Danıştay Kararı 7. Daire 2022/1695 E. 2023/1153 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2022/1695 E.  ,  2023/1153 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/1695
Karar No : 2023/1153

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Anonim Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem Davacı adına 2019 yılında tescilli 7 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında beyan ve ithal edilen eşyanın kıymetinin, satış faturasında yer alan kıymeti yerine referans kıymet üzerinden beyan edilip tahakkuk ettirilerek ödenen özel tüketim ve katma değer vergilerinin, eşyaya ait faturalarda gösterilen kıymete göre hesaplanan tutardan fazlasının iadesi istemiyle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca yapılan geri verme başvurusunun reddine ilişkin karara vaki itirazın reddine dair işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle satış bedelinin esas alınması, satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması, satış bedeli yönteminin terk edilme nedenlerinin de somut olarak ortaya konulması gerektiği, dava konusu gümrük vergilerinin fazladan beyan edilmek zorunda kalınan yurt dışı giderlerinden kaynaklandığı, olayda, belirlenen referans kıymetin, gümrük mevzuatı çerçevesinde esas alınacak kıymet olmadığı, gümrük kıymeti olarak kabul edilemeyecek olan referans kıymetin tamamlanması amacıyla yurt dışı gider olarak beyan edilerek gerçekleştirilen tahakkuk üzerine fazladan ödenen vergilerin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair karara vaki itirazın zımnen reddine dair işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ile fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Olayda; her ne kadar Mahkemece, 3.301.665,00 TL tutarındaki özel tüketim vergisi ile 2.027.489,00 TL tutarındaki katma değer vergisi olmak üzere toplam 5.329.154,00-TL’nin davacıya iadesine hükmedilmişse de; istinaf dilekçesinde ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler birlikte incelendiğinde, davacı tarafından 3.301.665,00-TL tutarındaki özel tüketim vergisi 1.835.478,32-TL katma değer vergisi ile taleple bağlılık ilkesi uyarınca toplam 5.142.239,52-TL’nin fazladan ödenmiş olduğu anlaşıldığından, bu tutarları aşan kısım bakımından davanın reddi gerektiği, bu itibarla istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasından sonra davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 1.835.478,32 TL katma değer vergisi ile 3.301.665,00-TL özel tüketim vergisinin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte davacıya iadesine, bu tutarları aşan kısım bakımından davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı, kendi iradesiyle yurt dışı gider beyanında bulunduğundan ödenen vergilerin iadesinin mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın incelenmesinden, ilk derece mahkemesince, dava konusu işlemin iptali ile fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verildiği, davacı istinaf isteminde bulunmadığından davacı yönünden kararın kesinleştiği, davalı idare tarafından istinafa başvurulduğundan, tecil faizine hükmedilmesi, aleyhe hüküm yasağına aykırılık teşkil edeceğinden, temyize konu kararın, tecil faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmının bozulması, bozulan kısım dışında kalan bölümlerinin ise onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan bölge idare mahkemesi kararının, dava konusu işlemin iptali ile fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faize isabet eden kısmı aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
Temyize konu kararın faiz istemine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmına gelince;
Aleyhe hüküm verme yasağı uygulamada, kanun yoluna başvuran taraf aleyhine sonuç verici düzeltmelerin yapılmaması veya kurulacak yeni hükümde başvuran aleyhine olacak ilk hükümden daha ağır hüküm verilmemesi şeklinde tanımlanmaktadır. Bu ilkenin amacı mahkemece verilen kararın aleyhine bozulabileceği veyahut aleyhe değiştirilebileceğini düşünen tarafın istinaf ya da temyiz yoluna başvurmaktan kaçınmasının önüne geçmek ve kanun yoluna başvurma hakkını kullanlabilmesini sağlamaktır. Aleyhe hüküm verme yasağı olarak adlandırılan ve yerleşik yargı kararlarında da yer bulan bu kuralın, ilgililerin ihlal edildiğini düşündükleri haklarını korumak amacıyla herhangi bir endişe taşımaksızın dava açabilmelerini ve kanun yollarına başvurabilmelerini sağlamaya yönelik bir uygulama niteliği taşıdığından, Anayasanın 36. maddesinde ifade edilen hak arama hürriyetini temin eden bir yönü de bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle ilgililerin içinde bulunduğu hukuki durumunun ağırlaşmasına yol açacak biçimde yargı kararı verilmesi hak arama hürriyetinin etkin kullanımını engelleyecek, dolayısıyla adil yargılama hakkının ihlaline neden olacaktır.
Dosyanın incelenmesinden, ilk derece mahkemesince, dava konusu işlemin iptali ile fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verildiği, sadece davalı idare tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasından sonra yeniden kurulan hükümle belirlenen faiz tutarının, önceki hükümle belirlenen faizden daha ağır olmaması gerektiğinden, tecil faizine hükmedilmesi, aleyhe hüküm yasağına aykırılık teşkil etmekte olup, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen yasal faiz oranında hesaplanacak faiziyle iade edilmesi gerekirken, istinaf kararının, tecil faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan, kısmen bozma kararı üzerine verilecek kararda, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden bu hususun dikkate alınması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, faiz istemine dair hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmının BOZULMASINA,
3. Kararın, bozulan kısım dışında kalan bölümlerinin ise ONANMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine, 28/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.