Danıştay Kararı 7. Daire 2022/2497 E. 2023/1553 K. 15.03.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2022/2497 E.  ,  2023/1553 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/2497
Karar No : 2023/1553

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Uluslararası Nakliyat Dış Ticaret ve Gümrükleme Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2020 yılında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 8 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin, gözetim kıymetine yükseltilmesi suretiyle ihtirazi kayıtla beyanı üzerine tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerinin gözetim kıymetine isabet eden kısmına vaki itirazın 4458 sayılı Kanun’un 211. maddesi kapsamında başvuru yapılması yolunda yönlendirme yapmak suretiyle reddine dair işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın tecil faiziyle iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı tarafından Gümrük Kanunu’nun 242. maddesi kapsamında yapılan vergilerin iadesi yolundaki itiraz başvurusunun reddine dair kesin olmayan cevabın, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi çerçevesinde istemin reddi kabul edilerek davanın açıldığının kabulü ile davalı idarenin bu konudaki usuli itirazı yerinde görülmeyerek uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği; buna göre uyuşmazlık konusu serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile ithal edilen eşyanın, İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ hükümlerine tabi olduğundan bahisle gözetim farkına isabet eden vergiler tahakkuk ettirilmiş ise de, söz konusu Tebliğ’de öngörülen değer, 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre belirlenmiş gerçek satış bedeli olmadığından, davacı tarafından yapılan başvurunun reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine karar verilmiş ve birleşen sekiz adet dosya için 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 169. maddesine istinaden davacı lehine takdiren iki tam avukatlık ücreti tutarında vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının kendi özgür iradesiyle beyan ederek ödediği vergilerin iadesini isteyemeyeceği, Gümrük Kanunu hükümlerine göre beyanın bağlayıcı olduğu, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte, davacı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın ilk derece mahkeme kararında yer alan vekalet ücreti tutarının “2.270 TL ” şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 232. maddesinde, konusu ve yükümlüsünün aynı olması, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık bulunması şartıyla; birden fazla işleme veya beyannameye ilişkin gümrük vergileri ve para cezalarına tek tahakkuk ve ceza kararının düzenlenebileceği belirtilmiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Aynı dilekçe ile dava açılabilek haller” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılabileceği hükme bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde, hakimin yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu, 57. maddesinde, davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması hallerinde birden çok kişinin ihtiyari dava arkadaşı olarak birlikte dava açabilecekleri gibi, aleyhlerine de birlikte dava açılabileceği; 166. maddesinde, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan mahkeme kararının verildiği tarihte geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 8. maddesinde, bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunacağı, 22. maddesinde ise, ihtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davalar ister ayrı dava konusu yapılsın ister bir davada birleştirilsin toplamda onbeş dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine hükmedileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, konusu ve yükümlüsü aynı olan, aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık bulunan birden fazla işlem için idarelerce tek kararın alınabileceği ve aralarında bağlılık veya sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı tek dilekçe ile dava açılabileceği, ihtiyari dava arkadaşlığının, birden çok kişinin birlikte dava açmaları veya aleyhlerine birlikte dava açılması hallerinde söz konusu olabildiği ve ihtiyari dava arkadaşlığının mevcut olması halinde, seri davadan bahsedilebileceği, aynı düzey ve sıfattaki farklı mahkemelerde açılmış davaların birleştirilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, muhtelif serbest dolaşıma giriş beyannamesine ilişkin geri verme taleplerinin reddine ilişkin kararlara kaşı tek bir dilekçe ile yapılan itirazın kesin olmayan cevapla reddedildiği, farklı beyannamelerden kaynaklanmakla birlikte, aynı maddi olay ve uyuşmazlık nedeniyle tesis edildiği anlaşılan işlemin, belirli sayıda beyanname gruplarına bölünmek suretiyle birden fazla davaya konu edildiği, Mahkemece dava dilekçeleri üzerine birleştirilme kararı verilerek uyuşmazlığın tek dosya üzerinden tekemmül ettirildiği ve davacı hakkında tesis edilen idari işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Olayda, seri davaya konu olabilecek birden çok kişi hakkında tesis edilen bir işlem bulunmadığı gibi, birleştirilen dava dilekçelerinin ayrı ayrı incelenmesini gerektiren maddi ve hukuki neden de bulunmamaktadır. Davaların etkin ve hızlı bir şekilde çözümlenmesine ilişkin kurala diğer bir deyişle usul ekonomisine uygun değildir. Bu bakımdan, davacı adına tesis edilen aynı idari işlemde yer alan beyannamelere ilişkin olarak ayrı ayrı açılan dava dosyalarının birleştirilmesi suretiyle yargılama yapılması sonucunda birleştirilen işbu davada, haklı çıkan davacı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla istinaf istemi reddedilen ilk derece mahkeme kararında yer alan vekalet ücreti tutarının “2.270 TL ” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.