Danıştay Kararı 7. Daire 2022/3997 E. 2023/619 K. 16.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2022/3997 E.  ,  2023/619 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/3997
Karar No : 2023/619

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… (…) Gümrük Müdürlüğü- …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Telekom Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı cep telefonu cinsi eşyanın kıymetinin, satış faturasında yer alan kıymeti yerine gözetim kıymeti üzerinden ihtirazi kayıtla beyan edilip, tahakkuk ettirilerek ödenen özel tüketim ve katma değer vergisinin, eşyaya ait faturalarda gösterilen kıymete göre fazlasına isabet eden kısmına vaki itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile fazla ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun eşyanın kıymetinin tespitine ilişkin 24. ve devamı maddelerin açıklanması suretiyle, davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşyanın kıymetiningözetim kıymetine yükseltilip, aradaki fark yurt dışı gidere eklenerek ihtirazi kayıtla beyan edilmek suretiyle ithalat işlemlerinin gerçekleştirildiği, akabinde fazladan ödenen vergilere itiraz edilerek iadesinin istenildiği, olayda, ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde öncelikle satış bedelinin esas alınması, satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerekmekte olup, satış bedeli yönteminin terk edilme nedenleri somut olarak ortaya konulmadan, gümrük mevzuatı çerçevesinde esas alınması mümkün olmayan kıymetler dikkate alınarak yurt dışı gidere eklenmek suretiyle fazladan ödenen vergilerde hukuka uyarlık görülmediği; öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen (4) numaralı fıkrasının yeniden düzenlenen ve olay tarihinde yürürlükte bulunan şekline göre tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, vergilerin tahsil tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının kendi serbest iradesiyle beyan ettiği ve ödediği vergilere itiraz etmesinin mümkün olmayacağı bu nedenle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının Dubai’de yerleşik muhtelif firmalardan ithal ettiği Çin Halk Cumhuriyeti menşeli cep telefonları için 08/05/2020 tarih ve 31121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin 2020/6 sayılı Tebliğle belirlenen kıymet üzerinden 29/05/2020 tarih ve 100395 sayılı beyanname kapsamında eşyanın faturası ile gözetim kıymeti arasındaki farkı yurtdışı gidere eklemek suretiyle ihtirazi kayıtla beyan ederek ithalat işlemlerini gerçekleştirdiği, sonrasında da fazladan ödediği vergilere itiraz ederek yasal faiziyle birlikte iadesi için işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 216. maddesinin 07/11/2019 tarih ve 30941 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 24/10/2019 tarih ve 7190 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle değişik 1. fıkrasında, gümrük vergileri ile bunların ödenmelerine bağlı olarak tahsil edilmiş gecikme faizinin veya gecikme zammının geri verilmesinde, geri vermeye konu fazla tahsilatın yükümlüden kaynaklanması durumunda geri verme başvurusunun yapıldığı tarihten, diğer durumlarda ise tahsilat tarihinden geri verme kararının tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için geri verilecek tutar üzerinden, aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizin ödeneceği hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan vergi dava dairesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Vergi dava dairesi kararının, fazladan ödenen tutarın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrası uyarınca tecil faizi ile birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasına gelince, 4458 sayılı Kanun’un 216. maddesinin anılan fıkrasının 07/11/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği ve beyannamenin tescil tarihinin 29/05/2020 olduğu dikkate alındığında, beyannamenin tescil tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat uyarınca 4458 sayılı Kanun’un 216. maddesine göre 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizine hükmedilmesi gerekirken 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrası uyarınca tecil faizine hükmedilmesinde sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1….Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 16/02/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
İdare Hukukunun yerleşik içtihatlarından olan “taleple bağlılık” ilkesi uyarınca, İdari Yargı mercilerinde açılan davalarda Mahkemelerin, davacının istemi ile bağlı olduğu, istemi genişletecek veya daraltacak biçimde karar veremeyeceği açıktır.
