Danıştay Kararı 7. Daire 2022/3924 E. 2022/5108 K. 14.12.2022 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2022/3924 E.  ,  2022/5108 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/3924
Karar No : 2022/5108

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI): … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2018 yılının Ocak ila Aralık dönemleri imalatlarında kullanmış olduğu madeni yağlar için ödediği özel tüketim vergilerinin, 2012/3792 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında ve 25 seri nolu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği uyarınca nakden iadesi istemiyle yapılan başvuruların vergi inceleme raporuna istinaden reddine dair işlemin iptali ile fazla ödenen tutarın talep tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, davacının satın aldığı yağları (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullandığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın çözümünün madeni yağların imalatta girdi olarak mı, yoksa yardımcı madde veya sarf malzemesi olarak mı kullanıldığının tespitine bağlı bulunduğu, yağlayıcı maddelerin ana görevinin, birbirleriyle temas halindeki yüzeyler arasındaki sürtünmeyi azaltarak parçaların kolay hareket etmesini sağlamak olduğu, iç içe geçmiş mekanik yapıların diğer bir deyişle motor ve şanzıman gibi aşırı sürtünmenin gerçekleştiği hareketli aksamların anılan madeni yağlar olmaksızın kullanılamayacağı, otomobil imal eden davacının imal ettiği nihai kütlenin içinde, satın aldığı şanzıman, hidrolik ve aks gres gibi madeni yağları bulundurması gerektiği; dolayısıyla, söz konusu yağların imalatta girdi olarak kullanıldığının kabulünün zorunlu olduğu; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, mükelleflerin, ilgili mevzuat uyarınca kendisinden istenilecek bilgi ve belgeleri iadeyi yapacak idareye tesliminden itibaren üç aylık normal bir iade sürecinin başlayacağı, bu süre içinde iadenin yapılamaması durumunda, üç ayı aşan süreler için hesaplanan faizin, iadesi gereken miktarlarla birlikte mükellefe ödeneceği, buna göre, fazladan ödenen özel tüketim vergisinin, davacının iadeye başvuru tarihinden itibaren üç aylık sürenin bitimi tarihinden başlamak üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte davacıya iade edilmesinin icap ettiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali ile fazladan ödenen vergilerin iade talebini takip eden üç aylık sürenin sonundan itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrası uyarınca iade başvurusunun yapıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği; davalı idarece, madeni yağların ham madde olarak kullanılmadığı, sarf malzemesi veya yardımcı madde olarak kullanıldığı, dolayısıyla, davacının 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu ile diğer yasal düzenlemeler kapsamında iade uygulamasından yararlanmasının mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile; kararın faize ilişkin kısmı yönünden ise, davacı taraf lehine nakden iade başvuru tarihinden faize hükmedilmesi gerektiğinden davacının temyiz isteminin kabulü suretiyle, kararın anılan kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, 2018 yılının Ocak ila Aralık dönemleri imalatlarında kullanmış olduğu madeni yağlar için ödediği özel tüketim vergilerinin, 2012/3792 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında ve 25 seri nolu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği uyarınca nakden iadesi istemiyle yapılan başvuruların vergi inceleme raporuna istinaden reddine dair işlemin iptali ile fazla ödenen tutarın talep tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrasında, fazla veye yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanması halinde düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte, 120. madde hükümlerine göre mükellefe red ve iade edileceği; 5. fıkrasında ise, vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faizin, 120. madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödeneceği kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan temyize konu kararın davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamıştır.
Davacının temyiz istemine gelince:
Yukarıda hükmüne yer verilen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanmaması halinde vergilerin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte mükellefe red ve iade edilmesi gerekmektedir.
Her ne kadar Mahkemece, 213 sayılı Kanun’un 112. maddesinin 5. fıkrası uyarınca fazladan ödenen tutarların iade talebini takip eden üç aylık sürenin bitiminden itibaren 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faiziyle birlikte iadesine karar verilmiş ise de, anılan fıkra, ancak vergi dairesinin kendiliğinden yapacağı ve uyuşmazlık çıkarmadığı ödemeler bakımından uygulanabilecek olup, idarenin verginin yersiz alındığını kabul etmediği ve uyuşmazlık çıkardığı somut olayda bu fıkranın uygulanması hukuken olanaklı bulunmadığından, taleple bağlılık ilkesi uyarınca başvuru tarihinden itibaren tecil faizine hükmedilmesi gerektiğinden temyize konu kararın faize ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine, davacının temyiz isteminin ise kabulüne,
2. …. Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, davacının istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 14/12/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
İdare Hukukunun yerleşik içtihatlarından olan “taleple bağlılık” ilkesi uyarınca, İdari Yargı mercilerinde açılan davalarda Mahkemelerin, davacının istemi ile bağlı olduğu, istemi genişletecek veya daraltacak biçimde karar veremeyeceği açıktır.
İncelenen dosyada, dava dilekçesinde haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen vergilerin yasal faiziyle birlikte iade edilmesinin istenildiği görülmüştür. Dilekçede talep edilen yasal faizin kanuni dayanağı gösterilmemekle birlikte bu talepten, kanuni faize ilişkin özel düzenleme içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 1. maddesinde düzenlenen “kanuni faiz”in anlaşılması gerekmektedir.
Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulması durumunda yargı yerince taleple bağlı kalınmayarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen tecil faizine hükmedilmesi hukuka aykırılık teşkil edecektir.
Açıklanan hukuksal nedenler ve gerekçeyle, dava dilekçesinde, iadesi gereken bir verginin herhangi bir yasal dayanak gösterilmeksizin yasal/kanuni faiziyle birlikte iadesine karar verilmesinin istenmesi durumunda, yasal/kanuni faiz talebinden, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un “Kanuni faiz” başlıklı 1. maddesinde düzenlenen faiz anlaşılması gerektiğinden, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrası uyarınca tecil faizine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığından, Dairemiz kararının bu kısmına katılmıyorum.