Danıştay Kararı 7. Daire 2022/4176 E. 2023/621 K. 16.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2022/4176 E.  ,  2023/621 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/4176
Karar No : 2023/621

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
…Gümrük Müdürlüğü – …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Telekom Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2020 yılında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 7 adet serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı cep telefonu cinsi eşyanın kıymetinin, satış faturasında yer alan kıymeti yerine 08/05/2020 tarih ve 31121 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İthalatta Gözetim Uygulanmasına ilişkin 2020/6 sayılı Tebliğle belirlenen kıymetten beyan edilip, tahakkuk ettirilerek ödenen özel tüketim ve katma değer vergisinin, eşyaya ait faturalarda gösterilen kıymete göre fazlasına isabet eden kısmının 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca iadesi istemiyle yapılan geri verme başvurusunun reddine dair karara vaki itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile fazla ödenen tutarın geri verme başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; yasal düzenlemelere göre, ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde öncelikle satış bedelinin esas alınması, satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde ise sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerektiği, olayda, satış bedeli yönteminin terk edilme nedenlerinin somut olarak ortaya konulmadığı, belirlenen kıymetin, gümrük mevzuatı çerçevesinde esas alınması gereken kıymet olmadığından, eşyanın kıymetinin gözetim kıymetine tamamlanması amacıyla yurt dışı gidere eklemek suretiyle beyan edilerek fazladan ödenen vergilerde hukuka uyarlık görülmediği; öte yandan, 4458 sayılı Kanun’un Kanunu’nun 216. maddesindeki, fazla tahsil edilen vergilerin iadesinde, “tecil faizi” uygulanacağı yolundaki açık hüküm karşısında, fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren işleyecek tecil faizi oranında hesaplanan faizi ile birlikte davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, vergilerin tahsil tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Gümrük müfettişlerince düzenlenen cevaplı rapor uyarınca, beyan edilen kıymetlerin, ülkemizdeki resmi distribütörlerce marka model bazında gerçekleştirilen ithalatlarla kıyaslanması neticesinde yakın tarihli ithalatlara nazaran çok düşük olduğunun anlaşılması nedeniyle tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararının, dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen vergilerin geri verme başvuru tarihinden itibaren tecil faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrası, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Mahkeme kararının, ödenen vergilerin idareye başvuru tarihi ile tahsil tarihi arasında geçen süreye ilişkin olarak faize hükmedilmesine yönelik hüküm fıkrasına gelince; olayda, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının talebi doğrultusunda geri verme başvuru tarihinin esas alınması gerekirken, Mahkemece tahsil tarihinin kabul edilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, kısmen bozma kararı üzerine verilecek kararda, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden bu hususun dikkate alınması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen vergilerin geri verme başvuru tarihinden itibaren tecil faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, idareye başvuru tarihi ile tahsil tarihi arasında geçen süreye ilişkin olarak faize hükmedilmesine yönelik hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 16/02/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
Mevzuat hükümleri uyarınca bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amacıyla re’sen veya üreticilerin başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda o eşya için Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünce düzenlenen bir gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirilmektedir.
Gözetim uygulaması ithalat nedeniyle ilave bir vergisel yükümlülük getirme amacına yönelik veya korunma önlemi niteliğinde bir uygulama değil, ithalatın izlenmesi amacına yönelik bir uygulamadır.
Gözetim belgesi alınması gerektiği halde bundan kaçınarak eşyanın kıymetinin Tebliğ’de belirlenen kıymete yükseltilmesi suretiyle ithalatın gerçekleştirilmesi, mevzuata aykırı olduğu gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamakta, uygulamada gözetim belgesi alan yükümlüler aleyhine de eşitsiz bir durum oluşturmaktadır. İdarenin yükümlüden gözetim belgesi temin etme olanağı da hukuken ve fiilen ortadan kalkmıştır. Bunun sonucunda, ilgili düzenleyici işlem idarece geri alınmış ya da yargı kararıyla iptal edilmiş olmamasına rağmen düzenleyici işlem ile (Tebliğ) getirilen gözetim uygulaması ve 4458 sayılı Yasanın, 61. maddesi ile düzenlenen beyanın bağlayıcılığı ilkesi de fiilen askıya alınmış olmaktadır.
İdarenin gözetim uygulamasına tabi eşyaya ilişkin gözetim belgesini ibraz etmeyen ithalatçıyı beyanını gözetim kıymetine yükseltmeye zorladığı iddiasının kabulünü gerektiren bir durum bulunmadığı eşyanın kıymetinin tebliğde belirtilen meblağa yükseltilmesi suretiyle, kıymet unsurunun üstü kapatılarak, idarenin kıymet incelemesi yapma imkanı ve belge alınması gerektiren durumun tespiti engellenmektedir. Bu süreçte, 4458 sayılı Kanun hilafına ilgililer tarafından kötüye kullanıldığının Kanun koyucu tarafından tesbiti üzerine, 18/07/2021 tarihinde Kanun’un 211. maddesine eklenen cümle ile “ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse bu vergilerin geri verilmesi veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilemez” emredici hükmü getirilmekle, işbu taleplerin kabul edilmeyeceği hususu da tekrar teyit edilmiştir.
Bu durumda Tebliğ ile belirli bir CIF değerin altında ve belirli miktarların üzerinde ithal edilmek istenen eşyanın gözetim uygulaması kapsamına tabi kılınan eşya için gözetim belgesi almak amacıyla anılan belgeyi vermeye yetkili Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğüne davacı tarafından başvuruda bulunulup bulunulmadığının, araştırılarak fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca geri verilip verilemeyeceğinin saptanması suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile, Daire kararına katılmıyorum.