Danıştay Kararı 7. Daire 2022/2969 E. 2023/1071 K. 27.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2022/2969 E.  ,  2023/1071 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/2969
Karar No : 2023/1071

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI)… Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına 2016 ilâ 2019 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 21 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyalara ilişkin olarak gözetim uygulaması sebebiyle fazladan ödenmek zorunda kalınan gümrük, katma değer, özel tüketim ve ilave gümrük vergilerinin, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca iadesi istemiyle yapılan başvuruların reddine dair kararlara vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla, gözetim kıymeti, 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre belirlenmiş gerçek satış bedeli olmadığından, bu kıymetin ithalata konu edilen eşyaya ait gümrük vergilerinin hesaplanmasında esas alınamayacağı, bu nedenle gözetim önlemlerinin yanlış uygulanması suretiyle fazladan ödenen vergilerin iadesi istemiyle yapılan başvuruların reddine dair kararlara vaki itirazın reddine ilişkin işlemin Mahkemelerince yapılan hesaplama neticesinde tespit edilen tutara isabet eden kısmında hukuka uyarlık; bu tutarı aşan kısmında ise hukuka aykırılık görülmediği; fazladan ödenen tutarın 4458 sayılı Kanun’un 216. maddesi uyarınca tecil faiziyle iadesinin icap ettiği gerekçesiyle dava konusu işlemin kısmen iptaline, fazladan ödenen vergilerin Mahkemelerince tespit edilen tutara isabet eden kısmının geri verme başvurularının yapıldığı tarihten itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine, kalan kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, haksız yere fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte iade edilmesi gerektiği; davalı idarece, dava konusu beyannamelerin tecil faizine ilişkin yasal değişikliğin yürürlüğe girdiği 07/11/2019 tarihinden önce tescil edildiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davalı idarece, istemin reddi gerektiği savunulmuş; davacı tarafından ise savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : 4458 sayılı Kanun’a göre eşyanın kıymetinin belirlenmesinde satış bedelinin esas alınması, bunun için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerekirken, somut bir tespit bulunmaksızın yurt dışı giderin artırılması suretiyle ilgili Tebliğ uyarınca belirlenen gözetim kıymet üzerinden fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren iadesi gerektiğinden temyize konu kararın bu yönüyle onanması; mezkur Kanun’un 216. maddesinde yer alan, geri verilmesi gereken vergilerin tecil faiziyle iade edilmesine ilişkin mevzuat değişikliğinin 07/11/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği hususu göz önünde bulundurulduğunda, değişiklikten önceki tarihte tescil edilen beyannamelere konu vergilerin iadesinde 3095 sayılı Kanun’a göre hesaplanacak yasal faizin dikkate alınması gerektiğinden temyize konu kararın bu yönüyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan bölge idare mahkemesi kararının, dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen vergilerin iadesine ilişkin kısmı ile geri verme başvurularının yapıldığı tarihten itibaren hesaplanmak üzere iadesine hükmedilen tecil faizinin yasal faize isabet eden kısmı ve Mahkemece yapılan hesaplama sonucunda tespit edilen tutarı aşan kısım yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkraları aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, anılan hüküm fıkralarının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
Davalı idarenin temyiz isteminin, temyize konu kararın faiz istemine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmına yönelik bölümüne gelince;
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 216. maddesinin 07/11/2019 tarih ve 30941 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 24/10/2019 tarih ve 7190 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle değişik 1. fıkrasında, gümrük vergileri ile bunların ödenmelerine bağlı olarak tahsil edilmiş gecikme faizinin veya gecikme zammının geri verilmesinde, geri vermeye konu fazla tahsilatın yükümlüden kaynaklanması durumunda geri verme başvurusunun yapıldığı tarihten, diğer durumlarda ise tahsilat tarihinden geri verme kararının tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için geri verilecek tutar üzerinden, aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizin ödeneceği hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, yurt dışı giderin artırılması suretiyle gözetim kıymeti üzerinden beyan edilen eşyalara ilişkin serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin 2016 ilâ 2019 yıllarının muhtelif dönemlerinde tescil edildiği, vergilerin geri verilmesinde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faiziyle iade edilmesine ilişkin yasal değişikliğin ise 07/11/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır.
Buna göre fazla ödemeye konu serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin 07/11/2019 tarihinden önce tescil edilmiş olması karşısında, gümrük yükümlülüğünün başladığı beyannamelerin tescil tarihi itibarıyla 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen yasal faiz oranında hesaplanacak faiziyle iade edilmesi gerekmekte olup, anılan tarihte yürürlükte olmayan hükme dayanılarak tecil faiziyle iadeye ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Davacının temyiz isteminin faizin tahsil tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğine ilişkin kısmına gelince;
İdareyi, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü tutan Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrası, yargı yeri kararı uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın, idarenin tasarrufunda kalan sürede ilgilisi tarafından tasarruf edilememesinden doğan zararın giderilmesini de kapsadığından, hesaplanacak faizin, yargı kararıyla hatalı olduğu saptanan vergilerin tahsil edildiği tarihten itibaren hesaplanması da anılan hükmün gereğidir.
Bu nedenle faizin başlangıç tarihi olarak tahsil tarihinin esas alınması suretiyle yasal faize hükmedilmek üzere temyize konu kararın faizin başlangıcı ve türüne ilişkin hüküm fıkralarının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz istemlerinin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen vergilerin iadesine ilişkin kısmı ile geri verme başvurularının yapıldığı tarihinden itibaren hesaplanmak üzere iadesine hükmedilen tecil faizinin yasal faize isabet eden kısmı ile Mahkemelerince yapılan hesaplama neticesinde tespit edilen tutarı aşan kısmına ilişkin hüküm fıkralarının ONANMASINA,
3. Kararın, faizin başlangıç ve türüne ilişkin hüküm fıkralarının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. … TL maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
6. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 27/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.