malın ithal eğiliminin yakından izlenmesi, bu eğilimin yerli üreticiler üzerinde zarar tehdidi oluşturup oluşturmadığı noktasındaki tespitler için gerekli olan ithalattan önce Dış Ticaret Müsteşarlığı’na yapılacak başvuruyla alınması gereken belgedir.
Bu durumda, 4458 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında sorumluluğu bulunan davacının, Kanun’un 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, ithalatı gözetim belgesi alınma şartına bağlı olduğu halde, gözetim belgesine tabi değilmiş gibi matrah artırmak suretiyle ithalatın yapıldığı, anılan düzenlemede belirtilen belgelerin ise ismen belirtilmeyerek genel olarak; lisans, şart, izin, kısıntı, uygunluk ve yeterlilik belgesi gibi üst başlıklar halinde yer aldığı görüldüğünden, bu belgeler arasında sayılmadığı da gerekçe olamayacağından anılan maddenin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca, eşyanın bulunmaması halinde kaim değerin kamuya geçirilmesi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığından temyiz talebinin kabul edilerek kararın bozulması gerektiği oyu ile Dairemiz kararına katılmıyorum.