İncelenen dosyada, dava dilekçesinde haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen vergilerin yasal faiziyle birlikte iade edilmesinin istenildiği görülmüştür. Dilekçede talep edilen yasal faizin kanuni dayanağı gösterilmemekle birlikte bu talepten, kanuni faize ilişkin özel düzenleme içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 1. maddesinde düzenlenen “kanuni faiz”in anlaşılması gerekmektedir.
Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulması durumunda yargı yerince taleple bağlı kalınmayarak tecil faizine hükmedilmesi hukuka aykırılık teşkil edecektir.
Açıklanan hukuksal nedenler ve gerekçeyle, dava dilekçesinde, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na tabi olan ve 07/11/2019 tarihinden sonra tahsil edilip yargı kararı uyarınca iadesi gereken bir verginin herhangi bir yasal dayanak gösterilmeksizin yasal/kanuni faiziyle birlikte iadesine karar verilmesinin istenmesi durumunda, yasal/kanuni faiz talebinden, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un “Kanuni faiz” başlıklı 1. maddesinde düzenlenen faizin anlaşılması gerektiği, bu itibarla tecil faizine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığından, kararın tecil faizine hükmedilmesine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.

(XX) KARŞI OY :
Mevzuat hükümleri uyarınca bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amacıyla re’sen veya üreticilerin başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda o eşya için Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünce düzenlenen bir gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirilmektedir.
Gözetim uygulaması ithalat nedeniyle ilave bir vergisel yükümlülük getirme amacına yönelik veya korunma önlemi niteliğinde bir uygulama değil, ithalatın izlenmesi amacına yönelik bir uygulamadır.
Gözetim belgesi alınması gerektiği halde bundan kaçınarak eşyanın kıymetinin Tebliğ’de belirlenen kıymete yükseltilmesi suretiyle ithalatın gerçekleştirilmesi, mevzuata aykırı olduğu gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamakta, uygulamada gözetim belgesi alan yükümlüler aleyhine de eşitsiz bir durum oluşturmaktadır. İdarenin yükümlüden gözetim belgesi temin etme olanağı da hukuken ve fiilen ortadan kalkmıştır. Bunun sonucunda, ilgili düzenleyici işlem idarece geri alınmış ya da yargı kararıyla iptal edilmiş olmamasına rağmen düzenleyici işlem ile (Tebliğ) getirilen gözetim uygulaması ve 4458 sayılı Yasanın, 61. maddesi ile düzenlenen beyanın bağlayıcılığı ilkesi de fiilen askıya alınmış olmaktadır.
İdarenin gözetim uygulamasına tabi eşyaya ilişkin gözetim belgesini ibraz etmeyen ithalatçıyı beyanını gözetim kıymetine yükseltmeye zorladığı iddiasının kabulünü gerektiren bir durum bulunmadığı eşyanın kıymetinin tebliğde belirtilen meblağa yükseltilmesi suretiyle, kıymet unsurunun üstü kapatılarak, idarenin kıymet incelemesi yapma imkanı ve belge alınması gerektiren durumun tespiti engellenmektedir. Bu süreçte, 4458 sayılı Kanun hilafına ilgililer tarafından kötüye kullanıldığının Kanun koyucu tarafından tesbiti üzerine, 18/07/2021 tarihinde Kanun’un 211. maddesine eklenen cümle ile “ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse bu vergilerin geri verilmesi veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilemez” emredici hükmü getirilmekle, işbu taleplerin kabul edilmeyeceği hususu da tekrar teyit edilmiştir.
Bu durumda Tebliğ ile belirli bir CIF değerin altında ve belirli miktarların üzerinde ithal edilmek istenen eşyanın gözetim uygulaması kapsamına tabi kılınan eşya için gözetim belgesi almak amacıyla anılan belgeyi vermeye yetkili Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğüne davacı tarafından başvuruda bulunulup bulunulmadığının, araştırılarak fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca geri verilip verilemeyeceğinin saptanması suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile, Daire kararına katılmıyorum.